"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

O manşet niye rahatsız etti?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
09 Mart 2018, Cuma
Gazetemizin bazı cezaevlerine girişinin engellenmesi başta olmak üzere muhatap olduğumuz hukuksuz ve keyfî uygulamaları defaatle ilettiğimiz, ama cevap alamadığımız Adalet Bakanlığında, geçen yıl, Mustafa Oral’ın bir yazısında geçen “Sabret, bahar çok yakın” mesajından nem kapanlar olduğunu yazmıştık.

Şu günlerde de 18.2.18 tarihli “Tanık olmak dahi istemiyorum” manşetimizden dolayı hayli “çekiştirildiğimizi” öğrendik.

Manşete konu olan haberdeki beyanlar Lahey Adalet Müşaviri Dr. Hakan Yavuz’a aitti. Yıllarca Cumhuriyet Savcılığı yapmış bir yargı mensubu olarak Yavuz, “Adliyeye gittiğim zaman başıma ne gelir, bunu kestiremiyorum. Bir dosyada tanık dahi olmak istemiyorum” diyordu.

Yavuz’un bir toplantıda yargı sisteminin ve adliyenin sorunlarına dair yaptığı konuşmadaki çok önemli ve detaylı tesbitlerin aktarıldığı Doğan Haber Ajansı mahreçli haberi, bu konulardaki duyarlılığımızın gereği olarak gündeme taşıma ihtiyacı duyduk ve haber metnine olabildiğince geniş bir şekilde yer verdik.

Haberi sunarken, Yavuz’un topyekûn bir sistem eleştirisi bağlamındaki tesbitlerini, habere yansıtılan şekliyle aynen naklettik.

Buna mukabil, Bakanlık kaynaklarınca emsal gösterilen Hürriyet’in aynı haberi kullanırken çıkardığı başlıkta yapıldığı gibi, sorunu münhasıran hedefteki yapıyla irtibatlı olduğu ileri sürülen kadrolara yıkan bir yaklaşım ortaya koymadık.

Yaşanan kaosta o kadrolarla irtibatlı bazı isimlerin de sorumluluğu elbette ki var, ama bugün itibarıyla yargıdaki güncel sorunlardan da o yapıyı sorumlu tutarak iktidarı ibra ettirme çabası tartışmaya açık. 

Kaldı ki, Bekir Bozdağ’ın geçen yıl Adalet Bakanı iken 27 Mayıs ve 2 Haziran tarihlerinde yaptığı konuşmalardaki “İncelenmedik hâkim ve savcı kalmadı, aklını ve kalbini f.ö’ye satmış yargı mensubu yargımızın içinde kalmadı” sözleri böyle bir yaklaşımın artık zemini kalmadığının tesbit ve ikrarı. Başbakanın son beyanları da aynı yönde.

Yarın devam edelim inşaallah.

***

- Emirdağ’da Üstadın hizmetine koşan Çalışkan ailesinden, merhum İhsan Çalışkan’ın eşi, Kadriye, Ali Said, Ulviye, Fevzi ve Nurdan’ın anneleri, Bünyamin Gerdan’ın kayınvalidesi Şükran Çalışkan’a Allah’tan rahmet, ailesine ve Nur camiasına başsağlığı dileriz. Mekânı Cennet olsun.

- “Bahar” yazısından bile nem kapanlar... (11.5.17 tarihli yazımız) - http://www.yeniasya.com.tr/ kazim-gulecyuz/bahar-yazisindan-bile-nem-kapanlar_431773

- 31 yıl öncesinden bir anekdot: Tanzanyalı bir Nur Talebesi (12.5.17 tarihli yazımız) - http://http:// www.yeniasya.com.tr/kazim-gulecyuz/31-yil-oncesinden-bir-anekdot-tanzanyali-bir-nur-talebesi_431867

Okunma Sayısı: 10171
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp-3

    9.3.2018 10:53:26

    Darbe, muhtıra ve süreç yaşayan toplum, bir yerden gelen şu saldırılar karşısında dün, "bir ve beraber" idi. Bugün ise toplumsal yapımız suret-i haktan görünen öyle bir sadmeye maruz kaldı ki, uhuvvet ve muhabbeti, ittihat ve tesanüdü yalnızca okuduğu kitap satırlarında kaldı. Yeni Asya'nın Mağdur Kürsüsüne gelen mağdur mektupları, yaşadığımız bu toplumsal savrulmanın tarihi vesikalarıdır. Bu hizmetiyle bile Yeni Asya, tarihi bir arşiv niteliğinde olup tarihi, vatani, vicdani bir görev yapmıştır. Öyle bir süreç ki, hepimiz sınav eleğinden geçiyoruz. Öyle bir süreç ki, "zulme rıza zulümdür" ve "müminler kardeştir" dersini verenler bile aldanıyor ve aldatılıyor. Yani aldananın ve aldatanın bolca olduğu bir süreç. Bu süreçte de baş aktör dünkü süreçlerde olduğu gibi yine iktidarın ve gücün yanında konuşlanmış yandaş medya. Muhtemelen bugün de Yeni Asya'nın manşetinden rahatsız olacaklardır. Manşet halkın da talebi: "DEMOKRASİ VE HUKUK."

  • Gündüz Alp-2

    9.3.2018 10:20:00

    Yeni Asya'nın değerli kalemlerinden, yazılarını severek ve beğenerek okuduğumuz Mustafa Oral Bey'in geçen sene bahar ayında (26 Nisan'da) yazdığı "Sabret, bahar yağmurları kapıda" başlıklı yazısından rahatsız olan, gocunan, bir takım anlamlar çıkaran tabir caizse niyet okuması yapanları da rahatsız eden elbette o yazı değil, o yazıda zikredilen hakikatlerdir. Hem okuyana sabır, şükür, dua telkin ve tavsiye ederek insanlara ümit veren güzel bir yazıdan rahatsızlık neden? Üzerinden yaklaşık bir yıl geçmiş ve yine bir bahar (Mart) ayındayız. Merhum Menderes'in hanımı Berrin Hanıma yazdığı "elli kelimelik" mektuptan korkup "ellibirinci kelimeyi" silen zihniyetin bugünkü versiyonu, Yeni Asya gibi doğru haber veren gazetenin manşet, haber ve yazısından da rahatsız olması normaldir. Kamu adına gözetim ve denetim yaparak kamuoyuna doğru haber ve doğru bilgi vermesi gereken medya, yandaş hale gelerek toplumsal algı ve hipnoz faaliyetinin bir aracı haline gelmiştir.

  • Gündüz Alp

    9.3.2018 09:37:38

    Sayın Güleçyüz, herkesin mübarek cumasını tebrik ediyorum. "Yarası olan gocunur" diye güzel bir tabirimiz vardır. Bir manşet, haber veya bir güzel yazıdan bile rahatsız olan yahut gocunanları rahatsız eden aslında ne manşet ve ne de yazıdır. Rahatsızlık veren gerçeğin kendisidir. Bahsini ettiğiniz manşet haberi hepimiz okuduk. Siyasallaşmış bir yargının halini yine eski bir yargıç lisanıyla beyan eden bir haber idi. İfade ettiği yargı gerçekleri yalan mı? Aynı anlama gelen şeyleri bugünkü yüksek yargı mensupları söylemiyor mu? Kaldı ki, böyle yetkili ağızlardan çıkan beyanlar iktidar için bir yol haritası olarak görülmeli ve adalet mekanizmasında aksayan yerler süratle düzeltilmeli ki, adalet gecikmesin, insanlar mağdur olmasın mazlum durumuna düşürülmesin. Hem gerçekler acıdır. En son CB "Ülkede halk adalet çığlığı atar hale gelmişse yargı sisteminde sorun var" demedi mi? O halde rahatsızlık niye?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı