"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kul hakkı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
17 Mayıs 2020, Pazar
Üstadın Mesnevî-i Nuriye isimli eserinde, daha önce de yazılarımıza konu ettiğimiz şöyle bir paragraf geçiyor:

“İmana ait bilgilerden sonra en lâzım ve en mühim, a’mal-i salihadır (salih ameller). Salih amel ise maddî ve manevî hukuk-u ibâda (kulların hukukuna) tecavüz etmemekle, hukukullahı da (Allah’a karşı görevleri) bihakkın (hakkıyla) ifa etmekten ibarettir.” (s. 129)

Demek ki, imandan sonra gelen salih amellerde öncelik, ibadetlerin ve hayır hasenatın da önüne geçen kul hakkına tecavüz etmemek. Peki, kul hakkından ne anlayalım?

Hak dinlerle gelip İslamla en mükemmele erişen ve insanlığın da yüzyıllar boyunca yaşadığı tecrübelerle sistemleştirilerek evrensel bildiri ve sözleşmelere konu olan temel hak ve özgürlükler şüphe yok ki kul hakkı.

Bu çerçevede, insanlık onur ve haysiyetiyle yaşama, din, vicdan, fikir, ifade, basın, bilim, sanat, eğitim, çalışma, seyahat hak ve özgürlükleri başta olmak üzere tüm kişisel, toplumsal, kamusal, sosyal, siyasal ve ekonomik hak ve hürriyetlerin her biri kul hakkı. Çevre ve hayvan hakları da. Bunları anne-baba, akraba, komşu hakları gibi detaylarıyla günlük hayatın derununa nüfuz ettiren İslam, getirdiği ahlâk kurallarıyla da bu hassasiyeti en ince nüanslarıyla tahkim ediyor.

Hak ihlâllerini bu bağlamda değerlendirip hukuk mücadelesini böyle bir zemin üzerine inşa edersek çok daha sağlam gitmiş oluruz.

Dini antidemokratik-otoriter-baskıcı siyasetin ve iktidar mücadelesinin aracı haline getiren zihniyetin yol açtığı en büyük sorunlardan biri, hukuktan sapan uygulamaları ile yoğun kul hakkı ihlâllerine sebep olması.

Halbuki İşaratü’l-İ’caz ve Muhakemat’ta tevhid, nübüvvet ve haşir akideleriyle birlikte “Kur’an’ın dört esasından biri” olarak ifade edilen adalet buna asla müsaade etmez.

“Hakkın azı çoğu olmaz, bir masumun hakkı bütün halk için dahi iptal edilemez” diyerek her hal ve şartta bireyin temel haklarını koruma anlamındaki adalet-i mahza esası ise, her bir masumun hukukunun gözetilmesini gerektiren bir duyarlılığı ifade eder.

Rabbimizin “Bana kul hakkıyla gelmeyin” uyarısını da bu çerçevede değerlendirdiğimiz zaman, meselenin önemi ve ciddiyeti çok daha çarpıcı bir şekilde önümüze çıkar.

Okunma Sayısı: 7327
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    17.5.2020 22:46:44

    Her saniye kul hakkına tecavüzün olduğu ülkemde iki yakamızın bir araya gelmesi,birlik,beraberliğin,kardeşliğin,sevgi,muhabbetin yeşermesi için hakları gasp edilenlerin haklarının iadesi,helalliklerinin alınması için daha fazla geç kalınmamalıdır. HAK kelimesinin manayı harfi ve manayı ismi ile ilkokuldan itibaren öğretilmesi elzemdir.

  • Müslüm

    17.5.2020 19:54:48

    çok şeyler söylendi. yazıldı. sonuç çok yazık. dunya ve ahiret için cok yazik.

  • Osman

    17.5.2020 16:41:51

    Bu ülkede masumlar hapiste Kul hakkı nerede Böyle.olduğu sürece hepimiz suçlu yuz Ve yaptığı mız ibadetler boşa Düzeltmeliyiz inşallah

  • Kürşat

    17.5.2020 10:51:15

    İş, ehil olmayana verildi mi kıyâmeti bekle!" buyurdu.[2] İşin ehil olanlara verilmemesi, cehaletin yaygınlığı ve ilmin ortadan kalkmış olmasından ileri gelir. İşin aslını bilenlerin bulunduğu bir ortamda ehil olmayanlara işlerin verilmesi normalde düşünülemez. Ama ortalığı kesif bir cehalet kaplamış, gerçekler ters yüz edilmiş ise, işler kapanın yani ehil olmayan kimselerin elinde kalır. Bu da toplumlar için bir çeşit kıyâmet demektir.

  • Mahir erbay

    17.5.2020 09:37:15

    Alın teri ile elde ettiğimiz birikimlerimiz unvan ve mesleklerimiz elimizden alındı. Vicdanlarını rahat ettirmek için soru çaldılar bahanesine bürünerek bir de iftira ettiler. İşın vahim tarafı ise bunu yapanlar kul halkından en çok haberi olan dindar kesimdi

  • Ali R. Yardimoglu

    17.5.2020 03:14:13

    ..kim ne yaparsa yapsin, belki cehliyle maruzati var deyip, mazur gorme ile son nefese birakilsa; R.Nur' dan haberi olanlarin cehlini, gozlemlemek; iste en teessuratli budur.

  • Veli Kul

    17.5.2020 02:35:40

    Salih amel sulh, huzur ve rızayı, refahı, adaleti, saadeti ve doğru yolu doğurur. Bugün demokrasi diye tanımlanan Seriat-ı Garra'ya en yakın sistemin içi müsbet ve ulvi seciyelerle doldurulursa salih amelin meyveleri herşeye olumlu çözüm olabilir. Yani salih amel El iksirin ta kendisidir. Al ve uygula!

  • Yahya YILDIZ

    17.5.2020 02:27:19

    Malesef bu ülkede de en fazla nazarı itibara alınmayan ve en çok lakayd kalınan eylemlerin ve icraatların başında hep bu hakkı gasp etme durumu göze çarpar...En fazla zirve yaptığı dönemlerde ne acı bir gerçektir ki ilk ve son reislerin dönemi olduğunu görüyoruz...Bu gerçekleri her vesile ile canlı tutup gündeme taşıyan Kazım Güleçyüz beyide tebrik ediyor, Allah Razı Olsun duasıyla da saygı ve muhabbetlerimi iletiyorum...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı