"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hâkim cereyanlara alet olunmamalı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
13 Şubat 2016, Cumartesi
Bediüzzaman, en hassas olduğu ve ısrarla üzerinde durduğu hususlardan birini Kastamonu Lâhikası’nda şöyle dile getirir:

“Bu zamanda öyle fevkalâde hâkim cereyanlar var ki, herşeyi kendi hesabına alır.” (Kastamonu Lâhikası, s. 114.)

Nübüvvet çizgisiyle muaraza halindeki dinsiz felsefenin ürettiği beşerî ideoloji ve sistemlerin geçen yüzyılı kana bulayan çekişmeleri, bu açıdan ibretli örneklerle dolu. Sonu izm’le biten kelimelerle adlandırılan bu ideolojiler, maddeci Batı medeniyetinin temelini oluşturan “kuvvet”ten aldıkları pay ölçüsünde etkili oldular ve saldırganlaştılar.

Ve yayılıp hâkimiyet alanlarını genişletmeye çalışırken, herşeyi ve herkesi kendi amaçları istikametinde kullanmaya, kullanamadıklarını da ezip tasfiye etmeye yönelik bir strateji izlediler.

Materyalizm, emperyalizm, kapitalizm, faşizm, nasyonalizm, sosyalizm, nasyonal sosyalizm, komünizm... Marksizm, Leninizm, Maoizm, Kemalizm... 

Hepsi aynı kaynaktan zuhur etmelerine rağmen, zaman zaman ve yer yer kıyasıya bir mücadeleye giriştiler. Ve bu mücadelede üste çıkan taraf olmak için en çok başvurdukları yöntemlerden biri, dini ve dindarları kullanmak oldu. Bunlar adına yapılan tasarrufların serencamı bunun ibretamiz örnekleriyle dolu. Ama çoğu da hedefe ulaştıktan sonra, ilk iş olarak, kendilerini oralara taşıyan dindarları ezerek tasfiye etmeye yöneldi.

Yakın tarihimizde İstanbul’un işgal edildiği kara günlerde kurulan İngiliz Muhibleri Cemiyetine, dindarlığından kuşku duyulamayacak bazı zatların da iştiraki, hâkim cereyanların dindarları nasıl kullandığının acı ve ibretli örneklerinden biri. Bu tavra tepkisini işgalci İngilizin yüzüne karşı “Tükürün o ehl-i zulmün o merhametsiz yüzüne!” diye haykırarak dile getiren bir isimdi Bediüzzaman.

O, bu onurlu tavrını, son derece zor şartlar ve ağır baskılar altında, sadece Allah’a güvenip dayanarak tek başına başlattığı Nur hizmetinin inkişaf sürecinde de korudu. Hizmetini hiçbir hâkim cereyana alet etmedi ve ettirmedi.

(Cemaatler ve Toplum-Siyaset-Devlet kitabımız, s. 59-61)

Risale-i Nur’a özgürlük, İsmailağa külliyesinde yıkım, cemaatler zulümlere niye sessiz, AKP’nin İsrail manevrası... http://www.yeniasya.com.tr/video/haktan-yana-duranlar-bedel-oduyor_384602

Okunma Sayısı: 1880
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HÜSEYİN İLHAN

    13.2.2016 09:28:43

    TARAFGİRLİK iman ve kur'an hizmetindeki insanların dahi HAK-HUKUK-ADALET hassasiyetlerini tahrip edip perişan etmişse,RİSALEİ NURLARA HÜRRİYETİN,Orman arazisini önce verip,yapılan binaları görüp takdir edenlerin istedikleri DESTEĞİ eksik almaları nedeniyle YIKMALARI ve bilhassa KABE ye O MENFUR SİYASET necasetini bulaştıran gafil ve dalalettekilerin MENFUR HALLERİDE UYANDIRMIYOR VE SESSİZ KALIYORLARSA YAPILACAK ŞEY hasbünallahi veniğmelvekiiiiil DEMEKTİR.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı