Cumhurbaşkanı, BM Genel Kurulunda yine iyi hazırlanmış bir konuşma yaptı ve özellikle İslam dünyasının Suriye, Filistin, Keşmir, Mısır, Yemen, Libya, Karabağ, Myanmar... gibi sancılı bölgelerindeki mağduriyetlere dair önemli mesajlar verdi.
Aylan bebek, Kaşıkçı ve Mursi cinayetleri karşısındaki uluslararası duyarsızlık ve kayıtsızlığı, bizzat muhataplarının yüzüne vurdu.
Mesajlar dünyanın ve bilhassa İslam âleminin, söz konusu mağduriyetlerin fiilen yaşandığı bölgelerinde haliyle mâkes buldu.
Bu yankılar iktidar medyasında Erdoğan için atılan “Mazlumların sesi oldu, mazlum dünyayı coşturdu” gibi manşetlerle duyuruldu.
Bu tablo, benzerlerine evvelce de defalarca şahit olduğumuz bir manzaranın tekrarı.
Özellikle mazlum ve mağdurların hissiyatına tercüman olan söylemler her zaman o adreslerde heyecan ve coşkuyla karşılanır.
Ocak-2009’da Davos’ta yapılıp, söylendikten hemen sonra “Muhatabım Peres değil, moderatördü” diye tevil edilmesine rağmen özellikle Filistin ve Arap sokaklarında büyük yankı uyandıran “One minute” “çıkış”ı gibi...
Ancak bu konularda asıl dikkat edilmesi gereken husus, eylemlerin de hamaset yüklü söylemlerle örtüşüp örtüşmediği ve gereklerinin fiiliyatta da yapılıp yapılmadığı.
Bu açıdan bakıldığında ciddî şekilde sorgulanması gereken bir durum söz konusu.
Meselâ BM Genel Kurulundaki konuşmasında “Herkes için adalet, herkes için barış, herkes için özgürlük, herkes için huzurlu ve güvenli bir gelecek” diyen Cumhurbaşkanına sormamız gereken sorulardan bazıları şunlar:
Dünyaya verilen bu mesajların gereklerini öncelikle kendi ülkemizde hayata geçirmemiz icab etmiyor mu? Herkes için geçerli olması gereken adalet ve özgürlüğün 20 Temmuz OHAL sürecinde ailelerle birlikte milyonlara ulaşan bir kitleden esirgendiği, en temel hak ve hürriyetlerinin keyfî gerekçelerle gasp edildiği bir ortamda bu söylemlerin bir inandırıcılığı ve ağırlığı olabilir mi?
Keza reel politikada karşılığı olan adım ve yaptırımlarla tamamlanıp desteklenmediği, tam tersine ilişkilere hiçbir şey yokmuşçasına devam edildiği müddetçe, İsrail’e karşı yapılan çıkışlar bir anlam ifade edebilir mi?
Mazlum ve mağdurların sesi olmak herşeyden önce samimiyet ve tutarlılık gerektirir.
6’lık şok için: Allah tekrarından ve beterinden saklasın. Musibetlere davetiye çıkaran zulümler de, bunlara karşı sergilenen duyarsızlıklar da artık bitsin.