Bir taraftan “Özgür toplum, hızlı adalet, güçlü demokrasi” söylemleriyle İnsan Hakları Eylem Planı açıklayan iktidar, diğer taraftan tam aksi yönde hukuksuz ve keyfî uygulamaları daha da arttırarak devam ettiriyor.
Hafta sonunda ard arda yaşanan gelişmeler bunun son örnekleri. En başta Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin, hukukî geçerliliği son derece tartışmalı bir yargı kararı Mecliste okutulmak suretiyle düşürülmesi ve sonra sabah namazı vakti hoyratça gözaltına alınması...
Gözaltı gerekçelerinden biri olarak gösterilen “terör örgütü ve başı lehine slogan” iddiasının yalan olduğunun ortaya çıkması, bu görülmemiş skandalı ayrı bir boyuta taşıdı.
Sadece bu, gözaltı kararı veren savcının ve kararı inanılmaz bir kabalıkla uygulayan güvenlik yetkililerinin azli için yeterli sebep.
Keza bu iddiayı doğru kabul edip polisi Meclise sokarak bu skandala çanak tutan “hukukçu” (!) Meclis Başkanının istifası için de.
Bu yalanın bir başka yalanla örtülmeye çalışılması ise, “Utanmazlıkta sınır yokmuş” dedirtiyor: 6:30’da başlayan baskın saatini 6:50 gibi gösterip, “Ankara’da güneş 6:44’te doğuyor” diyerek, “Namaz kılmama dahi izin vermediler” diyen Gergerlioğlu’nu güya açık düşürmek suretiyle üste çıkmaya çalışıyorlar...
Yazıklar olsun; ne diyelim...
Bunlar bir yana, o utanç verici görüntülerle yapılan gözaltı işleminden sonra ne oldu? İfadesi alınıp bırakılan Gergerlioğlu, dört gündür ayrı olduğu evine gitti. 10 gün içinde teslim olması tebligatı da orada yapıldı. Mecliste başlattığı ve haksız gözaltıyla engellenen adalet nöbetini o güne kadar partide sürdürecek.
Eşzamanlı olarak gerçekleşen bir diğer hukuk ayıbı, 15 Temmuz’dan sonra tutuklanıp aylarca hücre hapsinde tutulan ve 2018 yazında bırakılan Danıştay eski üyesi Kasım Davas’ın, hakkındaki mahkûmiyetin Yargıtay tarafından onanması üzerine tekrar tutuklanmasıydı. Evinden alındığı halde “firari” yakıştırmalı aşağılık haberler işin tuzu biberi oldu.
Kasım Davas aynı zamanda, Erdoğan’ın başbakanken cenaze namazına katıldığı ve cenaze arabası giderken arkasından el salladığı rahmetli Mustafa Sungur Ağabeyin damadı. Ve bu süreçte ailesine de çok eziyetler yapıldı...
Dileğimiz, artık hukuka dönülmesi ve bu utanç verici hukuk ayıplarının sona ermesi.