"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dış politika ve AKP

Kâzım GÜLEÇYÜZ
10 Eylül 2020, Perşembe
Sarayın Meclis Başkanlığı, Başbakanlık ve Bakanlık yapmış isimler olarak İsmail Kahraman, Bülent Arınç, Cemil Çiçek, Köksal Toptan, Mehmet Ali Şahin ve Yıldırım Akbulut’tan oluşturduğu Yüksek İstişare Kurulu geçen hafta dış politikayı değerlendirmiş.

Sarayın medyadan sorumlu memurunun imzasıyla yapılan açıklamaya göre, toplantıda 2002 sonrasında Afrika’dan Güney Amerika’ya, geçmişte ilişkilerin zayıf tutulduğu coğrafyalara yönelik açılımlar gerçekleştirildiği ve son dört yılda ilk defa Türkiye’nin öncelik, ihtiyaç ve planlamalarına göre bir dış politika izlenmeye başlandığı ifade edilmiş.

Diğer konularda olduğu gibi dış politikada da AKP dönemi ve özellikle tek adam rejimi uygulamalarını parlatırken geçmişte yapılanları yok sayan bu propagandaya eğer kurul üyeleri kafa sallayıp onay verdilerse bu durum onlar açısından en azından çok ciddî bir hafıza kaybı ihtimalini gündeme getirir.

Verilen örnekler üzerinden gidersek:

Meselâ Güney Amerika’ya daha önce de gidildi. Merhum Demirel’in 1995 Nisan’ındaki Arjantin, Brezilya ve Şili ziyaretlerine Yeni Asya’yı temsilen biz de katıldık. Keza Cezayir, Tunus ve Mısır ziyaretlerine de. (Sayısı 41’i bulan ülke ziyaretleriyle ilgili gezi notlarımızı Demirel’le Dünya Turu adıyla kitap yaptık.)

Sezer’le birlikte, Cumhurbaşkanı düzeyindeki bu geziler kesintiye uğradı; Gül ve Erdoğan’la, listeye yeni ülkeler eklenerek sürdü.

Devletin diğer temel meseleleri gibi burada da bir devamlılık söz konusu. Tekrarlanan her ziyaret, bir öncekinin, ilişkileri daha ileriye taşımayı hedefleyen bir devamı. Gidilen her yeni ülke de, Türkiye için yeni bir açılım.

Demirel’in o gezilerde yeri geldikçe tekrarladığı “Bize dost lâzım” sözü, bu açılım politikalarının çıkış noktasını ifade ediyordu. Erdoğan da zaman zaman aynı şeyi söylüyor.

Bu noktada, önceki dönemlerde yapılanların yok sayılması hiçbir şekilde kabul ve tasvip edilemez. Bir taraftan “Dostlarımızı arttırmamız lâzım” denilirken, “yedi düvele karşı kurtuluş savaşı” söylemleri eşliğinde habire düşmanlıkları tahrik edip öne çıkaran politikalar izlenmesi ise mutlaka tartışılmalı.

YİK toplantısına dair Saray açıklamasındaki işin bu yönüne bakan ifadeler de, yaşanan gerçeklerle birlikte ayrıca değerlendirilmeli. 

Okunma Sayısı: 4301
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    10.9.2020 10:00:36

    Çok fazla geriye giştmeye ve onlarca delile gerek yok SURİYE ölçeğinde dış politikamıza bir bakalım yeter.Suriye ile 10 yıl önce olan ortak kabine toplantısı,sınırdaki tel örgülerin kaldırılması,karşılıklı birçok heyetin alanında görüşmeler yapması,ülkemizden inanç ve kültür turizmi olarak yapılan seyahatler,iki ülkenin takımı arasında liderlerin izlediği dostluk maçı,kardeşliği,komşuluğu pekiştirecek yüzlerce diyaloğun olması ve birden komşu ülkede lideri değiştirme tezgahına kapılıp 930 km.lik beton duvar yapılması,1998 Adana mutabakatı ile sağlanan başarıda komşudan terör tehdidine set çekilip savaşsız,husumetsiz bir döneme girilmesi maalesf hak ile yeksan edildi. B.Esad gidecek dedi,yerinde.Terör tehdidi içimize girdi.Ticaret,komşuluk,kardeşlik büyük darbe aldı.1000 Yılı geçen bir süredir ALBAYRAĞIN DALGALANDIĞI S.ŞAHIN TÜRBESİ taşıttırıldı.Hemde PKK uzantılarına

  • Müslüm

    10.9.2020 07:34:56

    deveye sormuşlar neren eğri. nerem doğru ki demiş...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı