Karanlık ve meş’um 15 Temmuz fitnesinin bir hedefi de, faturanın çıkarıldığı malûm cemaat üzerinden bütün cemaatleri hedefe koyan bir operasyon süreci başlatmaktı.
Bu projenin bir ayağı cemaatleri kendi içlerinde zaafa uğratıp dağıtmak, bir başka ayağı da toplumu onlardan soğutmaktı.
Hem korkutarak, hem de kara propagandalarla insanların gözünden düşürerek...
Bu taktikler maalesef hayli etkili de oldu.
Cemaatlere korku ve şüpheyle bakar hale gelen birçok insan, eskiden güvenle ve gönül huzuru içinde teslim ettiği çocuklarını onlara göndermekten çekinmeye başladı.
Bu ortamın ilahiyat öğrencilerine nasıl yansıdığına ışık tutan bir araştırma yapılmış.
Buna göre, 15 Temmuz’dan sonra cemaatlere bakış daha ziyade kuşku ağırlıklı bir değişim göstermiş, dinî grupları gereksiz veya tehlike olarak görenler de mevcut. Ama muhtemelen bu görüşte olanlar eskiden de vardı.
Bu arada öğrencilerin yüzde 10.4’ü cemaat mensubu olduğunu, yüzde 6.7’si bir dinî gruba sempati duyduğunu, yüzde 8.7’si de bir dinî gruptan istifade ettiğini belirtiyor.
Her ne kadar 15 Temmuz öncesinde cemaat mensubiyetinin çok yüksek oranda olup sonra çok aşağılara düştüğü iddia ediliyorsa da, biz bu tablonun önceki dönemlerden çok farklı olduğunu zannetmiyoruz.
Diğer sonuçlar da, aleyhteki bütün kara algı operasyonlarına rağmen olumsuz değil:
Öğrencilerin yüzde 59.8’lik bir bölümü, dinî grupları “toplum için gerekli” ya da “kültürel bir zenginlik” olarak gördüğünü ifade ederken, yüzde 51.4’lük bir kesim de “İslam toplumunda dinî gruplara ihtiyaç yoktur” önermesine katılmadığını ifade ediyor.
Dinî grupların ortaya çıkış sebeplerine dair soruya öğrencilerin favori cevabı “manevî tatmin ihtiyacı.” Yüzde 29.65 bu şıkkı tercih ederken, yüzde 22.77’si “Dinî bilgi ihtiyacı” diyor. İkisinin toplamı yüzde 52.42. “Toplumun ıslahı” seçeneğini işaretleyenler de ilave edilince oran yüzde 70.28’e çıkıyor. (Independent Türkçe, 30.7.19)
Bu sonuçlar 15 Temmuz tahribatına rağmen cemaatlere genel yaklaşımın çok fazla değişmediğini ve olup bitenlerden doğru dersler çıkararak yola ve hizmetlere devam gereğini bir defa daha önümüze koyuyor.