Filistin’de de Devlet Başkanı Mahmud Abbas çok sayıda mahkûm için af kararı verdi.

Konu başka ülkelerin de gündeminde.

Meselâ salgının çok sür’atli yayıldığı ve ölü sayısının sürekli arttığı Amerika’da cezaevleri için tahliye talepleri seslendiriliyor.

Özellikle siyasî hükümlü ve tutukluların âcilen serbest bırakılması yönünde uluslararası çağrılara muhatap olan ülkeler var.

Bunlardan biri Mısır. Uluslararası Af Örgütü Sisi rejimine bunun için çağrıda bulundu.

Aynı istikamette benzer davetler, BM tarafından, iç savaş cenderesinde tükenen Suriye ve Yemen yönetimlerine de yapıldı.

Bir başka çağrı ise, İsrail zindanlarında tutulan Filistinli mahpuslar için, Filistin yönetiminin talebi üzerine Kızılhaç’tan geldi.

Takip ve tesbit edebildiğimiz bu ülkelerin dışında başka örnekler de mutlaka vardır.

Ve ne yazık ki bunlardan biri de Türkiye.

Evet, “düşünce suçluları” ile “siyasî suçlular”ın bırakılması yönünde çok sayıda uluslararası örgüt tarafından yapılmaya devam edilen yoğun ve ısrarlı çağrılara muhatabız.

En başta, adayı olduğumuz AB’yi temsilen bize verilen mesajlarda “Koronavirüs salgını, içerideki gazeteci, akademisyen, hukukçu, siyasetçi ve insan hakları savunucularını tahliye etmek için iyi bir fırsat” deniliyor.

Uluslararası basın, gazeteci, hukukçu örgütleri ve insan hakları kuruluşları da kuvvetli vurgularla aynı talebi seslendiriyorlar.

İktidar güdümündeki medyada ya hiç yansıtılmasa veya tamamen tersyüz edilerek çarpıtılsa dahi, içeriden de bu yönde yükselen talep ve çağrılar son derece yoğun.

Gelinen noktada maalesef durum bu ve Türkiye’nin bu konuda hâlâ Mısır, Suriye, Yemen, hattâ İsrail gibi ülkelerle benzer bir görüntü veriyor olması çok düşündürücü.

Umalım ki, Meclis, infaz indirimini AKP-MHP ikilisinin getirdiği tarzda değil, içeriden ve dışarıdan gelen haklı talep ve çağrılara; sağduyunun, vicdanın ve hukukun gereklerine uygun ve adaletli bir şekilde sonuçlandırarak, Türkiye’yi kendisine hiç yakışmayan bu utandırıcı durumdan artık kurtarsın.