Son süreçteki tartışmalı tutuklamalar neticesi cezaevlerinde Risale-i Nur okuyan insanların sayısı arttı. Haliyle risale talepleri de çoğaldı.
Kimi cezaevi yönetimleri bu taleplerin iletilmesine ve karşılanmasına yardımcı olurken, bazı yerlerde engellemeler oldu.
Hattâ Kur’an ve Cevşenler için de.
Bu husustaki gelişmeleri hayli zamandır yakından takip ediyor ve engellerin aşılması için çabalarımızı sürdürüyorduk.
Konuyla doğrudan ilgili olan yetkililerle yaptığımız son temaslarda, inisiyatifin cezaevi yönetimlerine bırakıldığı gibi, tuhaf ve anlaşılmaz bir cevapla karşılaştık.
İzmir’deki bir cezaevinde yaşanan ve dünkü manşetimize konu olan skandal işte böyle bir ortamda gündeme düştü.
Koğuşlardaki risaleleri “Fetö-PDY yapılanmasına kaynaklık ettikleri, içeride gruplaşmaya yol açarak kurum güvenliğini tehlikeye soktukları ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettikleri” gibi akla ziyan gerekçelerle toplatma kararı alan Cezaevi Eğitim Kurulunun ve karara yapılan itirazı aynı gerekçelerle reddeden İnfaz Hakimliğinin tavrı, “Hangi devirde yaşıyoruz?” dedirten bir garabet örneği.
Hukuk dışı ve keyfî uygulamaların iyice arttığı bir süreçte bunlara tüy diken söz konusu karar ve uygulamanın, Türkiye’yi 30’lu yılların tek şef sistemine döndürecek bir sistem değişikliği dayatmasıyla eşzamanlı olarak gündeme getirilmiş olması da son derece manidar, değil mi?
O yıllarda da Risale-i Nur yasak kitap muamelesi görüyor; Bediüzzaman’la talebeleri ağır baskılara maruz kalıyordu.
İşin bir diğer ilginç tarafı, İzmir’deki bu kararın, külliyattan bazı eserlerin Diyanet tarafından basıldığı ve bu durumun bizzat Cumhurbaşkanınca seçim meydanlarında halka ilan edilip “sahiplenildiği” bir süreçte gündeme getirilmiş olması.
Bandrol engeli ve devlet tekeli başarılı olamayınca eski yasağı hortlatmaktan medet umup, 2004 MGK kararlarının icrasında yeni bir aşamaya geçmenin hesabını yapanlar varsa boşuna uğraşıyorlar.
“Güç bende” dedikleri ve öyle zannettikleri zamanlarda bile yapamadıkları şeyi şimdi mi başaracaklar?! Asla ve kat’a.
28 Şubatçıların gündeme dahi getiremediği bir yasağa soyunan 15 Temmuz OHALcileri boşa kürek çekiyor. Tarih geriye doğru akmaz.
Cezaevindeki Risale-i Nur yasağının Diyanet baskılarıyla sınırlı olarak kaldırılacağı bilgisi geldi. Diyanet sadece 5 eseri bastı...
Şualar, Tarihçe-i Hayat, Barla-Kastamonu-Emirdağ Lâhikaları, Muhakemat, Asa-yı Musa, Sikke-i Tasdik, Eski Said Eserleri... ne olacak?