"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hâkim misiniz, savcı mı?!!

Kâzım GÜLEÇYÜZ
31 Temmuz 2019, Çarşamba
Terör örgütünün de, üyeliğinin de, propagandasının da tanım ve kriterlerini belirleme yetkisi kimde? Elbette ki yargıda.

Mahkemelerin ve özellikle Yargıtay’ın bu konularda detaylı karar ve içtihatları var.

Bireysel başvuru sisteminin yürürlüğe girmesinden sonra Anayasa Mahkemesinin de. 

Son örneği barış akademisyenleri kararı.

Ne var ki, ülkemizde eskiden de var olan, ama son dönemde iyice çığırından çıkarılan bir hal de mevcut: Her önüne gelen, kendisini mahkeme yerine koyup ahkâm kesiyor.

Hem savcı, hem hâkim rolüne soyunan kimileri kendi kafalarına uyan ve işlerine gelen yargı kararlarını göklere çıkarırken, tersi olduğu zaman yerin dibine batırıyorlar.

Yargılamalar medya üzerinden yapılıyor.

Ve medyadaki yayınlarla yargı üzerinde ağır bir baskı oluşturuluyor. Anayasa “Kimse mahkemelere emir ve talimat veremez, telkinde bulunamaz” ve kanun “Âdil yargılamayı etkilemek suçtur” demesine rağmen.

Bu şirazeden çıkmışlığın son örneğini, yine medya kullanılıp şimdi de akademisyenler ve rektörlükler devreye sokularak AYM’ye karşı yürütülen kampanyada görüyoruz.

İşin “yargıya müdahale” boyutunun yanı sıra, “Akademisyenlerin bir kısmının, bilim, sanat, düşünce ve ifade hürriyetlerinden yana tavır almak yerine, meslektaşlarına yönelik kıyım ve linç operasyonlarına sessiz kalıp dahası alkış tuttuğu bir Türkiye” tablosu ortaya çıkarması da acı ve düşündürücü.

Hep sorulan “Üniversitelerimiz fikir, bilim, proje üretiminde niye diplerde?” sualinin cevaplarından biri bu tabloda olsa gerek.

Bu arada, neredeyse her gün içeriden de, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’den de gelmeye devam eden şehit haberlerini öylesine geçiştirip toplumu da kanıksatan ve duyarsızlaştıranlar, AYM’nin barış akademisyenleri için verdiği son karar üzerine birden şehitleri hatırlayıverdiler! 

Bu da işin ayrı bir ciheti...

Bu vesileyle bir kez daha tekrarlayalım:

Terörün her çeşidine de, PKK’ya da, iç ve dış bağlantılarıyla bunları kullanarak demokrasinin önünü kesen ve hukukun canına okuyan derin mahfil ve çetelere de lânet olsun! 

Ve bütün bunlara rağmen demokrasiyi, hukuku, adaleti, hak ve özgürlükleri daha da artan bir kararlılıkla savunmaya devam...

Okunma Sayısı: 7347
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp-3

    31.7.2019 12:58:18

    Bir oluşumun ne olduğunun kararını bağımsız mahkemeler verir. "Terör örgütünün de, üyeliğinin de, propagandasının da tanım ve kriterlerini belirleme yetkisi kimde? Elbette ki yargıda." Peki yargı tarafsız ve bağımsız değilse, kim verir? Cevap belli: İktidarı elinde tutan (adı ne olursa olsun) siyasal güç ve otorite. Peki buna "adil yargılama" ya da "adalet" denir mi? Elbette, hayır. "Kişiye endeksli sistemde" "Anayasa “Kimse mahkemelere emir ve talimat veremez, telkinde bulunamaz” ve kanun “Âdil yargılamayı etkilemek suçtur” demiş kim takar? Şu anda öyle bir süreç yaşıyoruz ki tanımını yapmak mümkün değil. Tahakküm IN hürriyet ve adalet, demokrasi ve hukuk OUT. Gerçi "Demokrasi Endeksinde" ülkedeki rejimin adı konulmuş: "Seçimli Otokrasi." Merak eden anlamını ve uygulamalarını araştırır. Özetle, iktidar partili eski bir GB'nin dediği gibi: "Bu sistem yanlıştı, bir ihtiyacın sonucu da değildi; tamamen kişiye endeksli bir sistemdir ve değiştirilmesi zorunludur.” (Yeni Asya, 31.7)

