Döviz kurlarındaki fahiş artışların kriz olarak hatırlandığı ve hafızalarda derin izler bıraktığı bir ülkeyiz. Özellikle 1994 ve 2001 krizleri unutulamaz.
Yıllar sonra, onlara çok yakın seviyelerde yeni bir yükseliş dalgasıyla karşı karşıyayız.
İktidar bu durumu 15 Temmuz’a benzer bir saldırı ve ekonomik taarruz olarak değerlendiriyor ve püskürtmek için halka “Yastık altındaki dövizinizi bozdurun” çağrıları yapmaya devam ediyor. Daha önce de benzer kampanyalar olmuştu, ama görünen o ki bu defaki çağrılar çok fazla etkili olamıyor.
Dövizdeki yükseliş dalgasını tetikleyen olay, odağında ABD’li Rahip Brunson’ın yer aldığı hararetli tartışmalar oldu. Rahip tutukluyken tepkisini söylem düzeyinde tutan Trump, ev hapsiyle tahliye sonrasında işi tırmandırdı ve iki Bakanımıza yaptırım boyutuna taşıdı. Diğer yaptırımlar da cabası.
Ankara’dan “rest”ler yükselirken gerilimi yatıştırmak için apar topar Washingon’a gönderilen Türk heyeti, önüne konulan yeni şartlar ve tahliye talepleriyle geri döndü.
Bu onur kırıcı tablonun gerisinde, son dönemdeki tutuklama furyasının ve OHAL uygulamalarının yargı sistemimizi maalesef iyice rayından çıkarmış olması yatıyor.
Hukukun tam anlamıyla dibe vurduğunu gösteren inanılmaz bir skandal olarak tarihe geçen Deniz Yücel olayının daha geniş ölçekteki bir örneği Rahip üzerinden tekrarlanıyor.
Bakalım, bu işin sonu neye bağlanacak? Ama şimdiden çok daha ağır bir fatura bıraktığı kesin.
Burada gözden kaçırılmaması gereken çok önemli bir nokta da, gerek keyfî gözaltı ve tutuklamalar, gerekse kayyım darbeleriyle çok sayıda şirketin üzerine çökülüp malvarlıklarının gasp edilmesi sonucu, en temel kişi hak ve özgürlüklerinin, teşebbüs özgürlüğü ve mülkiyet hakkının güvence altında olmadığı bir ülke imajının ortaya çıkmış olması. Böyle bir imaj hangi yatırımcının gözünü korkutmaz?
Bugünün dünyasında insan haklarının ve hukuk devleti kriterlerinin iç mesele olarak görülmekten çıktığı, hele AB adayı bir ülkedeki hak ihlallerinin asla geçiştirilemeyeceği, her fırsatta vurgulanan bir gerçek.
Ne yazık ki, bu gerçekle inatlaşılması ülkeyi ve ekonomiyi bu noktalara getirdi.
Ve hukuk krizi, ekonomiyi de zora soktu.
***
Scope: Yeni Asya günlük lahika mektubumuzdur https://youtu.be/OneZTuc35J8 @YouTube aracılığıyla