"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrasimizin yeni sınavı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
18 Ocak 2017, Çarşamba
Türkiye uzun yıllar, şimdiki iktidarın başkanlık projesi için referans gösterdiği şeflik rejiminde ve ardından, o rejime vücut veren ideolojinin marifeti olan ihtilallerde ayyuka çıkan azınlık tahakkümünden çok çekti.

50 öncesi tek parti döneminde millet çoğunluğunu sıkboğaz eden bu tahakküm, çok partili sisteme geçildikten sonra da devletin kritik kadrolarını elinde bulunduran ve kendilerini “elit, seçkin” zümre olarak gören kesimler eliyle eskisi gibi devam ettirildi.

Milletin ekseriyeti “cahil oy çoğunluğu” diye aşağılandı; “Dağdaki çobanın oyu ile profesörün oyu bir mi?” mukayeseleri yapıldı ve çoğunluğun seçtiği siyasetçiler, milletin ordusu kullanılarak silah zoruyla alaşağı edildi.

Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri itilip kakılarak zindanlara tıkıldı; başbakan ve bakanlar asıldı; ağır cezaevi şartlarına dayanamayıp can verenler oldu; milletin reyleriyle seçildikleri görevlerden zorla uzaklaştırılan ve tek “suç”ları ülkeye hizmet etmeye çalışmak olan insanlara siyaset yasağı konuldu...

Keza din ve vicdan, düşünce ve ifade özgürlükleri başta olmak üzere milletin temel hak ve hürriyetleri ağır baskı altına alındı. Laiklik adına yapılan, ama gerçek laiklikle de alâkası olmayan bu baskılarla, dindarlık tehdit ve tehlike olarak gösterilmeye çalışıldı.

Bugün AKP’ye verilen halk desteğinin arkasında, darbelerin asıl mağduru olan demokrat geleneği etkisizleştirip siyaset sahnesinden silmeye ve  böylece milleti alternatifsiz bırakmaya yönelik siyaset ve toplum mühendisliği projelerinin yanında, bunların toplumsal bilinçaltında meydana getirdiği derin travmaya dayalı böyle bir birikim var.

15 Temmuz da bu birikimi ateşledi. 

Ama gelinen noktada, bu durumun mevcut iktidarı pekiştirerek sürdürmek ve millet çoğunluğunun sandıkta kendi şartları içinde verdiği desteği, ülkeyi tek adam sistemine götürmek için kullanıldığı; millet iradesinin iktidara verilen oylarla tanımlandığı; farklı görüş ve fikirlerin dikkate alınmadığı, hattâ işin yer yer “Ya bendensin ya düşmanımsın” anlayışıyla siyasî muhalifleri adeta hain etme raddesine vardırıldığı; hukukun en temel prensiplerinin fütursuzca ihlal edildiği çok sıkıntılı bir tablo ile karşı karşıyayız.

Demokrasimizin yeni sınavı bunu aşmak.

Vekilleri tek tek uyaralım... - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/vekilleri-tek-tek-uyaralim_421203 … @yeniasya aracılığıyla

TOBB Başkanı kaç yıllık hikâyeyi yine tekrarlamış: “Her üyemiz bir kişiyi istihdam etsin.” Ya uyulmuyor veya işe yaramıyor ki, tablo ortada!

Yatırım-üretim artmadan ve bunun en önemli şartı olan güveni sağlayacak hukuk ve demokrasi ortamını sağlamadan işsizlik sorunu çözülür mü?

Hisarcıklıoğlu, işsiz sayısındaki ürkütücü artışa OHAL KHK’larıyla yapılan on binlerce yargısız ihracın katkısı için de bir-iki laf etse ya...

Okunma Sayısı: 5008
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • CESUR ADAM

    18.1.2017 13:10:17

    Sn.HİSARCIKLIOĞLU na AÇIK MEKTUP, Peki işsiz kalan,işine,malına,el konulan,yandaşları korumak için çıkartılan yasalardan dolayı mağdur olan MÜTEŞEBBİSLERİN,DÜRÜST İŞADAMLARININ halini hiç arayıp-soruyormusunuz. ODA AİDATLARINA EL KOYMAK için AKP bugün terörist ilan etttiği kişilerle ORTAKLAŞA İŞADAMI,SANAYİ VE TİCARET BORSALARINA OPERASYON YAPMIŞ idi.Sİiz sahi o zaman bunları göremedinizmi.

  • Özcan Erkiş

    18.1.2017 12:26:43

    (2) Toplumsal travma, gerilim ve ayrışmayı netice veren menfi siyaset söylemleri, sürekli değiştirilen gündem, kavga halindeki meclis, kafası karışık halk kitleleri. OHAL darbe rejimi ve KHK larla tesis edilen antidemokratik ortam, sosyal korkunun ve ekonomik kaygının hâkim olduğu toplumsal bir zemin ve zamanda, siyasal iktidarın tek bir gündemi var: Başkanlık!. Ve halka öyle sihirli bir formül, "doping etkisi" yapacak bir ilaç gibi takdim ediliyor ki, ülkenin tek çıkış yolu bu. Daha önce de tek parti tek parti denmişti. Geldiğimiz nokta bazen "tekliğin" de çözüm getirmediğini göstermiyor mu? Çözümün adresi belli: İleri demokrasi, hukukun üstünlüğünde adalet ve hürriyet, meşveret ve millet meclisi. Sayın vekillerimiz! Bir asır öncesinin imparatorluk devrindeki zamanın ve zeminin sistemini, bugünün zaman ve zeminine tatbik etmek mümkün değil. Lütfen mesainizi semeresiz işlere değil, milletin maddi manevi refahını netice verecek faydalı işlere sarf ediniz. Millet sizi bunun için seçti.

  • Özcan Erkiş

    18.1.2017 11:52:21

    (1) Dün "azınlık tahakkümünden" çeken bu millet, şimdi de "çoğunluk tahakkümü ve dayatması"ile 50 sene öncesine dönmek korkusu ve kaygısı taşımaktadır. Demokrasi sınavı farklı vetsiyonlarıyla devam etmektedir.Ciddi halk desteği ile iktidara gelen ve orada 15 yılını dolduran siyasal (islamcı) kadro, maalesef milleti, yazınızda bahsettiğiniz "çok sıkıntılı bir tablo" ile karşı karşıya bırakmıştır. Neden böylesine büyük ve ciddi halk desteğine rağmen ileri demokrasi, adalet, meşveret, hukukun üstünlüğü değil de "tek adam sistemi?" Referanduma gidilmeden önce cevabının verilmesi gereken hayati sual bu olmalıdır. Milletin vekillerini Yeni Asya vasıtasıyla tekrar ve son kez uyarmak istiyoruz. 50 yıl önce yaşanan toplumsal travmayı yeniden yaşatmak, bu millete yapıabilecek en büyük bir kötülük olacaktır. Lütfen iyilik zannıyla yapacağınız bu kötülükten millet ve memleket hayrına vazgeçiniz...

  • halil

    18.1.2017 11:07:49

    Millet demokrasi sınavında..., haydi hayırlısı...!!!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı