"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hakkımızı helal etmiyoruz

Kâzım GÜLEÇYÜZ
12 Temmuz 2017, Çarşamba
Cumhurbaşkanının cezaevlerindeki tutuklu gazetecilerle ilgili olarak Alman Die Zeit gazetesine verdiği “bilgi”lerdeki boşluk ve çelişkilerden birine dün dikkat çekmeye çalışmıştık.

Bugün de bir diğer noktaya değinelim.

Erdoğan “mesleğini gazetecilik olarak beyan eden” diye bahsettiği 177 tutukludan 152’sinin “FETÖ darbe,” 3’ünün de “FETÖ paralel yapı suçu”ndan içeride olduklarını söylerken yine f.ö üzerinden bu tasnif ve ayrımı neye göre yapıyor?

Darbecilikle suçlananların gerçekten darbeci olup olmadıkları bahsini ayırarak, “darbe suçu”ndan söz etmenin bir mantığı var. Çünkü darbe hakikaten suç.

Peki, darbecilikle itham edilen gazeteciler için bu suçlama geçerli mi? Onun kararını mahkeme verecek. Ama bu ağır baskı altında vereceği karar ne derece âdil ve hukuka uygun olacak; tartışılır.

İşin bu yönünü başlı başına bir gündem olarak, şimdilik sadece kayda geçirerek diğer suçlamaya dönecek olursak:

Cumhurbaşkanının bahsettiği “FETÖ paralel yapı” suçu nedir? Neyin paraleli? Kanunlarda böyle bir suç var mı, varsa nerede? Tarifi, kriterleri ve cezası ne? Gazetecilerin “paralel yapı suçu”ndan tutuklu yargılanmalarının dayanağı ne?

Erdoğan’ın sayılarını 3 olarak ifade ettiği bu gazetecilerden biri herhalde bizim Nur olsa gerek. Israrla dikkate alınmayan ifade ve savunmalarında belirttiği ve bizim de teyid ettiğimiz üzere, fakülte 3. sınıfta tanıştığı Yeni Asya’ya mensubiyeti 3 yılı aşkındır kesintisiz devam ediyorken bir geceyarısı baskınıyla evinden alınıp 134 gündür içeride tutulan Nur’un “paralel yapı suçu”yla ne alâkası olabilir?!

Cumhurbaşkanının beyanları, tutuklu gazeteciler konusuyla bilhassa yakından ilgilendiğinin göstergesi ise ve Nur’un Yeni Asya mensubu kimliğine rağmen tutukluluğunun devamında onun da bir şekilde etkisi varsa, diyeceğimiz şey şu:

Masum insanlara reva görülen bu hukuk dışı muamele ve eziyetlerde rolü ve dahli olan kim varsa, mevkii ve konumu ne olursa olsun, tamamından burada da, öbür tarafta da davacıyız. Hakkımızı asla helal etmiyoruz. 

Bu da böyle biline!

***

-Adalet talebinin ilk kez böylesine güçlü şekilde dile getirildiği bir noktada haksız ve keyfî uygulamalar daha fazla sürdürülemez.

-Adalet yürüyüşü ve Maltepe mitinginden çıkan mesajlar - http://www.yeniasya.com.tr/video/adalet-yuruyusu-ve-maltepe-mitinginden-cikan-mesajlar_437565

-Son gözaltılardaki bir gerekçe: “Bir dönem Cemal Uşşak’la yoğun irtibat.” O zaman, merhum Uşşak’ı âkil adam yapanlara da mı gözaltı geliyor!

Okunma Sayısı: 10907
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Murat

    12.7.2017 15:14:05

    Ülkede yaşanan bir kör döğüşüdür.kuyuya atılan bu iftira taşını değil 80 milyon dünya bile çıkaramaz.Olmayan birşeyle mücadele edilmez.Zan ve ispatı olmayan suçu kimin üzerine giydiyseniz olur.niyetler karanlık bakışlar bulanık,adalet beklemek hakkımız olsa da safdillik çünkü bu yol çıkmaz sokak artık iş işten geçti ilahi hükmü beklemek gerek

  • Özcan ERKİŞ

    12.7.2017 14:57:53

    (6) Yeni Asya'nın haber verdiği gibi, parti genel başkanı olan CB diyor ki:"Mağduriyet yaşayanlar doğrudan şahsıma başvursun!" Bağımsız ve tarafsız Mahkemeler varken niye CB? Şu sözü, bir Demokratik Hukuk Devletinde -velev ki CB olsun- bir şahıs söyleyebilir mi? Pek çok evrensel Hukuk Kaidelerine ters olan şu beyanat dahi ülkede hak-hukuk-adaletin nasıl şahsa tabi olduğunu göstermektedir. Lütfen bu ülkenin Hukuk Fakültesinin Prof.ları, doçentleri, ehl-i hukuk ve vukuf bilim insanları, Yüksek Yargının yüksek makamında bulunan yargıçlar!.. Sizlerden "Hak, Hukuk, Adalet" namına ve hesabına bir açıklama beklemek, bir vatandaş olarak benim hakkımdır. Zira hak,hukuk ve adaleti muhafaza ve tahakkuk ettirmek sizin vazifeniz olup, bu vazife dolayısıyla aldığınız ücret benim ödediğim vergilerdir. Demokrasi; şeffaflık, hesap sorma-hesap verme rejiminin adıdır. Ve "OHAL'in çok da uzak olmayan bir gelecekte kalkması mümkündür!" diyor. O "gelecek" ne zaman gelecek? Ve buna kim karar verecek?

  • Özcan ERKİŞ

    12.7.2017 12:48:37

    (5) Bugün M.Latif Salihoğlu beyin "Kurnazca siyasete aldanan dindarlar" ve Cevher İlhan beyin "Dindarların tasfiyesinin arka planı" başlıklı yazıları dikkatlice ve ikisi birlikte okunup mütalaa olunduğu vakit; bugün yaşadığımız sürecin ip uçlarını, niyet, hedef ve maksadını öğrenebiliriz. Siyasal İslamcıların bu süreçteki "rollerini" yine bu iki yazının içindeki tarihi hakikatlerden öğrenme imkanımız olacaktır. Tarih "ders alınmadığı vakit tekerrür edermiş." Tekerrür etmemesi için ders almamız, bir delikten iki defa sokulmamız gerekiyor. Hürriyetçi Demokrat siyasetin ve yönetimin bu ülkede hüküm ferma olmasını istiyor isek (ki herkes ister); menfi ve menfaatçi siyasetin şerrinden emin olmak, kendimizi ve milleti ondan muhafaza etmek zorundayız. Bu manada da Bediüzzman Hz.leri "Euzubillahimineşşeytanivessiyaset" dememiş mi? "Şeytan ile Siyasetin" bir arada zikredilmesi ne kötü değil mi? Sebep olanlar düşünsün ve utansın!

  • Özcan ERKİŞ

    12.7.2017 12:32:19

    (4) "Hakkımızı helal etmiyoruz!" meselesine gelince; Türkiye'de gelenek hatta seremoni haline gelmiş bir durum var. Genellikle "helalleşmeyi" "musalla taşına" bırakırız. Sorulan iki sualden birincisi:Nasıl bilirsiniz? İkincisi de :Hakkınızı helal ediyor musunuz? Şimdiye kadar mevta hakkında menfi söyleyeni görmedim. Herkes "İyi biliriz!" "Helal ediyoruz!" diyor. Gerçi "müminin şehadeti" mühim ise de; binlerce insana zulmetmiş, onları çoluk-çocuk mağdur etmiş, hak-hukuk ve malını gasp etmiş, canına kast etmiş "Zalimler" için seremoni tarzındaki helallik bir mana ifade eder mi? "Zerre miktarı hayrın, zerre miktarı şerrin karşılığı görülecek!"(Zilzal:7-8) ve "Zalimlere meyletmeyin, ateş size de dokunur!" (Hud:113) vb İlahi hakikatleri okuyup dururken, sözde ve seremoni tarzında bir helallik alma-verme muamelesine "bel bağlamak" samimi, ciddi bir mümin ve Müslüman için düşünülecek şey mi? "Ne zulüm ediniz ne de zulme uğrayınız!" Nebevi beyanı ve Sünnet-i Seniyye dairesinde yaşamak varken.

  • Özcan ERKİŞ

    12.7.2017 12:07:40

    (3) CB Makamı Yargı makamı değildir. Bir şahsın veya Gazetecinin yahut Millet Vekilinin "terörist" olup olmadığına bağımsız ve tarafsız mahkemeler karar verebilir. Bu mahkemelerde vazife yapan yargıçlar da adil, cesur, etik ilkelere riayet eden, vicdanı hür kişiler olmalıdır ki, kimseden emir ve talimat almadan adaleti tahakkuk ettirsinler. Bir ülkenin "partili" CB'nı davası görülmekte olan, suçu sabit olmamış bir şahıs yahut gazeteci veya vekil hakkında, yargı kararından evvel- adeta talimat verircesine - "o şahıs teröristtir!" ders bunun adı "Yargısız infazdır!" Şu sözler bile tek başına ülkede adaletin olmadığına delil ve bürhandır. "İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın!" diyen Şeyh Edebali insanı, hayatını ve hakkını merkeze koyarken; siyasal İslamcı iktidar, icraatlarıyla sanki, "devleti yaşat ki!" demektedir. Yapacakları "Milli Birlik Yürüyüşü" için derim ki: ADALET OLMADAN BİRLİK de DİRLİK de OLMAZ!

  • Özcan ERKİŞ

    12.7.2017 11:54:47

    (2) Adalet Yürüyüşüne ve talebine, "Kabak tadı verdi!" diyerek itibarsızlaştırmaya çalışan,"faşizm ve anarşizm" diye niteleyen siyasal İslamcı iktidar, 15 Temmuz yıl dönümü için halkı şimdiden Meydanlara (olmayan) Demokrasi Nöbeti için çağırmaktadır. Eğer sokağa hak talebi ile inmek "faşizm ve anarşizm" ise iktidar niye ısrarla milleti meydanlara davet etmektedir? Demek, iktidar yaparsa meşru, muhalif ve muarızlar yaparsa "faşizm ve anarşizm" öyle mi? Buna halk arasında hep kendine yontan "nalıncı keseri" siyaseti derler. Evvela "yalanı" terk ederek; doğru, dürüst, samimi ve şeffaf siyasetçiler olalım lütfen. Bu ülkede yaşayan bizler "faşizmi" de "anarşizmi" de gayet iyi tanıyor ve biliyoruz. İktidar, millete, IQ'su düşük "sürü" muamelesi yapmasın. Adalet Yürüyüşü ve Mitingi, öyle olmadığını herhalde göstermiş olmalıdır.

  • Özcan ERKİŞ

    12.7.2017 11:42:12

    Sayın Güleçyüz, Adalet Yürüyüşü ve nihayetindeki 1.5 milyonluk mitingle dile getirilen Adalet talebi; bir kez daha ve tekzip edilemeyecek bir tarzda ülkede ADALETİN OLMADIĞINI tespit ve teyit etmiştir. Her ne kadar iktidar ve yandaşları, Adalet Yürüyüşü ve Adalet Mitingi için "Tehlikeli oyun!" "Faşizm!" "Anarşizm!" diyerek zulümlerini gizlemeye çalışsalar da ADALETSİZLİK gün gibi ortadadır. Adaletin var olduğunu kimler söylüyor bakalım:1.İktidar ve yandaşları, 2.İktidarın müttefiki muhalefet partisi, 3. Müfrit ulusalcı bir şahıs. Bunlara mukabil; iktidarın dışındaki bütün muhalifler, ABD ve AB, AP ve İnsan Hakları İzleme Örgütü vb bütün Uluslararası kurum ve kuruluşlar Türkiye'de adaletin olmadığını hem de gözlemlerine dayanarak raporlarıyla söylüyorlar. İktidarın "Yalan!" demesiyle hakikat maalesef yalan olmuyor. "El-hükmü lilekser" kaidesince; Türkiye'de (yazılı metin olarak var, icraat) adalet yoktur!

  • HÜSEYİN İLHAN

    12.7.2017 06:38:27

    Bir kişi paronaya hastalığına yakalandımı tedavisi kolay değildir.Amma inat ve kin ise daha zor tedavisi olandır.'MAĞDUR EDEBİYATI YAPMAYIN,diyen alil kafanın suratına OSMANLI ŞAMARI gibi inecek bir haber vardı.O da şu;KHK ile ihraç edilmiş ve suçu olmayıpda SGK kayıtlarında şüpheli ihraç çizgisi olanlaraın ÖZEL SEKTÖRDE dahi iş bulmasını,işe başlamasını engelleyen ZORBALIK için hükümet harekete geçmiş.! 1-MAĞDUR EDEBİYATI YAPMAYIN diyenin asla DOĞRU KONUŞMADIĞI,DAİMA GERÇEK DIŞI BEYANDA BULUNAN ve ALİL KAFA YAPISI KESİNLEŞMİŞ şahıs olduğu sabittir. 2-Yapılanların mağduriyetten de öte NAZİ-KIZIL KOMÜNİST zihniyette bir haydutluk olduğu aşikardır. 3-ADALET talepleri yerden göğe haklıdır.Bu talebe karşı olmak,adalet talebini şu ya da bu şekilde küçültmek ise hem İSLAM dinimize ,hem insanlığa aykırıdr.

  • Adalet

    12.7.2017 01:45:58

    Mağdurlar ne olacak sizden başka kimse haber bile yapmıyor :(((Allahım yardim et

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı