Yeni sisteme geçildikten sonra işlevini büyük ölçüde kaybettiği tartışmalarına konu olan Meclisin açılışı öncesinde AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan şöyle demişti:
“Gezi süreci başta olmak üzere bazı dönemlerde reformcu kimliğimiz ister istemez biraz yavaşladı, duraksadı, ama tekrar besmeleyi çekiyoruz. Yeni dönemde halkımızın beklentilerini karşılamak için adımlar atmaya hazırız. Polemikten, kavgadan ve gerginlikten uzak bir dönem olsun istiyoruz.”
Malûm, özellikle son yıllarda demokrasi ve hukuk alanındaki ciddî ve vahim gerilemeler iktidar tarafından hep Gezi ve Kobani olayları, terördeki tırmanış, Suriye’deki savaş ve 15 Temmuz gibi sebeplerle izah edilmeye çalışıldı. “Bunca yoğun saldırı altındayken ne yapabilirdik?” gibi mazeretler gösterildi.
Halbuki bunların hiçbiri demokrasi ve hukuktan uzaklaşma gerekçesi olamazdı.
Tam tersine iktidar demokrasi ve hukuka daha fazla sarılmış olsaydı, içten ve dıştan hedef olduğunu söylediği bütün tehdit ve taarruzlara karşı çok daha güçlü olurdu.
Ancak bunu yapmadığı için kendisi de kaybetti, ülkeye de kaybettirdi. Tek adam rejimiyle tırmandırılan gerilim ve kutuplaştırma siyasetleriyle, en temel hak ve hürriyetlerin gasp edildiği hukuk dışı OHAL uygulamalarıyla toplumda ayrışma ve kamplaşmayı körükleyip, giderek büyüyen bir kitleyi karşısına aldı. Ve kendisi de dağılma sürecine girdi.
31 Mart ve 23 Haziran yerel seçimlerinde Ankara ve İstanbul’u bu yüzden kaybetti.
Şimdi bizzat kendilerinin defalarca ifade ettikleri “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi de kaybeder” sözüyle dile getirilen gerçeğin tedirginlik, panik ve telâşını yaşıyorlar.
Gelinen noktada toplumun beklentilerini karşılayacak reformlar için tekrar bismillah demekten dem vuran iktidar partisinin bu söylemi ne ölçüde inandırıcı olabilir ki?
Hele partinin genel başkanı, iktidarın antidemokratik uygulamalarını eleştiren muhalefet temsilcilerini “bindirilmiş kıtalar” olarak niteleyip, “2023 inşaallah halkımın, vatandaşlarımın yeni bir hesap sorma dönemi olacaktır” diyerek, erkene alınmazsa o yıl yapılacak olan seçimi de yine kutuplaşma ortamında yapma sinyalini şimdiden veriyorken...
Evet, halk hesap soracak; ama kimden?