Basın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün basın kartı ve gri pasaport dağıtımındaki hukuksuz ve keyfî uygulamaları Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca da devam ettirilirken, bunların basın kartına ilişkin olanlarını “kitabına uydurmak” için Basın Kartları Yönetmeliğinde bazı değişiklikler yapıldı.
Buna göre, teröre destek, anayasal düzene, millî savunmaya ve devlete karşı suç, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, suç ve suçluyu övmek gibi suçlardan hüküm giyenlere basın kartı verilmeyecek. Millî güvenlik ya da kamu düzenine aykırı davranışlar, basın kartı iptaline gerekçe olacak.
Gerekçe gösterilen “suç”lardan bazıları, 28 Şubat sürecinde de çok kullanılmıştı.
Meselâ Erdoğan, okuduğu şiir sebebiyle “halkı kin ve düşmanlığa tahrik”ten mahkûm olmuştu. O zaman Erdoğan’ın mensubu olduğu FP hakkında AYM’nin verdiği kapatma kararında da, başörtüsü yasağını, laikliğin yanlış tanımlandığı gerekçesiyle “hak ve özgürlüklerin kullanılmasını engelleyen bir zulüm ve zorbalık” olarak nitelemenin, kamu düzenini bozacak biçimde “halkı devlet görevlilerine karşı kin ve düşmanlığa tahrik” olduğu iddia edilmişti.
Aynı kararda, resmî daire ve üniversitelerde başörtüsüne izin verilmesinin “kamu düzenini bozacağı” da öne sürülmüştü.
(Oysa yine AYM’nin 17.12.1964 ve 28.2.1966 tarihli Resmî Gazete’lerde yayınlanmış olan 1964/61 ve 1965/58 sayılı iki ayrı kararında “kamu düzeni” kavramının belirsizliği şöyle vurgulanıyordu: “Kamu düzeni, belli edilmesi daha güç bir kavramı kapsamaktadır. Nitekim yerli ve yabancı birçok hukuk eserinde, çeşitli alanlardaki kişi haklarını sınırlayan bu terim sık sık görülmekte, fakat tarifine pek az rastlanmaktadır. Yapılan açıklamalarda ise bunun tarifinin güç olduğu kabul edildikten sonra çeşitli açılardan izahına çalışıldığı görülmektedir.” {Halit Çelenk, Cumhuriyet, 31.1.2002} )
Ve Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığında her iki suçlama da gazetecilerin yasal haklarını gasp etmek için kullanıma sokuluyor.
Teröre destek, anayasal düzene, millî savunmaya, devlete karşı suç, millî güvenliğe aykırı davranış, suç ve suçluyu övme gibi çoğunun hukukî tanımı olmayan suçlar da ilave edilip 28 Şubat’a “level” atlatılarak...
***
Basın özgürlüğüne ‘millî güvenlik engeli