"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Osmanlı kadıları örnek alınacaksa

Kâzım GÜLEÇYÜZ
23 Aralık 2017, Cumartesi
Hâkim ve savcılara empati eğitimi haberinde şöyle ilginç bir anekdota da yer verildiğini görüyoruz:

“Osmanlı döneminde halk arasındaki anlaşmazlık ve davaları çözen kadıların eğitim sistemi de çok yönlüydü. Yazdıkları şiirler ve ilgilendikleri sanat dallarıyla Osmanlı tarihinde ayrı bir yeri olan kadılar, yargılama kadar sanatsal taraflarını da öne çıkararak halkla haşır neşir oluyorlardı. Adalet Bakanlığının Osmanlı dönemindeki kadı modeline yakın bir eğitim sistemine geçmesi dikkat çekti.”

O zaman, Fatih’in Kadı Hızır Bey Çelebi tarafından yargılandığı meşhur davayı ve sonucunu da hatırlatmanın tam yeri. Nur Talebesi Mehmet Kayalar’ın Diyarbakır’da yargılandığı davada mahkemeye sunduğu ve İşaratü’l-İ’caz’a konulan savunmadan:

“Meşhur İslam seyyahı ve tarihçisi Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde diyor ki: 

“İlk İstanbul kadısı (hâkimi) olan Hızır Bey Çelebi’nin huzurunda, Haşmetli Padişah Fatih ile bir Rum mimarı arasında şöyle bir muhakeme cereyan eder: 

“Büyük bir abidenin inşasında kullanılacak iki mermer sütunu Fatih, bir Rum mimarına teslim eder. Mimar da, Fatih’in arzusunun hilafına olarak, bu sütunları üçer arşın kesip kısaltır. Fatih, cezaen, Rum mimarının elini kestirir. Rum mimarı da Fatih aleyhine dava açar. 

“Bunun üzerine mahkemeye celp edilen Büyük Padişah, baş köşeye geçmek istemiş. Birdenbire, hakimin şu ihtarıyla karşılaşmış: 

‘Oturma beyim! Hasmınla mürafaa-i şer’î olacaksın; ayakta beraber dur!’ 

“Hızır Bey Çelebi; bu koca şanlı Padişah-ı maznuna, haksız el kestirdiği için, kendisinin de kısasa tâbi olduğunu ve elinin kesileceğini bildirir. Fakat mimar kısası istemediği için, Büyük Fatih, günde on altın tazminata mahkûm olur ve hatta kısastan kurtulduğu için, bu tazminatı kendiliğinden yirmi altına çıkarır.”

Diyeceğimiz o ki, Osmanlı kadılarının şiir ve sanat yönlerinden çok daha önce örnek alınması gereken vasıfları, yargı bağımsızlığının da muhteşem bir örneğini oluşturan bu eşsiz dirayet ve sağlam duruş olmalı.

Fatih gibi çağ açıp çağ kapayan bir sultan karşısında bile eğilmeyen bir duruş...

***

- Bunca masum insana zulmetmeye ve ahlarını almaya devam edenler asla iflah olmazlar. Yaptıkları yanlarına kalmaz. Etme bulma dünyasında keser döner sap döner, bir gün gelir hesap döner.  Hukuk herkese lâzım olur. Bugünün yarını var. Eden bulur. Mazlumun âhı indirir şahı.

 

- Nur’la 31.5.16’da yaptığımız yayın: İslam hükümdarlarından yargı bağımsızlığı örnekleri http://www.yeniasya.com.tr/video/islam-hukumdarlarindan-yargi-bagimsizligi-ornekleri_398876

Okunma Sayısı: 7657
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp-2

    24.12.2017 12:04:20

    Tahakküm ve istibdatın olduğu zeminde malumdur ki, istidat ve kabiliyetler inkişaf etmez. OHAL ülkede bir tahakküm, baskı ve korku zemini oluşturmuştur. Bu korkudan maalesef her sınıftan insan ve hatta şahsı mânevîler bile nasibini almışlardır. Vatandaşın korkusunu bir dereceye kadar anlamakla birlikte, adalet tevziinde vazifeli şahısların korkusunu anlamak katiyen mümkün değildir. Osmanlı sultanı karşısında adil, cesur ve hür bir tavır sergileyen Osmanlı hâkiminin (kadısı) gösterdiği medeni cesareti bugün şu OHAL sürecinde kaç tane yargı mensubu gösterebilir? Menkıbeciliği bırakıp hakikate dönmemiz gerekir. Anlattığımız menkıbedeki hayatı yaşıyor muyuz ona bakmalıyız. OHAL ülkemizde toplumsal anlamda hukuku,barışı, huzuru ve adaleti berhava etmiştir. Böyle bir zeminde ve zamanda âdil, cesur ve vicdanı hür bir Osmanlı hâkimi Hızır Beyden bahsetmek ne ifade eder ki. Hızır Bey Çelebi emsali yargıçlar var mı bütün mesele budur.

  • Gündüz Alp

    24.12.2017 11:47:13

    Üzülerek ifade edeyim ki, siyasal İslamcı iktidar dünden bugüne siyasetine başta dini olmak üzere milli ve manevi ve bilhassa tarihi mefahiri alet etmiştir ve etmektedir. Söylemlerinde bolca kullandıkları tarihi argümanların fiillerine yansıdığını söyleyebilir miyiz?Elbette hayır. Bir yandan OHAL'i devam ettirerek baskı ve korku iklimi oluşturup ardından yargı mensuplarına empati eğitimi vermek anlaşılabilir şeyler mi? Korku ve baskı altında vazife yapan bir yargı mensubunun empati yapsa bile bunu fiiliyata dökme şansı var mıdır? Yazınızdaki Sultan Fatih ile Rum Mimar arasındaki bir yargılama durumunun şu anda yaşanma şansı sizce var mı? Bir yargıcın hukuk adına cesur duruşu buna mukabil bir sultanın yahut devlet reisinin hukuk üstünlüğü karşısında itaati. Madem "Osmanlı kadıları örnek alınacaksa" önce OHAL kaldırılsın ki, yargının tarafsız ve bağımsızlığına halel getiren, baskı ve korkudan azade bir iklimde yargıçlar görev yapsınlar, değil mi?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı