"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Muhabbet fedailiği bu mu?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
22 Kasım 2015, Pazar
Geçen hafta TÜYAP’taki imza programımızda Yeni Asya Neşriyat standına gelen tesettürlü bir hanım Fethullah Hoca cemaati mensubu olduğunu ifade ederek kendisini tanıttı ve Risale-i Nur’la orada tanıştığını söyledi.

Sonra sözü iki yıldır hedef oldukları suçlama ve aşağılamalara getirerek, özellikle iktidarın yanında saf tutan bazı Nur cemaatlerinin tavrı karşısında yaşadığı hayal kırıklığını ifade ederken gözyaşlarını tutamadı ve “Çok kırıldık” dedi.

Cemaatin tabanındaki psikoloji bu.

Mücahit olarak yola çıkıp müşahitlik kademesinden geçerek müteahhitliğe erişen ve oradan da bürokrat-otokrat-aristokrat mertebesine “terfi” eden kadroların, nazire yaparcasına, tavanını “ihanet,” ortasını “ticaret” olarak tasnif ve tarif ettikleri cemaatin “ibadet” tanımlamasına konu ettikleri tabanındaki ruh hali.

Onları en çok üzen, okudukları aynı eserlerde “muhabbet fedailiği” dersine muhatap olan insanlardan gördükleri muamele.

Bunda cemaat üst kademesinin bilhassa sadeleştirme yanlışındaki ısrarının ve güçlüyken sergilediği dışlayıcı tavırların rolü elbette gözardı edilmemeli. Ama risalelerden “Velâ teziru...” Kur’anî ölçüsünü, şefkat ve muhabbet dersini almış insanların toptancı ithamlarda siyasal İslamcılarla aynı dili kullanması, kolayca hazmedilebilecek birşey olmasa gerek.

Dostun attığı gül düşmanın attığı taştan daha fazla incitirken, dostun taş ve sopaya sarılarak düşmanı fersah fersah geçen hücumlarda bulunması ne hazin.

Siyasal İslam zihniyetinin katı, acımasız ve haşin yüzünü, eşleri veya evlatları “paralel” operasyonlarında içeri alınınca dua ve Cevşen’le mukabelede bulunan tesettürlü hanımlar için yapılan müstehzi ve aşağılayıcı değerlendirmelerde, hattâ “Siz bakmayın bunların kuzu gibi göründüğüne, her biri Pensilvanya’dan talimat geldiğinde canlı bombaya dönüşebilecek birer robottur” şeklindeki dehşet verici suçlamalarda gördük.

Kimi “abi”lerin bu Cevşen okumalarını “dünya işlerine alet etmek” diye yorumlayıp yine bu zihniyete arka çıktıklarını da.

Tweet -1: 20 yıl önce Dinç Bilgin’in Sabah’ıyla Fethullah Hocayı “star”laştıranlar kimlerse, bugünün Turkuaz Sabah’ıyla paralamak isteyenler de onlar.

Tweet -2: 1997 başında “Bediüzzaman Said Nursî’den Fethullah Gülen Hocaefendiye Nurculuk Hareketi” dizisini neşreden Sabah bugün çok farklı havalarda.

Tweet -3: Bugün cemaate karşı AKP’ye gaz veren “derin”lerin, yarın aynı operasyonu AKP’ye karşı da yapmayı planladıklarından kimsenin şüphesi olmasın.

Okunma Sayısı: 4943
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • RAUF SÖNMEZ

    22.11.2015 20:07:25

    Allah razı olsun Muhretem abimizden olan bitenleri güzelce özetlemiş HAKKANİYET BU OLSA GEREK

  • MEHMET DİKEN

    22.11.2015 10:54:08

    Allah Razı Olsun Bu ifadeleriniz Yeni Asya nın Üstad ve çizgisinin doğrultusunda olduğu göstermektedir Duymak İsteyenlere duyurulur. Saygılar Kazım Bey

  • Hüseyin İLHAN

    22.11.2015 10:18:49

    Önyargılı,toptancı ve tarafgir olmayan insan hele hele müslüman ve dahi RİSALEİ NUR ile ziyalanan bir insan bugün yaşanılanlara sessiz kalması mümkün olamaz. Bir kişi işlediği günahlardan rabbimiz nasıl hesap soracaksa kulda işlediği suçtan cezalandırabilir.Düne kadar suç olmayan yerde suçlu diye gösterileni ve ona tatbik edilen zulmü alkışlamak,destek olmak için insanın vicdan,iz'an,insafını kaybetmesi gerekir.Hele hele bir müslüman ve dahi iman hizmetindeyim diyen erbab-ı hizmet olanın ise imanının halinden şüphe duyulur.ALLAH bizi hak,adaletten ayırmasın.Rabbim bizleri makam,mevki ve menfaat için insanlara zulmeden ve zulmedene destek olanlardan eylemesin.

  • Garib Doğu

    22.11.2015 10:07:10

    Hüseyin kardeşin duasına amin diyerek başlıyorum.Evet,insan kararlı olmayınca,şunun,bunun oyuncağı olarak yanar,döner. Zamana ve zemine göre şekil alır. Artık, o insan ortamın insanı,güç,kuvvet ve menfaatın oyuncağıdır.Bunlar,muharriki bizzat değil,kendiliklerinden hareket etmezler İradeleri başka bir iradeye bağlıdır.Başkası üfler onlar oynarlar.Rüzgarın önündeki yaprak gibi,nereye gidecekleri,nerede duracakları belli değildir.Halbuki Fahr-i Alem,ibda ile intihayı birleştirmiş, hayata nasıl başlamışsa öyle bitirmiştir.Hayatının her safhası,her anı,her ameli her işi,her sözü,her fiili istikamet dairesinde cereyan etmiş,istikametle başlamış,istikametle sona ermiştir.Üstadımızın hayatına bakın,benzer istikameti görürsünüz.İstikamet, üstadımızın en büyük vasfı olmuştur.Bu büyük bir mazahariyettir.Ancak Cenab-ı Hakkın rızasına,lufüne nail olanların mazhar olabileceği bir iştir.Bu yazıda da istikametin cilvelerini görüyoruz.Yazarımızı can-ü gönülden tebrik ediyorum.

  • Ercan

    22.11.2015 09:15:32

    Cok net cok guzel bir yazi.... Tabi Kazim abiyide paralel gorup okumayanlardan degilsek...

  • Ömer aydin

    22.11.2015 01:39:34

    Muhteşem bir analiz.Kazım beyi tebrik ve teşcii ediyorum

  • Hüseyin İLHAN

    22.11.2015 01:32:40

    Bu ülke ne çekti ise DÖNEKLERDEN çekti.ya rab bizi istikamette daim eyle.Bizi fırıldak gibi dönenlerden eyleme.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı