"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Said Nursî ve Selâhaddin Eyyubî

Kâzım GÜLEÇYÜZ
22 Mart 2015, Pazar
Bediüzzaman 1922’de Meclis Başkanı olan M. Kemal’e yazdığı mektupta “Napolyon’u değil, onu örnek al” tavsiyesinde bulunduğu Selâhaddin Eyyubî’den, eserlerinde de değişik vesilelerle söz eder.

Meselâ Divan-ı Harb-i Örfî müdafaasının sonundaki “Hâtime” başlıklı metinde şöyle der:

“Selâhaddin-i Eyyubî, Celâleddin-i Harzemşah, Sultan Selim, Barbaros Hayreddin ve Rüstem-i Zal gibi, ecdatlarınızdan emsalleri gibi dâhî kahramanlarla bir çadırda oturan bir aile gibi; herkesi başkasının haysiyet ve şerefiyle şereflendiren (...) İslamiyet milliyeti size emr-i kat’î ile emrediyor ki, tâ her biriniz (...) umum millet-i İslamın ferdî bir misal-i müşahhası (ümmetin bir örneği) olunuz. Şimdiki gibi bir şahıs değil, bir millet kadar büyüyeceksiniz. Zira maksadın büyümesiyle himmet de büyür.” (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 162-3)

Münazarat’ta da “Medar-ı fahriniz olan Selâhaddin Eyyubî’nin miskin bir Hıristiyan ile mürafaası” ifadesi geçiyor (Age, s. 244).

Buradaki hadise, Namık Kemal’in Eyyubî’yi anlattığı kitabında kısaca şöyle aktarılıyor:

“(Eyyubî) Bir sebepten dolayı kendisini şeriat mahkemesine davet eden bir Ermeni ile yan yana ayakta durarak muhakeme olunduktan ve davasını kazandıktan sonra ‘Allah’ın emirlerine itaatime gösterdiğin güvenin mükâfatıdır’ diyerek hasmına birçok ikram ve ihsanlarda bulundu.” (Said Nursî ve M. Kemal, s. 40-1)

Bir örnek de Muharrem Kesik’in “Selâhaddin Eyyubî’nin 10 liderlik sırrı” yazısından:

“Akka karşısında karargâh kurduğu sıradaydı; ordu kadısı ile birlikte at sırtında dolaşırken bir Yahudi onlara şöyle bağırdı: ‘Müslümanların şeriatından yardım istiyorum.’

“Gulâmlar (askerler) hemen adama sordular: ‘Kimden şikâyetçisin, sana haksızlık yapan kimdir, bize söyle.’ Yahudi cevap verdi: ‘Sultanın kendisi. Gulâmları bana tecavüz etti.’

“Bu sözleri işiten Sultanın çok canı sıkıldı ve derhal atından indi. Onu gören kadı da atından indi. Sultan, kadı’nın karşısında Yahudi ile yan yana durdu. Yahudi anlatmaya başladı:

“ ‘Ben Şam tacirlerindenim. Deniz yolu ile İskenderiye’den geliyorum. Yanımda yirmi yük şeker vardı. Akka limanına çıkınca adamlarınız beni soydular ve bana “Sen kâfirsin, malların Sultanın hakkı” dediler.’

“Bunun üzerine Sultan şekere el koyanları getirtti. Bunlar şekeri hazineye teslim ettiklerini söylediklerinden, şekerin bedeli Yahudi tacire ödendi.” (Derin Tarih, Mart-2015, s. 80).

tweet 1- Soner Yalçın'a ve “keşfettiği” eski MSP'li-yeni Perinçekçi tetikçiye: Said Nursî ve Nur hareketiyle uğraşan iflah olmaz. İspatı yakın tarih.

tweet 2- Önce İslamoğlu ve Bayındır gibileri öne sürdüler, olmadı; bu kez ulusalcı-Kemalist damardan yeni bir deneme yapıyorlar. Ama boşuna. Tutmaz!

Okunma Sayısı: 5580
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Recep

    22.3.2015 00:30:08

    Allah razı olsun

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı