"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Medyada mağduriyet uyarıları yoğunlaşıyor

Kâzım GÜLEÇYÜZ
16 Haziran 2017, Cuma
Bizim aylardır yazdıklarımız, nihayet başka kalemlerce de artan bir yoğunlukla dile getirilmeye başlandı. İki günlük örnekler:

14 HAZİRAN

Serpil Çevikcan (Milliyet): Tutuklama gerektirmeyen bir dosyada bile f.öcü şüphesine maruz kalmamak için hâkimler tutuklama kararı verebiliyor.  

Dilek Güngör (Sabah): Bank Asya’da para yöneteni bırak, gariban öğretmeni karı-koca içeride tut. Damatları bırak, kermesçi teyzeleri topla.  

Abdulkadir Selvi (Hürriyet): Kararları sebebiyle lince tâbi tutulan mahkemeler normalleşmeli ki hukukun gereğini yerine getirmekte endişe etmesinler. 

Taha Akyol (Hürriyet): Delillerin karartılması mümkün olmayan dosyalarda, suç isnadı damatlarla benzer durumdakiler niye tahliye edilmiyor?  

Ahmet Taşgetiren (Star): Hukukçu diyor ki; Emin olun, çok çok insana dokunuyor bu iş. Sonunda çözmek zorunda kalacağımız bir sosyal depresyonun tohumları ekiliyor şu anda. Devlet aklı oturup, Hukuku eksen alarak yeni bir değerlendirme yapmalı.  

Güngör Mengi (Vatan): Toplumun yargıya güveni isteniyorsa hiçbir ilgisi olmadığı halde tutuklanan “ikametgâhı” belli kişiler de tutuksuz yargılanmalı.  

Şenol Kaluç (Karar): Darbeci güruhun cezalandırılması ne denli şart ise, mağduriyetlerin bir an önce giderilmesi de o denli elzemdir.  

Fatma Barbarosoğlu (Yeni Şafak): Allah cümlemizi gayri âdil olmaktan muhafaza etsin. Rabbim, masum kullarını tez zamanda feraha çıkar. 

13 HAZİRAN

Ertuğrul Özkök (Hürriyet): Yok mu kimsesizlerin vicdanlı bir kimsesi? Kimdir bugünün kimsesizi? Gazeteci, öğretmen, Bank Asya’dan 3 kuruş kredi almış gariban... 

Mehmet Y. Yılmaz (Hürriyet): Sormamız gereken şey damatlarla aynı durumdaki tutuklular için neden bu hukuk kurallarının işlemiyor olmasıdır.  

Kemal Öztürk (Yeni Şafak): Ne olursa olsun insanlara savunma hakkı vermek gerek. Aylardır tutuklu bulunan insanlar hâlâ mahkeme önüne çıkmadı.  

Kenan Alpay (Yeni Akit): Aslî mesele; neden haklarında doğru düzgün suç delili olmayan, kimi ihbar ve zanlarla binlerce insan mağdur ediliyor?

***

Gazeteci kimliğine de sahip bir muhalefet milletvekilinin tutuklanması, gidişatın iyice şirazeden ve çığırından çıktığının en son örneği... 

Berberoğlu’nu al, Oğuz Güven’i bırak. Yargıda siyasetle hukukun iyice kızışan bilek güreşi mi? Herkes için hukuk, adalet, eşitlik ne zaman?

Farklı dünya görüşüne sahip kesimlerin hukuk ve demokrasi eksenindeki buluşması hukuk ve demokrasi karşıtlarından başka kimi rahatsız eder?!

Okunma Sayısı: 9770
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan ERKİŞ

    16.6.2017 15:53:49

    (5) Türkçede "zıvanadan çıkmak" diye bir tabir vardır. Ahmet Battal Bey de buna benzer bir tabirle "eksen kayması" diyor. İdeoloji temelli menfi ve menfaatçi siyasetin, her şeye tahakküm ve her şeyi alet etmek istemesiyle siyasi ve içtimai hayatta ve kesimlerde (üniversite, iş dünyası, medya, stk, cemiyet, cemaat) ciddi eksen kaymasını netice vermiştir. Yargı da bu tahakkümcü, tekelci siyasal ideolojiye maalesef "teslim-i silah" ederek "adaletsizliği" netice veren mağduriyet sürecinin mimarlarından olmuştur. Yargı ve hukuk adına utanç verici. Oysa Efendimiz'den (SAV) bugüne dünyaya, hakiki manada adalet, hürriyet ve medeniyeti bu dinin müntesipleri öğretmedi mi? Siyasal İslamcı bir iktidar döneminde Hz. Ömer'in (r.a) adaleti, ancak dahili siyasette "hamasi nutuk" işlevi görebildi. Süreç "siyasette lafız mananın zıddıdır!" hakikatinin tezahür ve tecellisidir. Menfi ve menfaatçi siyasetin semeresi de neticesi de kendisi gibi menfilikler olacaktır. Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz!!

  • Özcan ERKİŞ

    16.6.2017 12:34:37

    (4) Türkiye'de hürriyet ve adalet için insanlar sokağa dökülürken, bizim için 'Mihenk Taş' mesabesinde uluslararası bir rapor daha yayınlandı. Yeni Asya'nın bugünkü haberinden öğreniyoruz ki, "2011 yılından beri dünyanın en yenilikçi seçilen İsviçre, bu yılda listenin başında yer aldı." (Yeni Asya,16.06) "İlk 10'a giren ülkeler ABD, İngiltere, Danimarka, Singapur, Finlandiya, Almanya ve İrlanda. Türkiye 128 ülke arasında 43.sırada." Güzel ülkem ve milletim 21 yy.da bile hala hürriyet, adalet, hukukun üstünlüğü, demokrasi gibi hususların peşinde koşarken; hür ve medeni ve demokrat dünya, dünya insanlarının hayatına ve barışına katkı sağlamak için harıl harıl çalışmaktadır. "İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır!" diyen bir Nebi'nin (SAV) müntesipleri de birbirleriyle savaşmak için milyar dolarlık "silah anlaşması" yapıyorlar. Ağlayalım mı gülelim mi? Yoksa ibret mi alalım?

  • Ali Tüylü

    16.6.2017 12:29:47

    Kimsenin onların ses vermesine ihtiyacı yok. Yok damatmış yok hukukmuş yok yargıya güvenmiş bıraksınlar bunları. Eğer birazcık gururları ve cesaretleri varsa gerçekleri açık açık yazsınlar. Ülkenin ne halde olduğundan haberleri yokmuş gibi yazıyorlar. İstiklal mahkemeleri kurulmadı bu ülkede. Adnan Menderes Deniz Gezmiş idam edilmedi değil mi. Devletin yaptığı her iş kutsal değil mi. Allah a havale ediyorum bunları...

  • Özcan ERKİŞ

    16.6.2017 12:19:49

    (3) Adalet ve hürriyet herkese lazımdır. Etnik kökeni ve inancı ne olursa olsun, "insan" olarak her kim mağdur olmuş ve zulme uğramış ise,"hakkın hatırını ali tutarak" haklının yanında olmak inancımızın da bir gereğidir. Toplum haddinden fazla bölündü ve kutuplaştırıldı. Uhuvvet ve muhabbet, ittihad ve tesanüd menfi ve menfaatçi siyasete feda ve kurban edildi. İktidarda biraz fazla kalabilmek hırsıyla toplumsal barış dinamitlendi. Hala ardındaki sır perdesi aralanmayan 15 Temmuz kalkışması bahane edilerek önce demokratik hukuk devleti askıya alınmış sonra da temel insan hakları ihlal edilmiştir. "Türkiye'de hapishaneler Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, 90 yılın rekorunu kırıyor. Şu anda hapishanelerde tam iki yüz bin kişi yatıyor. Büyük çoğunluk siyasi hükümlü ya da tutuklu." (T24, Yalçın Doğan,16.6) İşte 15 yıldır ülkeyi tek başına sevk ve idare eden bir iktidarla Türkiye'nin ahvali. Çok yazık!

  • Nevriye Yazıcı

    16.6.2017 12:09:40

    Bedenler "lâl" olsa da...Vicdan susmuyor ...Konuşuyor !!. Bu ülkeyi de Vicdan; 'vicdanlı akıl' kurtaracak İnşaAllah!!

  • Özcan ERKİŞ

    16.6.2017 12:02:07

    (2) Yazınızda basındaki kalemlerden verdiğiniz örneklerin hemen tamamı hukuk ve adalet üzerinde temerküz ediyor. Demek ki Türkiye'de ciddi bir hukuksuzluk, insan hakları ihlali ve bizzat yargının sebep olduğu bir adaletsizlik hali mevcut bulunmaktadır. Bunların neticesi de tabi ki zulüm boyutuna varan mağduriyetler. Yeni Asya sürecin taa başından itibaren bunu dile getirmiş olmakla, tarihi, vatani, insani, vicdani görevini yaparak diğer gazete ve gazetecilere güzel bir cesaret ve hakkaniyet örneği olmuş, ebede kadar hayır duası alacak bir iş yapmıştır. Bu süreçte sair gazeteler de aynı hakkaniyetli ve hassas tavrı göstermiş olsalardı,muhtemelen,on binlerce insan mağdur olmayabilirdi. "Kader adalet, beşer zulmeder" hakikatine inancımız tamdır. Bugünkü mağdur mektubu da bu inancı en güzel şekilde terennüm eden bir mektup olarak tarihi arşivde yerini alacaktır. Zulmü yapanlar düşünsün.

  • Özcan ERKİŞ

    16.6.2017 11:44:48

    Sayın Güleçyüz, herkese hayırlı ve mübarek bir cuma günü temenni ediyorum. Artık muhalif-muvafık her kesimden insanın, mağduriyet ve mazlumiyeti açıktan açığa dile getirmeye başlayarak "adalet" için sokaklara bile çıktığı günleri yaşıyoruz. İnşaallah hayırlı neticeler vesile olur diye dua ediyoruz. Mağdur ve mazlumlar dahi ekmek-aş kaygısını bırakmış, 'hürriyet' ve 'adalet' peşine düşmüşlerdir. Zira hürriyet ve adaletin olmadığı bir ülkede ne barış ne huzur olur. Türkiye'yi "adalet için sokaklara döken" noktaya kimler, nasıl getirdi? Çok ciddi anlamda tahlil edilmesi gereken çok ciddi bir meseledir. Çünkü 15 yıl önce AB projesi, ileri demokrasi, 3Y ile mücadele ve sair vaatlerle yola çıkan bugünkü siyasal İslamcı iktidarın, 15 yıl sonra Türkiye'yi getirdiği noktaya siyasi, şahsi ve ideolojik mülahazalardan, millet ve memleket hesabına bir bakalım Allah aşkına ve kendimizi ciddi bir hesaba çekelim. Ne yapıyor ve nereye gidiyoruz?

  • sevim

    16.6.2017 09:00:30

    kazım bey izmir Aliağa gazisi %98 engelli bilal konakçı ocakta tutuklanmış yoğun şikayetler sonucu ev hapsine karar kılınmıştı.bilal beyin eşi ise 9 haziranda biri iki diğeri 12 yaşındaki kızları ve engelli gazi kocasının önünde aynı ağır ceza mahkemesi tarafından tutuklanmıştır.nolur bu acı mağduriyeti duyurun

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı