Kuzey Suriye operasyonuna dokuz gün sonra Trump'ın yardımcısı Pence'in ziyaretinde varılan mutabakatla "ara verildi"ği açıklandı.
Başladığı andan beri medya gündeminin neredeyse tamamı bu harekâta tahsisliydi.
Ama gündemde geri planda kalıp unutulan veya unutturulan başka konular da vardı.
Meselâ medyanın ya hiç görmediği ya da küçültüp olabildiğince gizlediği bir haber:
Sanayi üretimindeki düşüş, tahminleri 5’e katladı; yıllık beklenti yüzde 0.7 iken, yüzde 3.6 olarak gerçekleşti. Küçülmenin belgesi.
Keza kronik sorunlardan işsizlikteki artış ve istihdamdaki azalma da devam ediyor.
Ekonomide daha önce açıklanan hedeflerin hiçbirinin tutmadığının, yeni ilân edilenlerin tutma ihtimalinin de çok zayıf olduğunun ekonomistler tarafından dile getirildiği gayet kritik ve kırılgan bir süreçten geçiyoruz.
Böyle bir ortamda başlatılan operasyonun diğer boyutları dışında, ekonomik faturasının ne olacağını kimse gündeme getirmiyor.
“Türkiye adeta bir savaş ekonomisinin içinde” diyen kimi iktidar yazarlarının “Son zamlar bir anlamda bu savaşı da fonlamak için” yorumu, işin bu cihetine işaret ediyor.
O zamlar gerçekten operasyon maliyetlerini karşılamak için mi yapılıyor, bilmiyoruz.
Ama sanırız, bu gündemin sıcaklığı geçip konunun sükûnet ve soğukkanlılıkla değerlendirilebileceği bir ortama dönüldüğünde, işin bu ciheti de yoğun şekilde tartışılacak.
Uluslararası alanda gelen yoğun itiraz ve tepkilerin sonuç ve yansımalarıyla birlikte.
Volkswagen’in kararı ilk sinyallerden biri.
Bu arada “kaynayan” bir gündem, Meclisteki görüşmeleri sona eren yargı paketi. Paket iktidarın getirdiği şekliyle geçerken, muhalefetin alternatif çalışmasından henüz haber yok.
İktidarın paketi neredeyse aynen Meclisten geçmiş olduğuna göre, uygulamadaki sonuçlarını yürürlüğe girdikten sonra göreceğiz.
Özellikle TMK’ya eklenen “Haber ve eleştiri terör suçu oluşturmaz” cümlesi, örgüt propagandası iddiasıyla açılan davaları nasıl etkileyecek? Bu cümlenin maksadı her ne idiyse hâsıl olacak mı? AB ile yaşanan vize gerilimini sona erdirecek bir sonuç doğacak mı?
Dileriz, öyle olur, söz konusu davaların tamamı düşer; iç gündem de, AB ile ilişkiler de normalleşir.