  • Gündüz Alp-2

    31.7.2019 12:47:42

    Yeni Asya'nın bugünkü "Kişiye endeksli sistem yanlıştır!" manşeti bir yandan soruna işaret ederken mevhum-u muhalifiyle de çözüme işaret ediyor. Keşke eski BB ve iktidar partisinin eski GB'si 16 Nisan referandumundan önce bu sözleri, tıpkı Bediüzzaman'ın "Riyaset-i şahsiyyenin katiyen aleyhindeyim!" dediği gibi onlar da söyleyebilmiş olsalardı. Millet daha duyarlı ve bilinçli hareket eder daha baştan tek adamlık sistemine geçit vermezdi. Artık olan oldu. Bundan sonra bu ülkenin demokratları, yapılan vahim yanlışı milletle beraber düzelmek için var güçleriyle çalışmalıdır. İkbal de istikbal de hürriyetçi demokrasi ve hukukun üstünlüğünü, hakimiyet-i milleti yani meclisin ortak aklını ülkeye hakim kılmaktadır. Hele yüzyılımızda karşılığı olmayan "kişiye endeksli" demode bir sistemi "yeni" diye takdim etmek ülkeye zarar vermekten başka bir şey değildir. Öyle olduğunu da şimdilerde yaşayarak gördük ve görüyoruz. Ne var ki faturayı yine 82 milyon ödemektedir.

  • Gündüz Alp

    31.7.2019 12:38:02

    Sayın Güleçyüz, Ziya Paşa (1825-1880) şu sözleri sanki bugünler için söylemiş: "Kâdî ola da`vâcı vü muhzır dahi şâhid / Ol mahkemenin hükmüne derler mi adalet." Yargının bu denli baskı altına alındığı bir dönemde elbette adalet tam ve layıkıyla tecelli etmeyecek ya da geç tecelli edecektir. İşte ahvalimiz! "Terörün her çeşidine karşı" çıkmayan mı var Allah aşkına. Suyu bulandırmanın anlamı yoktur. Maksat "üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi?" AYM'nin baskıya boyun eğmeyerek verdiği yerinde iki kararı alkışlamak lazım gelirken; hele, adına Üniversite denilen kurumların takındığı tavır kelimenin tam anlamıyla "hayret" vericidir. Bir de "1071" denilerek Malazgirt Zaferinin böylesine antidemokratik bir harekete alet yapılması çok çirkindir. Ayıp ötesi! Lafı eğip bükmenin anlamı yoktur. Demokrasi ve hukuk, hürriyet ve adalet...istiyor muyuz istemiyor muyuz? "Evet ama, fakat, lakin, esasında..." gibi kaçak güreşmenin ülkeye de millete faydası yoktur.

  • HÜSEYİN İLHAN

    31.7.2019 12:20:52

    ÇÖZÜM SÜRECİ denilen zamanda KOLLUK KUVVETLERİNİN OPERASYON YAPALIM TALEBİNE RTE HAYIR dediğini STAR TV.KIRMIZI KOLTUK PROGRAMINDA İTİRAF ETMİŞTİR.AYM.Kararına tepki gösteren baylar ülkeye yeni geldiler herhalde.Ya da TERÖRİSTİN AYAĞINA BAĞIMSIZ YARGIYI GÖTÜRTENLERİ HİİİÇ DUYMADILAR,PYD-YPG İçin yardıma giden peşmergelerin ülkemizden geçirilip ikramlarla tıka basa doyurulduğunu yine bunlar hiiiç görmemiş,duymamış okumamışlardır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı