"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

OHAL’in bıraktığı hukuk enkazı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
07 Ağustos 2019, Çarşamba
Önceki devirlerde görülmemiş boyutlarda mağduriyetlere yol açan 20 Temmuz sürecini bitirmeye yönelik gayretler devam eder ve bunun en önemli şartlarından biri olan “hukuka dönüş” yönünde beliren işaretlere vurgu yaparken, o işaretlerin henüz hiç uğramadığı adreslere de dikkat çekiyoruz.

Çok çetin ve sancılı bir mücadelenin ardından zor belâ tahliye olan Mehmet Altan’ın şu anki durumu bile nasıl zorlu bir tablo ile karşı karşıya olunduğunu göstermeye yeter:

Atıldığı üniversitedeki görevine hâlâ dönebilmiş değil, yurt dışına çıkışı yasak ve her hafta polise imza vermek mecburiyetinde.

İçeridekilerin vaziyetini düşünün...

Diğer taraftan, elimize yeni ulaşan mahkeme kararlarında aynı veya benzer suçlamalarla yargılanan kişiler hakkında tamamen farklı, tutarsız, orantısız ve çelişkili sonuçlara varıldığını görmekteyiz. Bunun da ötesinde, daha ağır ithamların muhataplarına az, hakkındaki iddialar için hiçbir delil gösterilemeyen sanıklara çok ağır cezalar verilebiliyor.

Dileriz, yeni mağduriyetlere yol açacak  bu tür kararlar istinaf veya temyizde düzeltilir.

Ama bu noktada AYM Başkanı’nın yakınlardaki bir beyanını hatırlatmakta fayda var.

Özet olarak, bidayet mahkemelerine şu mesajı veriyordu Başkan: “Bireysel başvurularda verdiğimiz hak ihlâli kararlarını emsal olarak değerlendirip gereğine uygun kararlar verin ki, aksini yaparak sebep olacağınız yeni başvurularla iş yükümüzü arttırmayın.”

Bakalım, mahkemeler o noktaya nasıl ve ne zaman gelebilecek? Hele heyetlerin siyasî tercihlerle kurulduğu düzen sürüyorken...

Bu konuda haksızlıkların devamında payanda olarak kullanılan bir araç da OHAL Komisyonu. Başvuruların çok büyük çoğunluğunu reddeden komisyonun fazlasıyla gecikmeli olarak verdiği çok az sayıdaki kabul kararı da ilgili kurumlarca uygulanmıyor.

Velhasıl, bir yıl önce şeklen kalkmış olan OHAL rejiminin tahribatı hâlâ devam ediyor.

Toplumda yol açtığı ve milyonlarca insanın hayatını alt üst eden ağır enkazın kaldırılabilmesi için, evvelâ bu yönde samimî ve kuvvetli bir iradeye ihtiyaç var. Buna karşılık mevcut iktidarda böyle bir irade hâlâ yok.

23 Haziran’da İstanbul seçmeninin bütün milleti temsilen verdiği okkalı derse rağmen.

Okunma Sayısı: 15105
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdullah

    7.8.2019 09:07:44

    "Kürtçe şöyle bir ata sözü var; go zor hat hoşi batala". Yani cebir zor,güç,kuvvet geldiğinde;meşru-i yet dediğimiz bütün kurallar,kaideler,battal oluyor.Yani hükümleri geçersiz olur.Siz ne derseni deyin,ne yaparsanız yapın, işe yaramaz,gücün dediği olur.Benzer bir hali şimdi yaşıyoruz. Peki bunlar ne zaman sona erer? Millet kamil manada hakkını,hukunu bilip,sahip çıktığı zaman...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı