"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Korkusuz yaşama hakkı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
02 Aralık 2017, Cumartesi
12 Eylül dönemindeki atmosferi en iyi ifade eden değerlendirmelerden biri, o süreçte siyaset yapması yasaklanmış ve bu yasağı cansiperane verilen bir mücadele sonucu 6.9.1987 günü yapılan referandumda kılpayı kalkmış liderlerden biri olan merhum Demirel’in “Dağa taşa korku sinmiş” sözüydü.

Yine Demirel Köprü dergimize verdiği mülâkatta demokrasiyi tarif ederken Churchill’in “Sabahın köründe, alaca karanlıkta kapınız çalındığı zaman, bunun sütçü olduğundan emin olmanın adıdır demokrasi” sözünü aktararak, “Aslına bakarsanız bu, korkusuz yaşama hakkının çok güzel ifadesidir” demişti (Köprü, Ekim-1985; İslam Demokrasi Laiklik, s. 17)

Yeni Asya’yı, sırf hukuk ve demokrasiyi savunduğu, darbe yönetiminin haksız tasarruf ve uygulamalarını eleştirdiği ve darbe anayasasına karşı çıktığı için 470 gün kapatan 12 Eylül rejiminin dağa taşa sindirdiği korku iklimi, o süreçte Yeni Asya ekolüne mensup Nur Talebeleriyle Demokratların birlikte yürüttüğü “konuşan ve yasaksız Türkiye” kampanyaları ile dağıldı; demokrasinin önü böyle açıldı.

28 Şubat günlerinde İlnur Çevik bu neticenin alınmasında Nurcuların rolünü, birlikte katıldığımız panellerdeki bütün konuşmalarında tekrarladığı “12 Eylül’ün koyduğu yasaklar Bediüzzaman’a gönül verenlerin gayretleriyle kalktı” sözüyle dile getirmişti.

Ve 28 Şubat kaynaklı baskı ve dayatmaların aşılmasında da yine Yeni Asya’nın gerek cesur, kararlı, dengeli ve takipçi yayınlarıyla, gerekse Türkiye çapındaki konferans, panel gibi etkinlikleriyle verdiği müsbet mücadelenin son derece önemli bir rolü olmuştu.

(Bu mücadelenin serencamı, yeni çıkan “İttihad’dan Yeni Asya’ya Risale-i Nur’un Medyadaki Dili” kitabımızda bütün safahatı ve detaylarıyla geniş bir şekilde anlatılıyor.)

Gelinen noktada Türkiye, bir buçuk senedir hâlâ aydınlatılamamış birçok karanlık tarafı bulunan meş’um 15 Temmuz kalkışmasından hesap sorma gerekçesiyle 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL rejiminde yeni ve çok daha şiddetli, yaygın ve vahim bir korku atmosferine sürüklenmiş durumda.

Şimdi de bu havayı dağıtarak hukuk ve demokrasinin önünü açmaya çalışıyoruz.

***

- Yargının hukuktan, adaletten, vicdandan ve insanî değerlerden böylesine uzaklaştırılıp masumlara yönelik bu derece vahim ve yaygın mağduriyetler ürettiği bir dönem hiç olmamıştı. Sorumluları bunun her geçen saniye daha da ağırlaşan vebalinin altından asla kalkamazlar.

- Yarın 14:30’da Demokrat Eğitimciler Derneğinin Yeni Asya Vakfında düzenlediği, Prof. Dr. Cihangir İslam ve Av. Kadir Akbaş’la birlikte katılacağımız “OHAL uygulamaları ve insan hakları” panelinde buluşalım.

Okunma Sayısı: 6240
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp

    2.12.2017 11:40:17

    Müsaadenizle, merhum Demirel'in aktardığı o İngiliz'in sözünden mülhem ben de diyorum ki; demokrasi ve hukukun çiğnendiği OHAL'de "Sabahın alaca karanlığında kapımız çalındığında, bunun 'Polis! Aç kapıyı! ' diyenin olmadığından eminsek, bunun adı DEMOKRASİDİR!" Ve "Korkusuz yaşama hakkı" dediğiniz şey, ancak hak, hukuk ve adâletin hakiki mânâsıyla tecelli ettiği, hukukun üstünlüğüne istinat eden demokratik bir hukuk devletinde olabilir diye düşünüyoruz. Şu anda herkesin mal ve can emniyeti endişesi taşıdığı muhakkak. Zira Anayasa ile teminat altına alınmış olan temel hak ve hürriyetlerin, yargının alet edilerek gasp edildiği gayri hukuki ve gayri insani bir süreç yaşıyoruz. Yeni Asya bu süreçte de demokrasinin, hukuk ve adaletin tarafında yer alarak hakiki demokrat olduğunu fiilen göstermiştir. Korkunun panzehiri cesarettir. Hakiki demokratların memleket ve millet hesabına seslerini şahs-ı manevi halinde yükseltmeleri elzemdir.

  • Abdullah TUNÇ

    2.12.2017 11:33:05

    Hak üzerinde cesur ve kararlı duruş,Allahın inayetiyle korku ortamını yok edecektir.Yeter ki kararlılığımızı bozmayalım, hakta sebat edelim,müspet iman hizmeti ile hizmet edelim. doğru bildiklerimizi,garazsız,kavli leyyin ile söylemeye, yazmaya devam edelim.Cenab-ı Hak, haklı olanlar ve sabr edenlerle beraberdir. Üstat bir nifak devresinden ve buna bağlı sıkıntılardan haber vermiş. İnşaallhürrahman bu sıkıntılar sona erecek,hizmet-i imaniye ve Kur'aniye cihetinde çok güzel günler gelecek...Yeter ki bu davaya olan,ahdimizi bozmayalım...

  • Abdurrahman KOÇAK

    2.12.2017 10:20:53

    Bu günlerde geçecek İnşaallah.Yeni Asya ekolü demokrasi sınavını en güzel şekilde vermeye devam ediyor.Allah Yar ve Yardımcıları olsun İnşaallah.

  • g@L!p

    2.12.2017 09:13:06

    Ustadin haksizliklara boyun eğmeyen, zalimin ve zulmun karşısında her zaman hakkı ve hakikatı haykırdığı hayatının rehberliğinde, doğrusu diğer Nur kardeşlerimizin de sesinin çıkmasını beklerdim. Allah Yeni Asya ailesinden razı olsun, yar ve yardımcımız olsun.(amin)

  • Özdemiroğlu

    2.12.2017 08:33:56

    Demek ki, önceden Yeni Asya'da çalışıp da, ya da bir şekilde Yeni Asya ile irtibatı olup da, diğer kesimden ziyade hücum etmeleri de boşuna değil. Ortak noktaları da AKP li olmaları ve bir şekilde Yeni Asya'ya saldırmayı misyon haline getirmeleri.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı