"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cezaevlerindeki derebeylikler

Kâzım GÜLEÇYÜZ
02 Kasım 2017, Perşembe
Geçen Mart ayının ilk günlerinde İzmir’deki bir cezaevinde Risale-i Nur’a yasak konulduğu haberine manşetten gösterdiğimiz tepki aynı gün sonuç vermiş ve söz konusu yasak Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararıyla kaldırılmıştı.

O zaman bu kararın Adalet Bakanlığı tarafından bütün cezaevlerine tamim edilmesi gerektiğini ifade etmiştik. Başka yerlerde de benzer keyfîliklerin önüne böyle geçilebilirdi.

Ama sanırız bu yapılmadı. Onun için de bazı cezaevlerinde hâlâ yasak var.

Bize iletilen son örneklerden biri Şanlıurfa T tipi 2 no’lu cezaevinde özellikle Yeni Asya baskısı Külliyata izin verilmemesi. “Diyanet’inkiler hariç, diğerlerini hemen ailenize verin, yoksa toplarız” denilmesi.

Bir başkası, Tarsus Cezaevi. Bir tutukluya gönderilen Mektubat, bir aydan fazla zamandır “yasak” gerekçesiyle emanette bekletiliyormuş.

Bir diğeri Sinop Cezaevi. Orada da hem Risalelere, hem gazetemiz Yeni Asya’ya engel çıkarılıyormuş.

Ki, Yeni Asya’nın engellenmesi, bazı cezaevlerinde Nisan başından bu tarafa devam etmekte olan hukuksuz ve keyfî uygulamalardan biri.

Sonra bazılarında bir ölçüde kaldırıldı ve yeniden alınmaya başlandı, ama bir kısmında keyfîlik hâlâ ısrar ve inatla devam ettiriliyor.

Bunlardan biri, Nur’un 8 aydır tutulduğu Bakırköy kadın cezaevi. Gazetesi de verilmiyor, imzasını taşıyan Üç Dal Papatya kitabı da.

Vermeme gerekçelerini bildirmişler: Nur’un “f.ö suçu”ndan tutuklu olması ve kitapta “f.ö suçluları”nın yazılarının yer alıyor olması...

TCK’da böyle bir suç var mı?!!

Kaldı ki, Adalet Bakanı Gül daha yakın zaman önce “Tutukluluk suçluluk anlamına gelmez” demişken, cezaevi yöneticileri, kendilerine emanet edilen tutukluları re’sen suçlu ilan etme yetkisini nereden alıyorlar?!!!

Dahası bizim defaatle vurguladığımız ve Bakanın da hatırlattığı gibi, “Kurum güvenliğini tehlikeye sokmayan ve müstehcen olmayan yayın tutukluya verilir” diyen kanun hükmü ortadayken, bu keyfîliklerin failleri hangi cür’etle böyle yapıyorlar?

Silivri 8 no’lu cezaevine Diyanet’in Kur’an mealinin dahi alınmaması ise, cür’etkârlığın ulaştığı boyutu gösteren bir diğer örnek.

Açıkça belli ki, bazı cezaevlerinde, Adalet Bakanlığının işi daha fazla uzatmadan artık neşter atması gereken derebeylikler oluşmuş.

***

- “Suratlarına çarpıyoruz’ -  http://www.yeniasya.com.tr/gundem/suratlarina-carpiyoruz_445713

- Yargıtay’dan örnek karar - http://www.yeniasya.com.tr/video/yargitay-dan-ornek-karar_445684 

- Manşet haberimiz Habertürk ve Hürriyet'te: http://www.haberturk.com/yargitay-sempati-duymak-feto-uyeligi-icin-yeterli-degil-1695297 http://m.hurriyet.com.tr/yargitaydan-delil-uyarisi-sempati-orgut-uyeligine-yetmez-40629510

Okunma Sayısı: 10060
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • KHK mağduru

    2.11.2017 22:15:57

    Eşim bolu da tutuklu nisan ayından beri yeni asya gazetesi yasak

  • Hasan unlu

    2.11.2017 22:14:21

    Kanun nizam olmayinca.!!

  • arif

    2.11.2017 18:00:22

    kitap yasaklamak ne yav.Tüm dünya değişti.Türkiye deki yasakci zihniyet bir türlü değişmedi

  • Gündüz Alp

    2.11.2017 11:56:49

    Bir derebeylik örneği de Tokat Kitap Fuarında yaşandı. Şiddetle ve nefretle tel'in ve protesto ediyoruz. Kalem ve kitaptan korkan bir zihniyetin derebeylik şeklinde tecessüm etmiş halini yaşıyoruz. Kanunun suç saymadığı yasak kapsamına almadığı bir şeyi, keyfi ve hukuksuz kararlarıyla suç saymak ve yasak demek aklın, mantığın, vicdanın ve hukukun kabul edebileceği şeyler değildir. Şirazeden ve zıvanadan çıkmış bir hukuksuzluk süreci ve cinnet hali yaşıyoruz. Antidemokratik OHAL rejiminin semeresi olan şu vahim gidişata yargı son verilmelidir. Artık anlaşılıyor ki OHAL'in hakiki sebebi ve gerekçesi "güvenlik" değil; bugün yaşadığımız şu süreci kalcı ve meşru hale getirmek ve "kökünü kazıma" projesinin yasal kılıfıdır. "Yanlış yerde" duran "doğrulara" duyurulur! Ahmet Battal Bey'e de uyarıcı yazısı için teşekkürler.

  • Adil

    2.11.2017 02:42:36

    Her şeye bir kılıf uyduruyorlar.diyanet te okudum hafizligim diyanette yaptim.silivri 7 nolucezaevinde diyanetin bana hediye ettiği kuran -ı götürdüm ramazanda .ama malesef vermediler.iyki rabbim var ahiret var yoksa kime dökerdik içimizi...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı