Her yıl açıklanan AB raporlarında da, yine periyodik olarak hazırlanan İslamîlik endeksinde de, İsveç Göteborg Üniversitesinde hazırlanan demokrasi endeksinde de Türkiye için hep aynı tesbitler yapılıyor:
Demokrasiden, hukuk devletinden, insan haklarından gittikçe uzaklaşıyoruz. Dünyadaki imajımız maalesef bu. Farklı kurumlarca yapılan bu tesbitlere iktidarın verdiği öfkeli tepkiler durumu değiştirmiyor.
İsveç Üniversitesinin dört yıl önce hazırladığı ve gelişmelerin daha da teyid ettiği rapor:
Rejim tiplerini, demokrasi endeksinde aldıkları puana göre ‘liberal demokrasi,’ ‘seçimli demokrasi,’ ‘seçimli otokrasi’ ve ‘kapalı otokrasi’ olmak üzere dörde ayıran rapora göre 179 ülkenin 99’u ‘demokrasi,’ 80’i ‘otokrasi’ kategorisinde. Ve Türkiye ‘seçimli otokrasi’ rejimiyle yönetilen ülkeler arasında yer alıyor.
Türkiye’de 10 yılda demokraside aşamalı bir ‘erozyon’ yaşandığı ifade edilen raporda “15 yıllık popülist yönetimin sonucunda otokratlaşma, demokrasinin bütün yönlerinde geriye gidişe sebep oldu” deniliyor.
Rapora göre 10 yılda Türkiye’nin demokrasi endeksi puanı yüzde 35 oranında düştü ve bu düşüş ülkemizi 179 ülke arasında 142. sıraya geriletti. Ukrayna, Afganistan, Irak ve Pakistan gibi ülkeler bizden daha ileri.
Raporda, dünya genelinde demokrasiye yönelik en önemli üç tehdit (1) medya, hukukun üstünlüğü ve seçimler üzerinde devletlerin manipülasyonu; (2) yükselen kutuplaşma; (3) dijitalleşmeyle birlikte dezenformasyonun hızla yayılması olarak sıralanıyor.
Demokrasiden uzaklaşmaya yol açan bütün adımların ‘otokratlaşma’ olarak tanımlandığı raporda bu eğilimin başta ABD olmak üzere Batıda da yükselişte olduğu vurgulanıyor.
Ve bu durum maalesef hep birlikle yaşadığımız gibi Türkiye için de fazlasıyla geçerli.
Tesbitlerin ortaya koyduğu tablo şöyle:
İdarecilerimizi seçimle işbaşına getiriyoruz. Ama bilhassa medya, siyaset, sivil toplum ve yargı üzerinde giderek artan derin baskılar, demokrasimizi sürekli geriletiyor.
Seçimlerin adaletsiz ve eşitsiz şartlarda yapılıyor olması da, sandıktan sağlıklı sonuçlar çıkmasını engelleyen önemli bir handikap.
Türkiye’yi yönetenler mütemadiyen “Demokraside hiçbir eksiğimiz yok” deseler de, aynadaki görüntümüz bu. Aynaya kızılmaz.
Tek adam rejimiyle geldiğimiz yer burası.