"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gerçek dindar, “kindar” olamaz

Kâzım GÜLEÇYÜZ
05 Kasım 2017, Pazar
Kur’an-ı Kerimde salih amelin yine imanla birlikte ve yine hemen ondan sonra zikredildiği ayetlerden biri, devamındaki ayetle beraber bize bir başka önemli mesaj daha veriyor.

(Yeri gelmişken, meallerde salih amelin karşılığı olarak verilen “güzel işler” deyişinin bu kavramdaki derin manaları ifade etmediği kanaatimizi kaydedelim.)

A’raf Suresi 42. ayette buyuruluyor ki:

“İman edip salih amel işleyenlere gelince: Biz hiç kimseyi gücünden fazlasıyla mes’ul tutmayız. Onlar Cennet ehlidir; orada ebedî olarak kalacaklardır.”

Peşinden gelen 43. ayet de şöyle başlıyor: “Onların gönüllerinden, kin ve düşmanlık kabilinden ne varsa çıkarırız.”

İşte burada iman ve salih amelin muhabbetle bağlantısı kuruluyor. Demek ki, insan iman ve salih amelde terakkî ettiği ölçüde, Allah’ın bir lütfu olarak kalbindeki sevgi hissi de güçleniyor ve pekişiyor.

(Bir hadis-i şerifteki “İman etmedikçe Cennete giremezsiniz, birbirinizi Allah için sevmedikçe iman etmiş olmazsınız” mesajı da aynı manayı tamamlıyor.)

Risale-i Nur’daki ilgili bahislere bu gözle baktığımızda, muhabbet eksenli orijinal izahların Kur’an’daki çıkış noktalarından birinin bu ayet olduğunu anlıyoruz.

Üstad, Allah’ın bahşettiği ve güçlenmesini iman-salih amele bağladığı muhabbet hissinin de Allah için, O’nun nam ve hesabına yönlendirilmesi durumunda insanın önüne açılan pencere ve ufukları o bahislerde ne kadar güzel anlatıyor:

“Muhabbet kâinatın mayası, mizacı ve rabıtasıdır... İman herşeyi insana dost ve kardeş yapar... Ey kâinat, kardeşler, ne güzeldir halimiz... Biz muhabbet fedaileriyiz, husûmete vaktimiz yoktur...”

Onun için, iman kuvvetlenip salih amel olarak hayata yansıdıkça kin ve düşmanlık hisleri zayıflar, ortadan kalkar ve yerini samimî, hasbî bir sevgiye terk eder.

Dolayısıyla, bu manaları özümsemiş  bir dindar, asla “kindar” olamaz. Kalbinde düşmanlığa yer yoktur. Ve Üstadın dediği gibi, muhabbetin hakikatiyle yer ettiği bir kalpteki düşmanlık hissi acımaya dönüşür. Hasmına kin tutmaz, sadece acır.

Muhabbet fedailiği de bunu gerektirir.

Tokat Kitap Günlerindeki standımızın hukuksuzca kaldırılması - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/tokat-kitap-gunleri-ndeki-standimizin-hukuksuzca-kaldirilmasi_445845

Hulusi Yahyagil: Bu hizmetin hâdimleriyle uğraşanların muhakkak Allah haklarından gelecektir. Çatlasalar da hiçbir şey yapamazlar. 

“Lekelenmeme hakkına güvence getirdik” diyen Adalet Bakanı, yürüyen davalarda bu hakkın nasıl vicdansızca çiğnendiğini biliyor mu?

Okunma Sayısı: 9096
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • arif

    5.11.2017 12:34:07

    ZALIMLER için yaşasın cehennem.

  • arif

    5.11.2017 12:32:33

    kul hakkı yiyen ,ZULMEDEN ,asla müslüman olamaz. olsa olsa katmerli MUNAFIK. olur

  • Demokrat

    5.11.2017 10:53:04

    Kindar mı?Bu kelime çok hafif.2014 yılından bu yana sesini çıkar da gör...

  • Abdullah TUNÇ

    5.11.2017 10:20:03

    Gerçek dindar kindar olamaz.Doğrudur.Olamaz,olmamalı. Bunun mana-yi muhalifi sahte dindar kindar olabilirdir. Mektu batta bu şunlar yazılı;Eğer bir muhabbet,kendi esbabının rüçhaniyetine göre bir kalpta hakiki bulunsa,o vakit adavet mecazi olur,acıma süretine inkilap eder.Fakat siyasi tarafgirlik ve hissilik bir kısım insanları o hala getirmiş ki, bunun islamiyetteki yerini bulmak mümkün değildir. Bunun insaniyette de yeri yok.Akıl ve mantık,insaf ve vicdan ters yüz olmuş,her hadiseye tersinden baktırıyor.Yani şiddetli bir cerbeze hali yaşanıyor.İstikamet büyük oranda kaybolmuş. Eneye binilmiş dalalet vadilerinde at koşturuluyor. Aklımızı başımıza alıp,istikamet dairesine girmezsek;korkarım ki şiddetli bir ilahi ikazla karşılaşırız. Ve şu duayı yapmak duru mundayız: Ya Rabi bize hakkı,hak olarak göster ve imtisal ettir.Batılı,batıl olarak göster içtinap ettir...

  • HÜSEYİN İLHAN

    5.11.2017 06:56:08

    Müslümanın adaveti başta nefsinedir.Sonrası ise yaradanı inkar eden inkarcılar ile HAKSIZLIK-HAYASIZLIK-ADALETSİZLİK yapanlaradır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı