"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İftirada ısrar daha da rezil eder

Kâzım GÜLEÇYÜZ
03 Aralık 2019, Salı
Diyanet’in adı kullanılarak servis edilen, Başkanlığın sahiplenmediği, ama aynı zamanda açıktan red de etmediği “cemaat ve tarikatlar raporu,” Perinçek’in yayınevi tarafından kitaplaştırılıp gazetesinde dizi olarak yayınlandıktan sonra Sözcü yazarı Saygı Öztürk’ün “Menzil” adıyla çıkan kitabına da konulmuş.

O “rapor” için geçen yaz şu yazıları yazmıştık:

6.8.19: www.yeniasya.com.tr/kazim-gulecyuz/diyanet-ten-aciklama-bekliyoruz_500028

9.8.19: www.yeniasya.com.tr/kazim-gulecyuz/diyanet-niye-susuyor_500253

20.8.19: www.yeniasya.com.tr/kazim-gulecyuz/cemaatler-raporu-ve-diyanet_501012

Diyanet’in adı kullanılarak yazıldığı halde, konu edilen cemaat, tarikat, kişi ve kesimlerin sübjektif siyasî ve ideolojik değerlendirmelerle ele alındığı ve uzmanların “Ciddîye almaya değmez” dediği raporda Yeni Asya için yazılanlar da son derece sığ ve seviyesiz.

Gerek gazetemizin sağlam ölçülere dayalı “demokratlar” tercihi, gerekse bizzat demokrat hareket için kullanılan ifadeler çok yakışıksız.

Hele müdahale ve manipülasyon ürünü siyasî projelerin ülkeyi içine sürüklediği durum ortada iken ve çok yönlü darbelerle zaafa uğratılan demokrat misyonun yeniden ihyasına duyulan ihtiyaç siyaseti bilen ve ehl-i insaf olan herkes tarafından ikrar ediliyorken...

Yeni Asya için kullanılan “15 Temmuz darbe girişiminin ardından hükümete yönelik aşırı muhalif tutum” iddiası da dayanaksız bir iftira ve çarpıtmadan başka birşey değil.

Bir defa demokrasi varsa hükümetin yanlışlarına muhalefet “suç” olamaz. İkincisi, darbelere karşı her zaman seçilmiş hükümetin yanında yer alan Yeni Asya’nın muhalefeti hep insaflı, ölçülü ve dengeli olmuştur. Üçüncüsü, asıl muhalefetimiz 20 Temmuz sürecinde tırmanan yoğun hak ihlallerinedir.

Diğer bayat nakaratın bir cevabı ise, Saygı Öztürk’ün gazetesinde çıkan şu haberde:

“Genelkurmay Çatı Iddianamesi: (70’ler) İzmir ve çevresinde belirli bir tabana ulaşmasının ardından, Ege Bölgesinde etkin olan F. Gülen, dönemin siyasî iktidarına yakın durarak Nurculann gücünü kırmış ve bünyesinde faaliyet gösterdiği Yeni Asya Grubundan tamamen kopmuştur.” 

(Sözcü, Aytunç Ergin, 30.11.19)

Son sözümüz: İftira, sahibini rezil eder. İftirada ısrar ise daha da rezil ve rüsvay eder.

Okunma Sayısı: 6241
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Müslüm

    3.12.2019 22:20:50

    Bolsevizim zahiren olmasada, gizliden iş başında. Bazı safdiller istemeyerek de olsa bunlarin degirmenine su taşıyor. Reçete nur lahikalarinda saklı. müsbet hareket, ihtiyatlı hareket önemli.Rabbim ihlâslı eylesin kardeslerimizi.

  • Abdulkadir Turan

    3.12.2019 16:30:57

    Keser döner sap döner,gün gelir hesap döner' diye son derece veciz bir söz vardır.İftira atan,iftirasında boğulmaya mahkûmdur.Belâ ve mûsibet;bir gün gelir,döner ve iftira sahibini vurur.Dolayısıyla;manipülatif söylemlere pek itibar edilmemeli düşüncesindeyim.

  • Mürsel

    3.12.2019 15:39:03

    Her batılda bir tanei hakikat bulunur.Doğru zamanda doğru üslupta doğru tavır kaçınılmaz şarttır.

  • erhan

    3.12.2019 09:37:18

    yeni Asya 15 temmuz gibi uğursuz bir geceden sonra, tüm halkın gücünü arkasında olduğunu düşünerek hareket eden Hükümet'in yanlışları olduğuna inandığı yaklaşım tarzını saygı sevgi şefkat dairesi içinde eleştirmişse, yanlışa yanlış doğruya doğru demeyi başarmışsa bu ancak alkışlanacak bir durumdur. tabi bütün bunları yazar söylerken zülfü yare dokunmuşsa yapacak bir şey yoktur. tek üzüldüğüm ve şaşkınlık içinde takip ettiğim şey Nurcu diye geçinip, emret komutanım diyenlerdir. şimdi o büyük zat yaşıyor olsaydı bunlara ne derdi acaba?

  • erhan

    3.12.2019 09:29:08

    2002 yılıydı, çok kudretli ve geniş bir aşiretin ağasının(aynı zamanda siyasetçi) amcası, bir sohbette demiş ki; ben yeğenime, bu köye bir ilkokul, diğer bir köye bir ortaokul, başka bir köye bir sağlık ocağı, yaptıralım dediğini anlatıyor. millet merakla dinlerken, amca, yeğenim bana dönüp dedi ki, emmi bunları yaptırırsan halk çocuğunu okula gönderip okutacak ve gün gelecek o çocuk üniversite okuyarak bir yerlere gelecek, belki senin varlığını sorgular bir noktaya ulaşacak, yine sağlık ocağı yaparsan halk sağlık hizmetlerini,sana gelmeden direkt sağlık ocağından alacak, bu durumda bizim bir önemimiz kalır mı? anlayacağımız demokrasinin neden olmasını istemeyen hastalıklı zihniyetin en belirgin davranış biçimi budur. ayrıca müfterilere gelince güç bende ise haklı benim tartışmayın. sormayın, sorgulamayın, ben her türlü iftirayı atacağım ama siz doğru kabul edeceksiniz.adı geçen insanları bir bir irdelemek lazım bakın bizi nerelere çıkaracaklar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı