"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“OHAL kalkacak” lâfı bile...

Kâzım GÜLEÇYÜZ
29 Haziran 2018, Cuma
OHAL’in ilan edilişinden beri, sebep olduğu keyfî ve hukuksuz uygulamalar yüzünden yaşanan mağduriyetler hızla artar ve yaygınlaşırken, Türkiye’nin âcilen normalleşmesi gerektiğini ısrarla vurgulayageldik.

Hattâ daha öncesinden itibaren.

Yazılarımız ve konuşmalarımız ortada.

Buna karşılık iktidar da aynı ısrar ve inatla OHAL’i defalarca uzatarak devam ettirdi.

Hattâ baskın seçim kararı öncesinde dahi aynı şeyi yaptı. Dahası, seçim beyannamesinde bile “OHAL’e devam” mesajı verdi.

Millet İttifakında birleşen partiler ise tam tersine “İlk işimiz OHAL’i kaldırmak” taahhüdünde bulundular. Ve bu vaad, kitlelerde kabul gördü, mâkes ve destek buldu. 

İktidarın seçime ramak kala bu konuda da keskin bir U dönüşü yaparak “Biz de OHAL’i kaldıracağız” deme gereği duymasının asıl sebebi bu durumu görmüş olmasıydı.

Gerçi sonra “İhtiyaç olursa yine getiririz” gibi eklemelerle bu taahhüdünü belirsizleştirip, ayrıca OHAL kalksa bile KHK’larıyla yapılanların devam edeceği mesajı verdi.

Ama netice itibarıyla “Seçimden sonra OHAL kalkacak” lâfının telâffuz edilmesi dahi hissedilir bir rahatlamaya sebep oldu.

Normalleşme işaretleri gelmeye başladı.

AYM’nin Ocak ayında verdiği tahliye kararına rağmen altı aya yakındır içeride tutulmaya devam edilen Mehmet Altan’ın İstinaf Mahkemesi kararıyla nihayet serbest bırakılması, bu işaretlerin en sonuncusu.

Yargıtay 16. Ceza Dairesinin Bylock mahkûmiyetlerini terör örgütü üyeliği suçlamasını kesin olarak ispatlayacak içeriklerin tesbiti şartına bağlayan son kararının duyurulması da.

Gerçi bu olumlu işaretlere karşı, keyfî  gözaltı ve tutuklamaları devam ettirerek, normalleşme sürecini sabote edip engellemek isteyenlerin gayretleri de sürüyor.

Ama galiba artık şartlar onların aleyhine dönüyor, dengeler pozitif yönde şekilleniyor ve siyasî iklim de o yönde değişiyor.

Zaten ibrenin hukuka dönmeye başladığını yılın ilk aylarından itibaren görüp ifade etmeye başlamıştık. Engelleme veya en azından geciktirme gayretlerine rağmen bu sürecin devam ettiğini gözlüyoruz.

Temennîmiz hızlanması ve mağduriyetlerin de telâfisi aşamasına artık geçilmesi.

***

- Zübeyir Gündüzalp’in hastanede tedavi görmekte olan kardeşi muhterem Haydar Gündüzalp’e ve yine tedavi altında olan Yönetim Kurulu eski üyemiz, yazarımız muhterem Raşit Yücel’e “Geçmiş olsun” diyor, Şâfi-i Hakikî olan Rabbimizden hayırlı ve âcil şifalar niyaz ediyorum.

- Karamsarlığa hayır, müsbet mücadeleye devam https://youtu.be/m2qncQUjp3g  @YouTube aracılığıyla

Okunma Sayısı: 13237
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdurrahman KOÇAK

    29.6.2018 14:39:39

    Cenabu Hak, Haydar Gündüzalp ağabeye ve Raşit Yücel ağabeye acil şifalar versin.Amin...

  • Gündüz Alp-3

    29.6.2018 09:31:05

    Demokrasi millet hâkimiyeti ve millet iradesi iken; 16 Nisan 2016 referandumu ve 24 Haziran 2018 seçimi ile (ki her ikisi de OHAL şartlarında yapılmıştır) halka dayatılaa tekçi sistemde halk artık hâkim konumdan (kabul etmesek de) mahkum konuma geçmiştir. Kağıt üzerinde OHAL'in kalkacak olması fiilen yaşamakta olduğumuz gerçeği ortadan kaldırmayacaktır. CB'nı ve ona bağlı bakanlar, kurullar ve ofislerden oluşan yeni yürütme sistemi Yasama organı Millet Meclisine gelmeden, hesap vermeden belki de hiç ihtiyaç duymadan ülkeyi yönetecektir. Zaten sistemin adı değişmiştir. Belki de artık Parlamenter Demokrasi yahut Demokratik Hukuk Devleti ifadelerini kullanmak bir süre sonra tedavülden kaldırılabilir. "Kayiyen olmaz, mümkün değil!" demeyin lütfen. "Olamaz" dediğimiz nice şeyler olmadı mı? İşte 24 Haziran örneği. Travma ve sendrom yaşamamak için sürprizlere karşı hazırlıklı olalım, derim. Fakat bütün bunlara rağmen asla ümitsiz olmayalım.

  • Gündüz Alp-2

    29.6.2018 09:16:48

    OHAL'in ilanı ve parlamenter, demokratik hukuk devletinin askıya alınmasıyla, ülke genelinde keyfiliğin ve hukuksuzluğun hâkim olması dışarıda Türkiye'nin itibar ve saygınlığını bitirmiş, dahilde de toplumsal barış ve huzuru bozmuştur. Ekonomik anlamda da ülkenin neredeyse duvara toslamasını netice vermiştir. Ekonomideki tahribat belki bir kaç yılda tamir edilse de toplumsal anlamdaki tahribin tamiri onlarca yılımızı alacaktır. Yani OHAL, millete maddi ve manevi yönden ağır bir fatura çıkarmıştır. Ne var ki gerek 16 Nisan referandumu ve gerekse 24 Haziran seçimi öncesi öyle bir algı operasyonu yapılmıştır ki, ülke güllük gülistanlıkmış da "dış güçler" oyun oynamakta, bize diz çöktürmek istemekte...gibi absürt, gerçek dışı, sanal argümanlarla milletin doğru v esağlıklı karar vermesi önlenmiş, sonunda, parlamenter demokratik devletini bile gözden çıkaracak menfi bir neticenin çıkmasına sebep olmuşlardır.

  • Gündüz Alp

    29.6.2018 09:03:29

    Sayın Güleçyüz, herkesin mübarek cuma gününü tebrik ederim. İki yıla yakındır tutuklu bulunan ve sonunda AYM ve AİHM de zorlamasıyla İstinaf Mahkemesinin tahliye etmek zorunda kaldığı Mehmet Altan'ın sözünü Yeni Asya manşetten "HER ŞEY HUKUKSUZDU" şeklinde vererek ülkenin genel anlamda durumunu özetlemiştir. Keza aynı şekilde Millet İttifakının kampanyada "OHAL'i kaldıracağız" taahhüdü, iktidara aynı lafı söyletmiştir. Fakat hâlâ bu konuda ciddi bir adım atılmış değil. Oysa OHAL'in kaldırılması için (küçük ortağın dışında) bir engel bulunmamaktadır. Niyet ve söylemlerinde samimi iseler yaklaşık yirmi gün sonra OHAL süresi dolacak ve artık bir daha uzatmamak üzere tamamen kaldırmaları gerekir. Vatan ve millet aleyhinde menfi neticeler veren OHAL'in devamında hiç bir menfaat bulunmamaktadır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı