Risale-i Nur basımına keyfî bandrol engelinin getirilmesiyle başlayıp torba kanuna “devlet tekeli” maddesinin sokuşturulmasıyla devam eden ve sekiz aydır risale neşriyatının fiilen durdurulmasını netice veren süreç, söz konusu maddenin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle CHP tarafından AYM’ye yapılan başvurunun gündeme alınmasıyla yeni bir merhaleye ulaştı.
Abdülkadir Selvi’nin “Risalelere bandrolün durdurulması sıkıntıya yol açtı, mesele uzadı, mağduriyetler yaşandı, sürecin yönetiminde zaaflar oldu” ifadeleriyle anlattığı şekilde konuyu ağırdan alan iktidar, bu gelişme üzerine birden hareketlenip “devlet tekeli” maddesini hayata geçirecek kararnameyi imzaya açtı.
Ancak, hakkında iptal ve yürürlüğü durdurma talebi bulunan bir düzenlemenin AYM’de “ivedilikle” görüşüleceği bir noktada, mahkemenin vereceği karar beklenmeden apar topar böyle bir yola tevessül edilmesi çok garip.
Hükümet yangından mal mı kaçırıyor?
Nedir bu acele, nedir bu telâş ve panik?
Beş gün daha bekleyin, Anayasa Mahkemesi kararını versin, ondan sonra ne yapacaksanız yapın. Daha doğrusu, o karar neticesinde ortaya çıkacak duruma göre hareket edin.
Eğer yaptığınızın hukuka uygun olduğundan eminseniz, bu telâşa mahal yok. AYM iptal ve yürürlüğü durdurma talebini reddeder ve yola tereddütsüz devam edersiniz.
Yoksa mahkemeden yürürlüğü durdurma ve iptal kararı çıkmasından korktuğunuz için mi acele ediyorsunuz? Peki, korktuğunuz başınıza gelir de, şimdi pürtelâş çıkardığınız kararname hükümsüz hale gelirse ne yapacaksınız?
Bu aceleniz, sizi bu sıkıntılı ve çıkmaz yola sevk edenlere, “Bakın, elimizden geleni yaptık, ama görüyorsunuz, engellendik, artık biz birşey yapamayız” diyerek kendinizi işin içinden sıyırma hesabıyla mı ilgili?
Süreç başladıktan bu yana konuyla ilgili olarak ikinci kez konuşan Kültür Bakanının “Şimdiye kadar bandrol vererek suç işliyormuşuz. Tek yol devletin basması. Ama biz basmayıp Diyanet’e devredeceğiz. Diyanet de bir vakfa veya başka bir yere devredecek. Devletleştirmedik, yasaklamadık, özgürlük kapısını açtık. Kanunu çıkarmasaydık ebediyen basılamazdı. Kimse basmasa devlet basar” gibi tuhaf ve çelişkili sözleri de aynı telâş psikolojisinin tezahürleri değilse ne?
Bandrol ve devlet tekelinin arkasında duran—ve Risale-i Nur Enstitüsünün toplantılarına ısrarla katılmayan—bir kısım risale yayıncıları ise yetkinin kendilerine devrini bekliyor.
Ama hesapları AYM’den dönerse ne olacak?
tweet: Yeni Asya misyonunun samimî takipçileri, maksatlı ve provokatif yayınlar üzerinden içlerinde fitne kazanının kaynatılmasına müsaade etmezler.