"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İftiraya papuç bırakmayız

Kâzım GÜLEÇYÜZ
06 Temmuz 2018, Cuma
Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin, ”kurum güvenliğini tehlikeye düşürecek veya müstehcen yayınlar” dışında istedikleri gazete, kitap ve yayınları takip edebilmeleri, ilgili kanunun onlara tanıdığı yasal ve temel bir hak.

Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin, ”kurum güvenliğini tehlikeye düşürecek veya müstehcen yayınlar” dışında istedikleri gazete, kitap ve yayınları takip edebilmeleri, ilgili kanunun onlara tanıdığı yasal ve temel bir hak.

Ama bu hak keyfî şekilde engelleniyor.

Meselâ geçen yılın Nisan ayından beri bazı cezaevlerine Yeni Asya sokulmuyor. Tutukluların talepleri ısrarla reddediliyor.

Bu yönde şikâyetlerin geldiği bütün cezaevlerine yasal itirazlarımızı yapıyoruz. 

Bazılarından gelen cevap, “Yakınımızdaki bayilerden temin edemiyor, bu yüzden talepleri karşılayamıyoruz” şeklinde oluyor.

Böylesi cevaplara karşı, sözü edilen durumu ortadan kaldıran tedbirleri alarak, öne sürülen gerekçeyi bertaraf ediyoruz.

Bazı cevaplarda ise hukuka ve gerçeklere ters takla attırıp vicdanları isyan ettirecek aşağılık bir iftiraya muhatap kılınıyoruz.

Yeni Asya, kurum güvenliğini tehlikeye sokan ve müstehcen yayın kategorisine dahil edilerek, cezaevlerine alınmama gerekçesi bu alçakça iftiraya dayandırılıyor.

Böyle bir iftiranameye geçen Ocak ayında Meclis Dilekçe Komisyonu başkanıyla üyelerinin de imza atması ayrı bir skandal.

Bu imza sahiplerinden ikisi 24 Haziran seçimlerinde aday listelerine konulmayarak erken bir “kader tokadı” yediler bile.

Diğer ikisini ise takibe devam ediyoruz. Ki bunlardan biri aynı zamanda Risale-i Nur’a devlet tekeli operasyonunda da çok aktif şekilde kullanılan siyasetçilerden biri.

Gerçi “Âyetler şifreli haberleşme aracı olarak kullanılıyor” hezeyanıyla Kur’an’a bile “kurum güvenliğini tehlikeye sokan kitap” muamelesi yapıldığını öğrendikten sonra, Yeni Asya’ya ve Üç Dal Papatya kitabına da aynı paranoya ile bakılıp yasak ve engel konulmasında pek şaşılacak birşey yok!”“

Ama bu iyice şirazeden çıkmışlığa akıl, mantık, vicdan, hukuk ve adalet adına “şaşırmak”tan ve bunu orada bırakmayıp, hukuk zemininde bu saçmalığa itiraz ve bu ilkellikten bir an önce kurtulmak için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.

Cezaevleri için de, dışarısı için de bir güvenlik tehdidi değil, tam tersine güvencesi olan Yeni Asya’yı böyle iftiralarla engellemeye hiç, ama hiç kimsenin hakkı yok...

                                                                         ***

Cezaevlerindeki Kur’an, gazete ve kitap yasakları https://youtu.be/lFc3UgtpQiw  @YouTube aracılığıyla

- Kurdaki yükselişle birlikte bilhassa kâğıt maliyetlerinin katlanarak artması, zaten zorda olan yazılı basındaki krizi iyice tırmandırdı. İlk havlu atan da, arkasındaki holding desteğine ve iktidar yanlısı yayınlarına rağmen Habertürk oldu. Bakalım, bu dalga daha neler getirecek?

 

Okunma Sayısı: 8883
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ahmed said

    6.7.2018 22:28:15

    yıllarca yeni asya camiasının ekmeğini yiyip yeni asya vasıtasıyla risale-i nur camiasınca tanınan ancak bir makam hatırına Risale-i Nuru devlet tekeline aldırmak için var gücüyle çalışan mebus artıklarına kader öyle bir tokat vurdu ki,hiç sormayın.

  • Nurettin

    6.7.2018 18:51:43

    Allah'ım daima doğruların, doğru yolda olanların yardımcısıdır.

  • Zeynep

    6.7.2018 13:18:39

    Allah sizi ve emeklerinizi korusun.Zulme göz yuman dilsiz şeytanlar bir sebeple bitmeye mahküm olacaktır.Böylesi ekonomik sıkıntıların olduğu bir süreçte Allah birinizi bin eylesin.

  • Gündüz Alp-3

    6.7.2018 11:52:28

    Bu ülkede zulüm ve tek adam rejimine (istibdata) karşı en güzel ve örnek teşkil edebilecek mücadeleyi Bediüzzaman vermiştir. Tarihçe-i hayat ve mahkeme safahatını inceleyenler bunu rahatlıkla görebilirler. Emniyet ve asayişi bozmadan, masumları zarara uğratmadan, anarşiye sebep olmadan verilen bu mücadelenin adı: Müspet Harekettir. Bugün de hürriyetçi demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün ülkeye yeniden avdet etmesi, devlete hâkim kılınması için Bediüzzaman'ın müspet hareket tarzını hepimiz istimal edebiliriz. Türkiye'de hem maddi hem de manevi anlamda bir yangın vardır. Kendimizi avutmanın ve uyutmanın faydası da anlamı da yoktur. Güvenliğin de güvencesi olan Yeni Asya ve emsali gazetelere hem sahip çıkmak hem de destek vermek, vatan ve millet hesabına bir vecibedir. Basının demokraside dördüncü kuvvet olduğu söylenir. Bu kuvvetten olumlu anlamda biz de faydalanalım.

  • Gündüz Alp-2

    6.7.2018 10:54:53

    İşimiz zor olsa da imkansız değil. Pek çok suistimal ve istismara açık olan CHS, aynı zaman da ispiyon, ihbar, itiraf (görünümlü iftiraya da) açık olmakla fitne ve tefrika tohumlarını da müsait bir zemin oluşturmaktadır. Yazınızdaki Yeni Asya örneğinden hareketle, muhalif pek çok yayın " kurum güvenliğini tehlikeye sokuyor" bahanesiyle yasaklanabilir. Buna engel bir şey var mı? "Efendim kanun var." falan derseniz, kanun tamam da bağımsız ve tarafsız, adil ve cesur bir yargı var mı? Her şeye bir yerden çeki düzen verileceği yeni sistemde yasak koymak hiç de zor olmayacak. Bir iftira yahut bir ihbar yeter. Bu vahim gidişatın tek çözümü vardır: Meşru dairede, hukuk içinde, müspet hareket tarzıyla, hürriyetçi demokrasinin, demokratik siyasetin ve kanun hâkimiyetinin (hukukun üstünlüğünün) yeniden tesisi için herkesin gayret sarf etmesi. atan ve milletin ikbali de istikbali de bundadır.

  • Gündüz Alp

    6.7.2018 10:36:19

    Sayın Güleçyüz, herkesin mübarek cuma gününü tebrik ediyorum. Bu "güvenlik" meselesi iktidar cenahı ve yandaşları için paranoya halini aldı. Öyle ki, bu paranoya ile "beka" sorunu ortaya atıldı. Ardından dünyada örneği bulunmayan ama aslında tek adam rejiminden ibaret olan CHS gibi, yüzyılın dünya gerçekleriyle örtüşmeyen yönetim şekli, önce 16 Nisan referandumu sonra da 24 Haziran seçimi ile gerçekler çarpıtılarak, yandaş medyanın tek taraflı algı operasyonu ile halka dayatılmıştır ve sandıktan çıkması sağlanmıştır. OHAL ve KHK kâğıt üzerinde kalksa bile, CHS (Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi)nde farklı isimle devam edecektir. İsimlerin değişmiş olması gerçeği ortadan kaldırmıyor. Bu sistemde de kâh kurum kâh devlet "güvenliği" diyerek temel hak ve hürriyetlere kısıtlama getirebilirler. Çünkü yeni sistemde öncelik insanda değil, devlettedir. Bu hal, hürriyetçi demokrasi ve hukukun üstünlüğü tekrar devlet hayatına hâkim olacağı ana devam edecektir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı