"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meclisi bypass ederek “istiklal savaşı” verilir mi?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
29 Aralık 2016, Perşembe
Kurtuluş Savaşını Birinci Meclisin sevk ve idaresiyle zafere ulaştıran Türkiye, 2016’da devletin başındakilerin “ikinci istiklal savaşı” söylemini sürekli tekrarladığı, ama Meclisin fiilen devredışı bırakıldığı bir süreci yaşıyor.

İçeride ve dışarıda çok kritik kararlar alınıyor, operasyonlar gerçekleştiriliyor, ülkeyi alâkadar eden son derece önemli konularda restler çekiliyor, ancak bunlar yapılırken Meclis adeta “yok” sayılıyor.

Üç senedir, evvelâ “paralel yapı,” 15 Temmuz’dan sonra da “Fetö” ile mücadele gerekçesiyle sürdürülen tasfiye operasyonlarında karar organı MGK, referans kırmızı kitap ve gizli anayasa olarak adlandırılan Millî Güvenlik Siyaset Belgesi.

Bunlar olurken Meclis ortada yok.

Konunun gizli oturumla da olsa Meclis gündemine getirilip milletvekillerinin bilgisine sunularak müzakereye açılması yönündeki teklifler ısrarla reddediliyor.

“Biri ne ise diğeri de o, farkları yok, hepsi aynı amaca hizmet ediyor” denilen terör örgütlerine karşı verildiği ifade edilen mücadele de Meclisle paylaşılmıyor.

Başlangıçta sınır güvenliğini sağlamak için gerçekleştirildiği açıklanan Fırat Kalkanı harekâtında Cerablus’ta hedefe ulaşıldığı ifade edildikten sonra, ilk günlerde telâffuz edilmeyen El Bab, Münbiç ve Rakka gibi yeni hedeflerden söz edilir ve bu arada şehitlerin sayısı 40’a dayanırken Meclis yine bypass konumunda.

“Ankara’nın savunması El Bab’dan başlar; bir toprağın vatan olması için şehit ve gazilere ihtiyaç var” gibi özellikle iktidar tabanının hissiyatına hitap eden hamasî söylemlerle nereye kadar gidilebilir ki?

Meş’um 15 Temmuz kalkışmasından sonra gündeme getirilen “Yenikapı ruhu”nun, içte ve dışta Meclisi ve kendi parti grubunu dahi dışlayarak yürütülen Saray ve iktidar politikalarına sorgusuz sualsiz destek talebi şeklinde yorumlanması, meseleyi iyice çıkmaza götürüyor.

Bu tabloda dayatılan başkanlık ısrarı ise işin tuzu biberi oluyor ve bu durum hayli zamandır kayıtsız şartsız biat ve teslimiyet görüntüsü vermekte olan iktidar cenahında bile çatlamalara yol açıyor.

Bakalım, bu gidiş nereye varacak?

İslam şairi Mehmed Âkif: Victor Hugo’lar, Shakespeare’ler, Descartes’lar, edebiyatta ve felsefede Bediüzzaman’ın bir talebesi olabilirler.

Mehmed Âkif: En büyük âlim odur ki, İşaratü’l-İ’caz’ı anlasın - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/kazim-gulecyuz/akif-en-buyuk-alim-odur-ki-isaratu-l-i-caz-i-anlasin_314523 … @yeniasya aracılığıyla

Cemil Meriç: Doğuda en parlak yıldız olarak Said Nursî`yi tanıdım. Tanzimattan bu yana İslam tefekkürünü temsil makamında bir tek onu tanıdım. http://bit.ly/2hpfSvP

Okunma Sayısı: 5640
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    29.12.2016 15:16:47

    (3) Artık şuan antidemokratik bir dönem yaşadığımızdan mağduriyetleri netice veren ve "cadı avıysa cadı avı!" meydan okumasıyla başlayıp devam ettirilen süreç, mahiyet ve söylem değiştirerek Başkanlık Sistemi için kesin netice alıncaya kadar sürecek gibi. Çünkü harici mesele Suriye ve Fırat Kalkanı, dahili mesele de Başkanlık. Hatta dış işleri hamasi nutuklarla iç politikaya bilhassa Başkanlık propagandası için alet ve basamak yapılmaktadır. Hem hariçte hem dahilde işler arapsaçına dönmeden demokratik ortama acilen dönmeliyiz. Savaşı değil bölgesel kalıcı ittifaklarla barışı tesis etmenin yollarını aramalıyız. Savaşla barış, kardeşlik, dostluk, ittifak değil kan davası misâli asırlarca sürecek düşmanlık,kin,nefret ve ihtilafları netice verecek tohumlar ekilmiş olur. Artık bu tuzaktan ülkemizi kurtaralım...

  • Özcan Erkiş

    29.12.2016 12:48:12

    (2) Yazınızda "Meclisin bypasbypass" edilmesi ve "İstiklâl savaşı" söylemini konu edinmeniz yaşadığımız antidemokratik sürecin özeti mahiyetinde. Birinci Meclisin İstiklâl Harbini kendi topraklarımızda vermiştik. Şimdi ise Suriye topraklarında hem de cephe genişleterek bir savaşa girdik. Peki bunun kararını kimler verdi ve neticesinden kimler sorumlu olacaktır? "Yok" hükmündeki Meclis mi bütün mesaisini Başkanlık için harcayan hükûmet ile onun Başbakanı mı? Bilhassa Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesiyle Başkanlık gelmiş gibi, Anayasa dikkate alınmadan "fiilî durum"oluşturmak suretiyle sistem değişikliği dayatılmıştır. Cumhurbaşkanı dahil herkesin kanun dairesinde ve hukuk içinde çalışmasını temin etmek gerekmez miydi? "Kitabına uydurmak" tarzında bir çözüm yolu demokraside var mıdır? Bu tarz bir çözüm yolu antidemokratik olup neticesi otoriter ve baskıcı bir yönetimdir.

  • Özcan Erkiş

    29.12.2016 12:05:37

    Sayın Güleçyüz, sürecin başından beri hakkaniyetli tavrınız diğer medyaya güzel bir örnek olacak hürriyet, adalet ve demokrasi taraftarı yazılarınızı binlerce insan takip ediyor ve size dua ediyorlar. İnşaallah bu hakkaniyetli tavrınız Yeni Asya'nın inkişafına vesile olacaktır. Doğru haber yapan yahut haberin doğrusunu veren bir medyaya şu zamanda şiddetli ihtiyaç vardır.Yeni Asya gibi "Doğruyu konuşan cerâid (gazeteler) " pek bulunmadığından, halk ciddi bir bilgi kirliliği yaşamaktadır. Olup biten gerçeklerden ya bihaberdir yahut yanlışı doğru bilmektedirler. Yandaş medya üzerinden maalesef dehşetli bir algı operasyonu ve beyin yıkama faaliyeti yapılmak suretiyle halk yanlış yönlendirilmektedir. Bunun için değil yazılarınız bazen attığınız manşet bile ehemmiyetli ve kıymettardır.

  • Av. Nurdan (3)

    29.12.2016 11:12:14

    Hukuk için yazılacak bir çok şey var ama en önemlisi galiba bu cadı avı programı. Google play'den, app store'den ve onlarca forumdan indirilebilen bir program hakkında akla fikre sığmayan yalan haberler dönmektedir. Bylock programı kullanmak suçsa tüm dünyadaki kişiler hakkında suçlana yapılmalıdır. İnsanlar suç unsuru gösterin ona bile razıyız durumuna getirilmişken, nerede nasıl hazırlandığı şeffaf olmayan bir programa göre suçlama yapılamaz. Bu hukuki hatadan dönülmesini umuyorum. Acaba üstadın dediği gibi devlet içindeki zararlı insanlar mı bunu istemektedir?

  • Av. Nurdan (2)

    29.12.2016 11:07:51

    Hukuk alenen çiğnenmektedir. Suça bulaşmamış kişilere ne olduğu şeffaf şekilde olmayan iddialar yapılmaktadır. Suçum ne diye soranlara dosyanızda gizlilik kararı ver denmektedir. Kişiye suçu bile söylenmemektedir. İnsanlar itiraf adı altında iftiralara suçlanmaktadır. Şu an haberlere yansıyan bylock programı cadı avına dönmüştür. Suça ait yazışma varsa kişiye söylenmelidir. Ancak bu bile suçlanan kişilere söylenmemektedir. Acaba suç unsuru bulunmamakta mı? Bylock soruşturmaları tamamen hukuksuzdur, hakim kararı olmadan MİT tarafından elde edildiği bildirilen listerlere göre işlem yapılmaktadır. Gerçek bir liste var mıdır onu da bilmiyoruz. Ceza kanununa göre MİT in edindiği bilgiler delil sayılmamaktadır. Sayıldı diyelim suç unsuru gösterilmemiştir.

  • Av. Nurdan

    29.12.2016 11:03:19

    Sayın Kazım Bey, Yazılarınızı takip ediyor, doğru anlamış mıyım tekrar tekrar okuyorum. Şu an özgür basın kampanyaları yürüten kişilere örnek teşkil ediyorsunuz. Sizin yazılarının yüzbinlerce insanın sesi oluyor burada. Sizin yazdığınız tüm örgütler aynı deyip aynı kefeye koyuyorlar deyişinizi önemli buluyorum. Buradan herhangi bir tarikata Allah rızası için gönül vermiş kişilere sesleniyorum. Doğu Perinçek hapisten çıkar çıkmaz ilk sözü ne olmuştu; tüm tarikat ve cemaatlerin kökünü kazıyacağız. Acaba bu gerçekleşiyor olamaz mı? suça bulaşmamış cemaate gönül vermiş mensupları tutuklamak hukuka uygun mu? Cemaatler toplantılarını neden iptal ediyor? Acaba bir sonraki adım ne olacak?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı