Özdabak’la birlikte yargılandığımız ve ilk duruşması 2 Mayıs’ta yapılan davanın dün görülen ikinci duruşmasında, bize yönelik ek iddianamedeki suçlamaya dayanak gösterilen “Cemaat mensupları ve Nur talebeleri, her yerde olduğu gibi TSK içerisinde de en güvenilir elemanlardır. Hiçbir saptırma bu gerçeği değiştiremez” şeklindeki tweet’imizin açıklamasını yaptık:
Öncelikle, soruşturmaya konu olan bahis mevzuu tweet 8 Temmuz 2016 tarihinde, yani 15 Temmuz darbe teşebbüsünden önce atılmış. 6 Temmuz 2016 tarihinde şehit düşen Pilot Yarbay Hilmi Özer hakkında.
O zaman konuyla ilgili birçok tweet attık, ancak şikâyetçi olan şahıs sadece birini nazara vermiş. Soruşturma aşamasında da diğer tweetlerimize bakılmamış. Oysa söz konusu tweet zinciri Yeni Asya’da haber de yapılmış.
Bu tweet’lerden bazıları şunlar:
“TSK milletin ordusu olduğuna göre orada milletin her kesiminden, dolayısıyla cemaatlerden de insanlar olacaktır. Bu niye mesele yapılıyor?”
“Üstadın önde gelen talebeleri içinde Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı gazisi askerler de vardı: Albay Hulusi, Binbaşı Asım, Yüzbaşı Refet Beyler gibi.”
“Nur talebesi askerlerin üstün vasıflarını görmek için Hulusi ve Refet Beyin mektuplarıyla Yüzbaşı Mehmet Kayalar’ın Diyarbakır müdafaası okunsun.”
“Cemaat mensubu, hele Nur talebesi olmayı TSK’da görev yapmaya ve yükselmeye engel bir hal gibi gören zihniyeti kınıyor ve reddediyorum.”
“TSK, Kemalist-darbeci çete ve şebekelerin yuvası değil, bin yıldır Kur’an’ın bayraktarlığını yapan bir milletin kalesidir ve öyle kalacaktır.”
“Cemaat düşmanı zihniyet, şehidin ailesini taciz edip bunaltarak psikolojik terör estirmek suretiyle ahlâksızlığını bir kez daha sergiliyor.”
***
Yenilenen mahkeme heyeti, ek iddianameye dair esas hakkındaki mütalâa ve savunmalar için duruşmayı 23 Ocak 2020’ye erteledi. Hukukî süreç işliyor. İnşaallah hak ve adalet yerini bulacak.