Son dönemde daha ziyade Kuzey Suriye’de yoğunlaşan sınırötesi terör operasyonlarına HDP dışındaki muhalefet partilerinin tamamı açık destek verdi.
“Konuyu siyaset üstü bir millî mesele olarak görüyoruz” diyerek ortak tavır aldılar.
Bu tavır da farklı açılardan tartışılıyor.
Onun dışında üzerinde durulan hususlardan biri, çoğunluğun “millî mesele” olarak görüp destek verdiği bu operasyonların iktidar tarafından iç siyaset malzemesi olarak kullanılmaması gereği. Peki, böyle bir hassasiyetin beklendiği adresin yaklaşımı nasıl?
Beyanlara bakınca şunları görüyoruz:
Geçen senenin Ocak ayında Çanakkale ve Bedir benzetmeleri eşliğinde gerçekleştirilen Zeytin Dalı operasyonu için bizzat Cumhurbaşkanı “Artık partimizde metal yorgunluğu kalmadı. Afrin harekâtıyla bir diriliş hamlesinin içine girdik” ifadesini kullanmıştı.
Bunun üzerine biz de şunu sormuştuk:
“50’yi aşkın şehit verdiğimiz harekât Türkiye’yi tehdit eden terör koridorunu kırmak için mi yapıldı, yoksa iktidar partisini metal yorgunluğundan kurtarıp diriltmek için mi?”
Şimdi de AKP sözcüsü Mahir Ünal’ın “Barış Pınarı Harekâtı ile iyi bir ivme yakaladık. Bunu devam ettirmeliyiz” dediği yazıldı. Ama Ünal Abdulkadir Selvi’nin köşesinde çıktığında sessiz kaldığı bu söz için, Ertuğrul Özkök’ün köşesine taşınınca “Gerçek dışı” dedi.
Geç red, şu soruların önünü kesmemeli:
Bu operasyon da, 31 Mart ve 23 Haziran’da hiç beklemediği şoklar yaşayan ve ortağıyla birlikte ciddî bir gerileme sürecine girmiş olan AKP’nin “iyi bir ivme” yakalaması için mi yapıldı? Harekâttaki şehitleri bunun için mi verdik? Böyle birşey kabul edilebilir mi?
El Bab, Cerablus, Afrin ve Barış Pınarı’nda sayısı yüzlere ulaşan askerlerimiz AKP’yi yeniden yükselişe geçirmek için mi şehit oldu?
Afrin için seslendirildiğinde de ifade ettiğimiz gibi, bu söylemin diğer harekâtlarda da tekrarlanması çok açık bir istismar olur ve maksadının aksiyle neticelenerek geri teper.
Nitekim bazı kamuoyu araştırmacıları da, son operasyonun iktidar blokuna çok fazla bir oy akışı getirmediğini ifade ediyorlar.
Çünkü toplumun ortak vicdanı, bilhassa böyle konuların iç siyaset malzemesi olarak kullanılmasını onaylamıyor, kabul etmiyor.
Bu yönde yapılan “beyin yıkama” eksenli yoğun propagandalar ise artık ters tepiyor.