"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nedir bu telâş?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
21 Kasım 2014, Cuma
Risale-i Nur basımına keyfî bandrol engelinin getirilmesiyle başlayıp torba kanuna “devlet tekeli” maddesinin sokuşturulmasıyla devam eden ve sekiz aydır risale neşriyatının fiilen durdurulmasını netice veren süreç, söz konusu maddenin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle CHP tarafından AYM’ye yapılan başvurunun gündeme alınmasıyla yeni bir merhaleye ulaştı.

Abdülkadir Selvi’nin “Risalelere bandrolün durdurulması sıkıntıya yol açtı, mesele uzadı, mağduriyetler yaşandı, sürecin yönetiminde zaaflar oldu” ifadeleriyle anlattığı şekilde konuyu ağırdan alan iktidar, bu gelişme üzerine birden hareketlenip “devlet tekeli” maddesini hayata geçirecek kararnameyi imzaya açtı.
Ancak, hakkında iptal ve yürürlüğü durdurma talebi bulunan bir düzenlemenin AYM’de “ivedilikle” görüşüleceği bir noktada, mahkemenin vereceği karar beklenmeden apar topar böyle bir yola tevessül edilmesi çok garip.
Hükümet yangından mal mı kaçırıyor?
Nedir bu acele, nedir bu telâş ve panik?
Beş gün daha bekleyin, Anayasa Mahkemesi kararını versin, ondan sonra ne yapacaksanız yapın. Daha doğrusu, o karar neticesinde ortaya çıkacak duruma göre hareket edin. 
Eğer yaptığınızın hukuka uygun olduğundan eminseniz, bu telâşa mahal yok. AYM iptal ve yürürlüğü durdurma talebini reddeder ve yola tereddütsüz devam edersiniz.
Yoksa mahkemeden yürürlüğü durdurma ve iptal kararı çıkmasından korktuğunuz için mi acele ediyorsunuz? Peki, korktuğunuz başınıza gelir de, şimdi pürtelâş çıkardığınız kararname hükümsüz hale gelirse ne yapacaksınız?
Bu aceleniz, sizi bu sıkıntılı ve çıkmaz yola sevk edenlere, “Bakın, elimizden geleni yaptık, ama görüyorsunuz, engellendik, artık biz birşey yapamayız” diyerek kendinizi işin içinden sıyırma hesabıyla mı ilgili?
Süreç başladıktan bu yana konuyla ilgili olarak ikinci kez konuşan Kültür Bakanının “Şimdiye kadar bandrol vererek suç işliyormuşuz. Tek yol devletin basması. Ama biz basmayıp Diyanet’e devredeceğiz. Diyanet de bir vakfa veya başka bir yere devredecek. Devletleştirmedik, yasaklamadık, özgürlük kapısını açtık. Kanunu çıkarmasaydık ebediyen basılamazdı. Kimse basmasa devlet basar” gibi tuhaf ve çelişkili sözleri de aynı telâş psikolojisinin tezahürleri değilse ne?
Bandrol ve devlet tekelinin arkasında duran—ve Risale-i Nur Enstitüsünün toplantılarına ısrarla katılmayan—bir kısım risale yayıncıları ise yetkinin kendilerine devrini bekliyor.
Ama hesapları AYM’den dönerse ne olacak?
tweet: Yeni Asya misyonunun samimî takipçileri, maksatlı ve provokatif yayınlar üzerinden içlerinde fitne kazanının kaynatılmasına müsaade etmezler.

Okunma Sayısı: 2650
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • M.ŞAHİN

    21.11.2014 11:10:58

    Evet hükümetin acelesi var, çünki verilmiş sözler var, iktidarının devam etmesi için o sözlerin yerine getirilmesi gerekiyor, bizim aklıevvellere sormamız lazım, hükümetin bu acelesi neden? Tabi tevil yolu açık.

  • ali yeşilkaya

    21.11.2014 10:17:27

    enstitü tarafından yapılan toplantılar hakkında daha fazla ve mümkünse teferruatlı bilgi istiyoruz.kimler geldi,kimler gelmedi?abilerin tutumu neydi?

  • HÜSEYİN İLHAN

    21.11.2014 10:00:49

    YENİ ASYA NEŞRİYATın önünü kesmek için yapılan bu adaletsizliği,hakka tecavüzü şu mübarek günde kınıyorum.

  • abdullah

    21.11.2014 09:43:28

    evet, ramazan-ı şerifte bid’aların ref’ine ehl-i sünnet ve Cemaatin ekseriyetle halis duası bir şart ve bir sebeb-i mühim idi. Maalesef camilere ramazan-ı şerifte bid’alar girdiğinden, duaların kabulüne set çekip fereç gelmedi. nasıl ki, sabık hadisin sırrıyla, sadaka belâyı ref eder; ekseriyetin halis duası dahi ferec-i umumîyi cezbeder. kuvve-i cazibe vücuda gelmediğinden, fütuhat da verilmedi

  • hakan kagan

    21.11.2014 02:35:21

    ALLAH bu istibdat yanlisi Nurculara basiret versin diyorum.devletin hakim yapisinin burokrasi oldugunu ve Risaleleri bu burokrasi carkinda heder ettirecek duzenlemeleri alkislamalarini safdarunlugun en tehlikeli durumu olarak telakki ediyorum.Risale mesleginden cok tahakkum ve hukumet sevdalisi olmuslar.Tarihe gececek bu gunler.Yazik

  • Mehmet FIRAT

    21.11.2014 00:08:46

    '' Tek yol devletin basması.'' ile '' Devletleştirmedik, yasaklamadık, özgürlük kapısını açtık'' cümlelerine kadar uyumlu(!) cümle yapıları. Konuşmasının başı ile sonu arasındaki fark edemeyen insanlar bu ülkede bakanlık yapıyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı