"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokratik teyakkuz

Kâzım GÜLEÇYÜZ
25 Mayıs 2018, Cuma 00:15
Açıkça görünen o ki, 16 senelik iktidarlarını kaybetmemek için devlet gücü dahil, ellerindeki bütün imkânları sonuna kadar kullanmaya çalışanlarda da, buna mukabil ülkenin artık demokratik yollarla bu iktidardan kurtulmasını isteyenlerde de paralel bir kararlılık var.

Ne var ki, şartlardaki anormal dengesizlik ve eşitsizlik iktidar blokuna olağanüstü avantajlar sağlıyor. Herşeyden önce bütün devlet gücü ve imkânları ardına kadar elinde. Bütçe ve örtülü ödenekler ellerinde. Buna ilaveten Hazine yardımından da aslan payını alıyorlar.

Ayrıca belediye kaynakları ve özel bağışlar cabası. Birbirinin tıpa tıp kopyası yayınlar yapan iktidar kontrolündeki televizyon kanalları ve gazetelerle sürekli toplumun beyni yıkanıyor. Saptırma ve çarpıtma eksenli algı operasyonlarının ardı arkası gelmiyor. OHAL ortamındaki malûm uygulamalarla herkes susturulup sindirilmiş.

Son çıkarılan kanunla sandık kurulları, mühürsüz oy pusulası, taşımalı sistem vs gibi konularda yaptıkları düzenlemelerle, oy kullanma, sayım, tasnif ve kayıt işlemlerinde her türlü suiistimalin önünün açıldığı yönünde kuşkular var. 16 Nisan referandumunda son anda devreye sokulan mühürsüz pusula ve zarf oyunu ve bazı sandıklarda kayıtlı seçmen sayısından fazla oy çıkması gibi numaralarla sonuçların manipüle edildiğine ilişkin şüpheler ve bunların tetiklediği tartışmalar unutulmuş değil.

24 Haziran’da sandık oyunlarının çok daha ileri boyuta taşınmasından ciddi şekilde kaygı duyuluyor. Ama bu kaygılar, önceki seçimlerde pek görülmeyen farklı bir teyakkuz tavrını da güçlendiriyor. Kullandığı oya ve sandığa çıkma irade ve inisiyatifi vurgulu tonlarda seslendiriliyor.

Adalet, hukuk ve demokrasi adına açılmış bir seferberlik söz konusu. İktidarın “dört benzemez” diye küçümseyip aşağılamaya çalıştığı partilerin böyle bir duyarlılıkla “Millet ittifakı” adı altında bir araya gelmeleri, bu seferberliğin bir tezahürü.

Bu duyarlılık, söz konusu değerler ortak paydasında buluşan bütün sivil toplum kesimleri tarafından paylaşılıyor ve öyle de olmalı. Bu noktada, seçmenlerin bir kısmında var olan “Biz ne yaparsak yapalım, bunlar iktidarı bırakmamak için her numarayı çevirirler, zaten herşeyi ona göre ayarlamışlar” yaklaşımı düzeltilmeli; bundan kaynaklanan karamsarlık dağıtılarak herkesin mutlaka oy kullanması sağlanmalı ve oy sayımı, tasnifi, kaydı, ilanı işlemlerinin her aşamasında sandığa sahip çıkılmalı. Demokrasinin önü bu teyakkuzla açılır. 

***

- OHAL’ci, “yerli ve millî” Cumhur İttifakı doları durdurma işini hem seçim sonrasına bırakıp, hem sürekli “Düşmeli” dediği faizleri yükseltirken, Millet İttifakı “Doların ilacı demokrasi ve hukuktur. Derhal OHAL’i kaldırıp ekonominin önünü açın” diyor. Tercih ve karar seçmenin...

- CB kurdaki yükseliş için: “Seçimin hemen ardından gereken tedbirleri çok daha farklı bir şekilde alacağız.” Niye seçimin ardından? Ve ne gibi tedbirler? Seçim öncesi ÖTV freniyle dondurulan akaryakıt zamlarını 24 Haziran’dan sonra birikmiş halde topluca boca etmek gibi mi?!!!

Okunma Sayısı: 5209
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp-3

    25.5.2018 09:55:08

    Meselâ, "OHAL sürecekse" "Güçlü Meclis, Güçlü Demokrasi, Güçlü Türkiye" demenin bir anlamı var mı ve olacak mı? Zira OHAL ile Meclis ve Demokrasi örtüşmüyorlar. OHAL olacaksa Meclis ve Demokrasi var demek mümkün mü? Gerçekçi olalım lütfen. Millete, eski bir siyasinin dediği gibi "üç konuşurlar dördüncü gün unuturlar" diyerek "balık hafızalı" ya da "IQ'su düşük" insanlar muamelesi yapmayalım. Her şeyin pekala farkındayız. Kitleleri kendilerine mecbur ve mahkum zanneden iktidarın, yandaş ve tek sesli medyanın yoğun algı bombardımanına maruz bıraktıkları insanların "başka alternatif mi var?" veya "bundan iyisi mi gelecek?" gibi akıl mantık dışı gerekçelerle hareket ettiklerini görüyoruz. Hiç kimse vazgeçilmez, bulunmaz Hint kumaşı değildir. Hürriyet ve demokrasi ortamında her soruna çare bulunur. Yeter ki bu yönde bir irade ve tercih ortaya koyalım. 24 Haziran bu tercih ve iradenin tarihidir.

  • Gündüz Alp-2

    25.5.2018 09:41:01

    Bir yandan her şeye son şeklini verecek olan tekçi bir sistemi dayatacak öte yandan "Güçlü Meclis, Güçlü Demokrasi, Güçlü Türkiye" vaat edecek, hem de "yaparsak biz yaparız" diyerek. Bunlar tutarsız ve çelişkili sözler değil mi? "Güçlü Meclis, Güçlü Demokrasi, Güçlü Türkiye"nin yolu; hürriyet, adalet, hukukun üstünlüğü, Millet (Meclis) hakimiyeti, ileri demokrasi, demokratik parlamenter bir sistemden geçmektedir. Tekçi, baskıcı, dayatmacı, diktacı yönetimler olsa olsa şahısları güçlü kılar, ülkeleri değil. Artık meseleyi mecrasından saptırmanın ve çarpıtmanın kimseye faydası yoktur. Reklam ve içi boş sloganlarla, algı operasyonu ve toplumsal hipnozlarla ülkeye hizmet de iyilik de edilmiş olmuyor. Ne olur şu anlamsız güç, iktidar ve ikbal hırsını, millet ve ülkenin hesabına 24 Haziran'da dizginleyelim. Yoksa bu hırs ve inat hem ceplerimizi hem yüreklerimizi yakmaya devam edecektir.

  • Gündüz Alp

    25.5.2018 09:25:26

    Sayın Güleçyüz, herkesin mübarek cuma gününü tebrik ediyorum. Hemen herkesin hem fikir olduğu konu açık: Hukuk ve Demokrasi. Sorunun kaynağı da çözümü de burada. Fakat gelin görün ki, iktidar cenahı 16 yıldır tek başına ülkeyi yönettiği ve özellikle son dönemde istediği her şeyi yapabildiği halde hâlâ "daha fazla güç" peşinde. 16 senedir ertelediği ve ötelediği "Güçlü Türkiye" için, sanki işbaşında onlar değilmiş ve muhalefette imişler gibi yeniden ve yine "-ceğiz, -cağız" vaatleriyle güç ve iktidar istiyorlar. İyi de herkes soruyor: 16 yıldır yapmadığınız şeyler için 16 yıl sonra niçin yetki istiyorsunuz? Yapacağınızdan ve bizi aldatmayacağınızdan nasıl emin olalım? Öyle ya 16 yıl önce hukuk, hürriyet, demokrasi, AB diye size oy verenler ve bizler bugün, demokratik hukuk devletinin tek adamlık rejimine dönüştürülme gayretlerine şahitlik etmekteyiz. Meselâ, haberler doğru ise, "AB Bakanlığı dahil 7 Bakanlık kapatılıyor" (Cumhuriyet, 25.5) Artık AB'ye ihtiyaç kalmadı mı?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı