"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kemalizme son tahkim

Kâzım GÜLEÇYÜZ
16 Şubat 2017, Perşembe
Geçen hafta sosyal medyada paylaşıp köşemize de koyduğumuz şu mesajlar hayli yankı yaptı:

“Biz Kemalizme ve onu dayatan 12 Eylül anayasasına karşıyız. Son pakete de bu düzene dokunmayıp tersine iyice pekiştirdiği için hayır diyoruz.

“12 Eylül anayasası oylanırken bu dayatmaya karşı çıktığı için Yeni Asya’yı ‘Komünistlerle birlikte hareket ediyor’ diye suçlayanlar vardı. Şimdi de tek adamlığa karşı duruşundan dolayı Yeni Asya’yı Kemalist-laikçilerle berabermiş gibi göstermeye çalışanlar var. Hiç ilgisi yok. Biz gündemdeki ‘tek adamlık’ düzenlemesine, en başta, şeflik dönemi referanslarıyla gündeme getirilip savunulduğu için karşı çıkıyoruz.”

Tepkilerin yansıdığı medya organlarından ikisi özellikle ilginçti: Aydınlık ve Yeni Akit... Ve Yeni Asya’ya çapraz ateş!

Biri pakete itirazımızın Kemalizm karşısındaki ilkesel duruşumuzdan kaynaklanmasını “garip gerekçe” olarak görürken diğeri baltanın saplarını konuşturdu.

Bunların da cevaplarını verdik.

Derken, iktidara yakın bir TV kanalında yayınlanan bir programda, düzenlemeye Kemalizmi pekiştirdiği için karşı çıktığımıza dair sözlerimizin, kavramakta zorluk çekip anlam veremeyen bir tavırla yeniden gündeme getirildiğini öğrendik.

Aslında bize göre mesele gayet açık.

Ama madem bu şekilde mevzu edildi; bir kez daha kısaca izahına çalışalım.

Başkanlık düzenlemesi, Erdoğan başta olmak üzere iktidar önde gelenleri tarafından defaatle tek parti ve şeflik döneminin birinci ve ikinci şef örnekleriyle savunulmadı mı? “Yaptığımız, Atatürk anayasasına dönmektir” denilmedi mi?

Keza öncesinde, başından beri her fırsatta Atatürkçülük vurguları yapılmadı mı? Devrimlerin Meclis ve millet desteğiyle gerçekleştirildiği iddia edilmedi mi? “Hedefimiz ilke ve inkılapları toplumun ortak paydası yapmak” denilmedi mi?

Bunların detaylı ve zengin örnekleri Müflis Proje Kemalizm kitabımızda (s. 104 vd).

Başkanlık projesiyle atılan son adım böyle bir arkaplana dayanıyor ve neticede Kemalist sistemin “dindar” siyasetçiler eliyle tahkimi gibi tabloyu ortaya çıkarıyor...

2007 referandumunda CB’nı halkın seçmesine demokrasi için “evet” demiştik, ama “tek adam”lık sistemine yine demokrasi için “hayır” diyoruz.

Meclis, siyaset, yargı, medya, üniversite, STK’lar... gerçek anlamda hür ve bağımsız olsaydı başkanlık olabilirdi belki, ama durum ortada...

Okunma Sayısı: 4880
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    16.2.2017 18:05:43

    (3) İktidarın tek adamlık sistemine halkın "evet"demesi için, vicdani kanaatleri değiştirmeleri adına kullanmadığı argüman kalmadı. En son versiyon:İç savaş! Yâni "evet"çıkmazsa "iç savaş" çıkarmış! Neden iç savaş ve kiminle kim savaşacak? "Evet" diyecek olan da "hayır" diyecek olan da bu ülkenin vatandaşı değil mi? Buna "zafer sarhoşluğu" yahut "güç zehirlenmesi"diyorlar ki, söylemlerine bakınca öyle olduğu anlaşılıyor. Duâmızı bir kez daha tekrar ediyorum: Allah akıl, fikir,iz'an,insaf versin!. Ve böyle siyasetten de siyasilerden de bu milleti Cenab-ı Hak muhafaza eylesin. Üç günlük dünyevi iktidar ve saltanat uğruna ülkenin "iç savaşa"gitmesini bile isteyen muhteris ve müfrit ve menfi tarz-ı siyaset asla ve kat'a ülkenin maddi-manevi sorunlarını çözemez,birliğini ve barışını temin edemez,hür ve demokrat Türkiye'yi tesis edemez vesselâm.....

  • Özcan Erkiş

    16.2.2017 17:48:42

    (3) Tıpkı bugün olduğu gibi öteden beri -izm'lere istinad eden diktacı ve baskıcı yönetim taraftarları, kendilerine muhalif veya muarız Yeni Asya ve emsallerini hep başkalarının işbirlikçisi olarak suçlaya gelmişlerdir. Fakat ehemmiyeti yoktur. Mühim olan izlenen yolun ve istikâmetin "dosdoğru"olmasıdır. Yazınızda belirttiğiniz ve zahiren birbirine zıt iki medya organının bu süreçteki ittifakı hakikaten çok ibretlik. İki müfrit uçun siyasal menfaat noktasında nasıl da bir ve beraber olduklarını bilhassa cemaatların, hak ve hakikat hesabına görmelerini isterim. O takdirde Yeni Asya'nın duruşunu hakkıyla anlayabilirler. İfrat derecesinde siyasi farafgirlik yahut "dindarlık" mülahazasıyla baştan biat etmekle bu duruşu anlamak pek mümkün görünmemektedir. Zira "aşkın gözü kördür" derler.....

  • Özcan Erkiş

    16.2.2017 17:30:35

    (1) Gerçekten pek çok yönleriyle enteresan, ilginç ve acaip bir süreçten geçiyoruz. İşin en acip olanı ise, siyasal islâmcı iktidarın getirmek için dayattığı tek adamlık sistemine referans olarak, hep şekvâ ederek oya tahvil ettikleri şeflik dönemi ve uygulamalarına yönelik beyanları. "Dindar" olduğu iddia olunan iktidarın dine mesafeli ve asrın gerisinde kalmış bir ideolojiyi referans alması ne hazin ne mânidar ve ne kadar ibretlik bir vakıadır!. Bu da bize menfi siyasetin ve siyasetlerine dini alet edenlerin akıbetini ders veren ibretâmiz bir hâdisedir. Adı ne olursa olsun bütün -izm'ler Cemil Meriç'in ifâdesiyle "idrâkimize giydirilen deli gömlekleridir!" Bu sebepten hangi -izm'e istinad ederse etsin, tek adamlık sistemiyle bize giydirilmek istenen bu "-izm'li deli gömleğini" giymek istemiyoruz. Tercihimiz adalet, hürriyet, kuvvetin kanunda olduğu, meşveret, meclisin şahsı manevisine istinat eden demokratik bir sistemin hükümfermâ olduğu Türkiye'dir.

  • Mikail Yaprak

    16.2.2017 13:21:46

    Kıvırmadan, eğip bükmeden, net, şeffaf ve mertçe beyan; hem de ilgilileri, itiriza mecal bırakmaycak şekilde, kendi beyanlarıyla mahkûm etmek, Yeni Asya'ya mahsustur.

  • 672 khk magduru

    16.2.2017 08:45:10

    Oldum olası Kuloğluna kul olmaya karsi cikmisimdir. Ehl-i Hak Allah Celle Celalu'ndan baskasina Kul olmaz. Babasi da olsa Annesi de olsa padişah da olsa.. Nokta.

  • Ali Tam

    16.2.2017 02:33:34

    Yeni Asya'da yorumlarimizda belki yüzlerce defa yazdik: Hem Musa taraftari hem de Firavun taraftari olmak mümkün degildir. Yine hem Hz. Muhammed ASM taraftari hem de Deccal/Süfyan taraftari olmak mümkün degildir. Kemalizm dinsizlik icin elinden geleni ardina koymayan Komünizmden farksiz Allah'in, varligi, birligi, kitaplari, melekleri, peygamberleri ve ahiret hayati yani iman ile savasan mel'un bir akimdir. AKP hem Müslümanliga hem de Kemalizme taraf olursa, biz bu MUHALDIR arkadas orda hele bir DUR deriz. A dan Z ye her kesime de TAKIYYE yapiyoruz hele bir baskanlik sistemiyle TEK ADAMLIGI cebimize koyalim biz ondan sonra yapacagimizi yapariz diyorsaniz. Ona da bizden gecit yok. Bizi aldatamazsiniz. AKP tamamiyle atesle oynuyor. Siz ahiret hayatini uzak saniyor ve yaniliyorsunuz siyasal Islamcilar. Saadete gelin, Dogru Yola gelin, Faziletten kacmayin Adaleti secenler daima galiptir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı