Son yılların Ramazan’ları gibi, bu seneki Ramazan’ı da ağır hukuk ihlâllerinin ne yazık ki hâlâ devam ettiği buruk ve sıkıntılı bir ortamda idrak ettik ve öyle uğurluyoruz.
Bayrama da öyle giriyoruz.
Olup bitenler “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” diyen Üstadın “adalet içinde hürriyet” talebinin manevî hayatımız açısından da ne kadar önemli olduğunu bir defa daha acı tecrübelerle hepimize gösteriyor.
Haksız ve keyfî uygulamalarla gerçekleşen vahim kul hakkı ihlâlleri, Allah’a karşı görevimiz olan ibadetlerin de sağlıklı bir şekilde yerine getirilebilmesini engelliyor.
Bu süreçte yapılanlar dinin gereklerinin yaşanmasını doğrudan engelleyen sonuçlar dahi doğurabiliyor. Pasaport sorunu yüzünden hac ve umreye gidilememesi veya gözaltında başörtülerin zorla çıkarılması gibi.
Aile reislerinin, bazıları eşleriyle birlikte tutuklu olduğu veya bütün kazanılmış hakları gasp edilip işten çıkarılarak açlığa, hattâ sivil ölüme mahkûm edildiği nice evde sıcak aile ortamı berhava edilmek suretiyle çocukların ortada bırakılması, çoğunda iftar ve sahur sofralarının çok zor kurulabilir hale gelmesi ve kurulabilenlerde de lokmaların boğazlarda düğümlenmesi, duyarlı vicdanları ve yürekleri yakıp kavuran bir başka trajedi.
Duamız artık bu hallerin son ermesi için.
Bu Ramazan’da manevî atmosferi olumsuz etkileyen bir başka önemli sebep de, İstanbul’daki 31 Mart seçim sonucunu kabullenemeyip YSK’ya baskı yaparak 23 Haziran’da yine seçimi dayattıran iktidarın tavrı.
Ve seçim sürecinde özellikle iftar ve sahur sofralarının siyasî şov için kullanılması, dışlayıcı ve suçlayıcı polemiklerin oralara taşınması, dahası cami açılışlarının bile siyasî mesaj verme vesilesi olarak değerlendirilmesi.
Geçen sene 24 Haziran seçim sürecinde de benzer şeyler yaşanmıştı. Ama bu defa işi çok daha ileriye götüren örnekler görüldü.
Görevi gereği milletin birliğini temsil konumunda olan ve son dönemde sık sık “82 milyonu kucaklayacak Türkiye ittifakı”nı vurgulayan bir insanın, cami açılışında cemaatten kendi partisinin adayına oy isteyip, rakiplerini “oy hırsızlığı” ile suçlaması gibi...
Siyaset gölgesi düşmeyen huzurlu Ramazan ve bayramlara artık erişmek dileğiyle.