"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

OHAL sancısı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
30 Kasım 2016, Çarşamba
Daha o gecenin en sıcak saatlerinde “Allah’ın lütfu” olarak yorumlanan 15 Temmuz kalkışmasının ardından ilan edilen OHAL için de “Normal zamanlarda yapamadığımız birçok şeyi yapmamıza imkân verdi” denilmişti.

Gerçekten, peş peşe çıkarılan KHK’larla OHAL hukukunu dahi hiçe sayan tasarruflara, görülmemiş tasfiyelere imza atıldı.

Kişi hak ve hürriyetleri, fikir, ifade ve basın özgürlükleri, hür teşebbüs, çalışma ve mülkiyet hakkı başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklere sert darbeler indirildi.

Son derece ağır ve vahim hak ihlalleriyle çok ciddi mağduriyetlere sebep olundu.

Âdil yargılama ilkesiyle birlikte masumiyet karinesi, suç ve cezanın şahsîliği esası, savunma hakkı... ayaklar altına alındı.

Hak arama yolları tamamen kapatıldı.

OHAL, ilan ediliş gerekçeleriyle sınırlı geçici bir yönetim biçimi iken, bu gerekçeleri fersah fersah aşıp sonuçları OHAL sonrasına da uzanan keyfîliklere dayanak yapıldı.

İlk üç aylık OHAL dönemi sona ermeden toplanan MGK ikinci uzatmayı “tavsiye” edip bu karar Cumhurbaşkanınca da dikte edilince, OHAL üç ay daha uzadı.

Ama ilk ilan edilişinde Meclisin 346 evet oyu ile kabul ettiği OHAL’i üç ay uzatma kararının kaç oyla alındığı hâlâ meçhul.

İlk üç aylık dönemin başında bazı bakanların “Üç ay dolmadan da kaldırabiliriz” dedikleri, ama öyle olmadığı ve bu defa uzatma kararına karşı çıktıkları ise biliniyor.

Bunu Cumhurbaşkanı bile ifade etti.

Ama Erdoğan “Belki 12 ay da yetmeyecek” diyerek, OHAL’in ilânihaye uzatılması noktasında ucu açık bir tutum sergiledi.

Şimdi yine aynı tavrı devam ettiriyor.

Ancak bu durumun hükümette yol açtığı sıkıntı farklı şekillerde kendisini gösteriyor. 

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin “OHAL’in tekrar uzatılmasını istemiyorum” ve Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in “OHAL’de anayasa değiştirilmez” beyanları, bu sıkıntının en son ve yeni örnekleri.

İşin garip tarafı, başkanlığa dair anayasa değişikliğinin OHAL rejiminde gündeme getirilmesi. Belli ki, Türkeş buna karşı.

Bu itiraz hükümet ve AKP içinde destek bulursa, OHAL başkanlığa takoz olabilir.

İktidarda OHAL sancısı artacak gibi.

MHP’li Yurdakul: Darbe girişiminin TRT-1’de açıklamasını yapan Yurtta Sulh Konseyinin üyeleri kimler, neredeler? Bunlar niye açığa çıkmıyor?

Hangi örgüt olursa olsun, “itirafçı”lara derin bağlantılarla görevlendirilme kuşkusunun yoğunlaştığı soru işaretli kişiler olarak bakılmalı.

Bakana göre 6 bin öğretmenin göreve iadesi, aklandıkları anlamına gelmezmiş. Yani, bir defa damga yemeye gör, masumiyet karinesi hak getire!

Okunma Sayısı: 6211
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • adalet

    30.11.2016 17:11:57

    Rabbim razı olsun sizden. Sağolun .

  • SAİD HAKTAN

    30.11.2016 15:56:31

    Kazım kardeşim,mazlumların mağdur ve masumiyetleri karşısında bedua eder olduk...Bilmem Müslümana yakışır mı?Ama insanlar çok sıkıntı içinde yaşarken bizim bulduğumuz (çok şükür) ekmeğin tadı kalmadı..Bu insanlar vatan haini değil...Suç ney kimse bilmiyor.Tankı halkın üzeine süren,uçakla bomba atanların suçu belli de;SENDİKA ÜYESİ,BANKADA Kİ HESAP,ÖZEL OKULA KAYITLI ÇOCUK...Bunlar ne suç işlemiş...ESED'e zalim diyenler başka zalimlerde var...Bedua caiz mi?

  • mahmut

    30.11.2016 14:41:32

    MHP’li Yurdakul: Darbe girişiminin TRT-1’de açıklamasını yapan Yurtta Sulh Konseyinin üyeleri kimler, neredeler? Bunlar niye açığa çıkmıyor? Bakın sadece şu iafede bile iftira atttıkları cemaati aklıyor.Neden mi? Eğer bu askerler onları tabiri ile cemaat mensubu olsaydı ;çoktan ortalığa saçılmış ve dünyaya ilan edilmişti.Demekki bu darbeyi planlayanlar ve yapanlar ve de göz yumanlar cemaatçi değil.Zurnanın zart dediği yer işte burası

  • hakkı

    30.11.2016 13:43:17

    "Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. " her hafta cumaya gidenler duyuyor...fakat ne kötü ki gidenler uygulamıyor!

  • AHMET

    30.11.2016 12:03:49

    ülkeye ve millete yazık vicdanlar susmuş durumda bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığında bir millet olduk...binlerce insan işinden oldu....sebep mi ? banka,okul ,sendika ....veya başka ama ne fark eder .Bunları açan devletten izinsiz mi açmış!

  • yemen

    30.11.2016 11:57:33

    3 aydir Nereye gitsem kimse iş vermedi onlarca form doldurdum.kendi yurdumda mülteci oldum.Allahim zùlum gittikçe dayanilmayacak kadar artiyor sen bize ve mağdurolan herkese yardim et.Hakkimizi zayi etme

  • Özcan Erkiş

    30.11.2016 11:41:09

    (3) "OHAL Sancısı" bu ülkeye ve millete niçin çektiriliyor ve neden reva görülüyor diye sormamız gerekmez mi? Herhalde bu sorunun cevabı, bugünķü siyasal kavganın, toplumsal gerilimin, ABD, AB ve BM ye rest çekmenin, Shanghay'a göź kırpmanın, Başkanlık ve idam tartışmasının arka planına da ışık tutacaktır diye düşünüyorum. Öyle olmasa 14 yıldır tek başına iktidarda olan bir kadro, durup dururken dahilde ve hariçte bütün cephelere savaş açsın ki? Demek mevcut "teklik" ve OHAL ve KHK lar da nihai hedef ne ise ona varmakta yeterli değil. Daha fazla teklik, daha fazla OHAL, daha fazla KHK, daha fazla baskı, daha fazla korrku, daha fazla mağduriyet.....ki maksat hasıl olsun.

  • Özcan Erkiş

    30.11.2016 11:20:09

    (2) 15 Temmuz girişiminin sebep olduğu OHAL ve KHK ların, hükümetten ziyade halka verdiği sancı ve yaşattığı toplumsal travma ve yaptığı maddi manevi tahribat öyle büyük ki, esas bu toplumsal sancının giderilmesi gerekmez mi? Ama iktidar cenahı hiç böyle bir sancı yokmuş gibi her gün farklı bir gundemle problemlerin üstünü örtmeye çalışıyor. İktidarın gündemi ile halkın gündemi çok farklı. Varsa yoksa 15 Temmuz, Başkanlık, idam,referandum. Kriz kapıda, diyenler, felaket tellalı, mağduriyet var, diyenler, edebiyat yapan vatan haini damgasını yiyor. Allah akıl, fikir, izan ve insaf versin.

  • Özcan Erkiş

    30.11.2016 11:05:15

    (1)Aslında sancılı sürec 17 Aralık'ta başladı 15 Temmuz girişimi ve peşinden OHAL darbe rejimi ve KHK ile yapılan antidemokratik icraatlar ile zirve yaptı. Hrm sancılı hem de tuhaf, garip ve ilginç bir süreç yaşıyoruz. Hükumetin bile kafası karışık ki, farklı ve çatlak sesler çıkıyor. Yazınızda ifade ettiğiniz gibi darbeyi "Allah'ın lütfu" gören "normalde yapamayacağımız şeylere imkan verdi" ve hatta "12 ay da yetmez" diyenlerin beyanatı asıl niyet, hedef ve maksatlarını ele veriyor gibi. Yoksa normalde hiç kimse ne antidemokratik bir yönetimi, ortamı ve ne de uygulamaları bu kadar aşk u şevkle istemez ve istememeli.

  • isa

    30.11.2016 09:54:47

    insaf ile ilgili hadisi şeriflere bakılsın!

  • aydın

    30.11.2016 08:48:43

    Masum insanların hain ilan edildiği bir ülke ama hakikati dile getirecek insanlar kalmadı. ve lâ teziru vâziratun vizra uhrâ, ayetini bu dünyada hiç okumayanlar ahirette nasıl hesap verecek.

  • Serdar celik

    30.11.2016 02:06:58

    Sendikaya giripciktik diye ihrac olduk baskada kriter yok kis geldi ...borclar var kimse is vermiyor.. bizim aci cekmemiz kimi insanlara mutluluk huxur veriyor ..peki öyle olsun nasilsa ölecegiz bana soracaklar ama onlarada soracaklar vebal buyuk kul hakki yendi olan madum vocuklara oldu ....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı