Erken seçim kararı ile OHAL’i 5. kez uzatma kararını aynı gün alan ve dahası seçim beyannamesinde “Halk tam olarak huzura kavuşuncaya kadar OHAL’i sürdüreceğiz” diyen iktidar, ne olduysa bu konuda da keskin bir U dönüşü manevrası yaparak seçim sonrasında OHAL’i kaldırmaktan dem vurmaya başladı.
Cumhurbaşkanı, seçimden hemen sonra OHAL’i masaya yatırıp, işi fazla uzatmadan kaldırabileceklerini söyledi. Başbakan da konunun yeni hükümet tarafından gündeme alınarak OHAL’in kaldırılacağını ifade etti.
Bu manevra, bir dizi sualin kapısı açıyor
Bir defa, madem kaldıracaktınız; niye bir defa daha uzattınız? Üstelik ısrarlı “Uzatmayın, kaldırın” çağrılarına kulak tıkayarak...
Dahası, düne kadar “OHAL kalksın” taleplerini “terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürmek” olarak görüp karalıyordunuz; şimdi ne oldu ki, siz de OHAL’i kaldırmaktan söz edenlere dahil oldunuz?
Üstelik seçim beyannamenizde bile “OHAL sürecek” derken, hemen peşinden OHAL’in kaldırılmasını seçim vaadi yaptınız!
Hangisini esas alıp itibar edelim?
İktidar şimdiye kadar hep “OHAL teröristlere karşı ilan edildi, halkın günlük hayatını hiç etkilemedi, OHAL’den dolayı hak ve özgürlükleri kısıtlanan hiç kimse yok” iddiasını tekrarlayarak bugüne geldi.
Ama şimdi, seçim bildirisinde “Sürdüreceğiz” dediği OHAL’i kaldırmayı seçim taahhütleri arasına dahil etmiş bulunuyor!
Müthiş bir tutarlılık örneği daha!
Bu yüz seksen derecelik çelişkili dönüşün tek sebebi var. O da Millet İttifakına dahil partilerin “İlk işimiz OHAL’i kaldırmak olacak” şeklindeki söylem ve vaadlerinin seçmen kitlelerinde mâkes bulmuş olması.
İktidar, hukuksuz OHAL uygulamalarının ve yol açtığı mağduriyetlerin, kendisini de hızla aşağı çekerek dibe vurdurduğunu, ancak bunu gördükten sonra anladı ve kafası nihayet “dank” etti. Ama geçmiş ola.
Sürecin başından itibaren yapılan uyarı ve çağrıları dikkate alıp gereğini yerine getirmiş olsaydı bu duruma düşmeyebilirdi.
Ama iktidar sarhoşluğunun getirdiği kibir ona bunları göstermedi ve duyurmadı. Bildiğini okumaya devam etti. Sonucu da böyle oldu. Kendi düşen ağlamaz ve zarara rızasıyla girene de merhamet edilmez.
***
- Devlet gücü ve iktidar başta olmak üzere bütün imkânlar ellerinde. Su gibi para akıtıyorlar. Bütün TV kanalları ve gazeteler emirlerine amade. Tek yanlı propaganda tamgaz. Ama yine de “Bir aksilik olursa...” diyerek tedirginliklerini açığa vurmaya başladılar. Diken üstündeler...
- BYEGM skandallarında son perde https://youtu.be/tzWB3zSxHq8
- Türkiye’nin ihtiyacı demokrat misyon https://youtu.be/7Ten1z86ROA