"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sivilleşme derken

Kâzım GÜLEÇYÜZ
03 Ağustos 2016, Çarşamba
15 Temmuz kalkışmasının ardından ilan edilen OHAL kapsamında KHK’larla bir taraftan görülmemiş tasfiyelerin gerçekleştirildiği, diğer taraftan sivilleşme adımlarının atıldığı ilginç ve çelişkili bir süreci yaşıyoruz.

Daha önce kayyım darbeleriyle çökertilen cemaat bağlantılı gazete ve dergilerin, TV ve radyo kanallarının, ajansların, internet sitelerinin tamamen kapatılıp; çok sayıda okul, hastane, vakıf ve derneğin de aynı akıbete uğratıldığı ve on binlerce kamu görevlisinin görevden uzaklaştırılıp gözaltına alındığı ve tutuklandığı bir süreçte “sivilleşme” adımları...

Kuvvet komutanlarının Millî Savunma Bakanlığına, Jandarmanın İçişlerine bağlanması, daha önce sivil olarak sadece Başbakanın katıldığı YAŞ heyetine Savunma, Adalet ve İçişleri Bakanlarının da dahil edilmesi, askerî liselerle harp okullarının kapatılması.

Bir sonraki adımda belki, daha önce işareti verildiği üzere, Genelkurmay Başkanı Cumhurbaşkanına bağlanacak.

Askerî vesayetin kırılması ve sistemdeki asker ağırlığına son verilmesi açısından önemli değişiklikler bunlar. Ama bu tarzda parçalı olarak, KHK gibi hukukî boyutu tartışmalı bir yöntemle, dahası tepki ortamında hayata geçiriliyor olmaları, başarıları için risk oluşturabilir mi?

Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanlarının farklı adreslere bağlanmaları, ordunun sevk ve idaresi ile emir-komuta zincirinde boşluğa sebep olur mu?

Askerî okullara kilit vurma kararı alınırken iyi düşünüldü mü? Sağlıklı çözüm bu okulları kapatmak mı, yoksa müfredat ve eğitim sistemlerine esaslı bir neşter atıp bu yönde bir reform yapmak mı?

Profesyonel orduya geçilecekse zorunlu askerliği sürdürmenin mantığı ne?

Bir diğer nokta: Bu adımlar atılırken konuyu muhalefetle paylaşma ihtiyacı duyulmaması. Ve bunların KHK gibi tartışmalı bir yöntemle gerçekleştirilmesi.

Bir başkası: Başkanlık sisteminin parke taşlarının bu yöntemle döşenmesi ve “Askerî vesayet kırılıyor” söylemiyle ülkenin tek adam vesayetine götürülmek istenmesi. Oysa sivilleşme, bu anlamda bir sivil vesayetin aracı olmamalı değil mi?

“Sivilleşme” adımları atılırken, “demokrasi nöbetleri”nin, “sivil başkomutan”ın emir ve talimatlarına bağlanmasında bir tuhaflık yok mu?

15 Temmuz’dan 2 hafta sonra terör yine tırmanışta: Her gün 5, 8, 7... şehit. Ne oluyoruz? Ey devleti yönetenler, vahametin farkında mısınız?

Toplu gözaltı ve tutuklamaların yol açtığı sorunlar için darbe dönemlerindeki örgüt davalarının serencam ve akıbetini hatırlamakta fayda var.

Okunma Sayısı: 3546
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • SAİD HAKTAN

    3.8.2016 14:28:51

    KARDEŞİM AK PARTİYE OY VERMİŞ BİRİ OLARAK BU ZAMANDA fazla ca tenkid etmesen diyorum...Çünkü HUKUK-EMNİYET YOk....

  • CESUR ADAM

    3.8.2016 08:52:25

    AKP ülkeyi DENEM-YANILMA metoduyla dahi idare etse yine ülke karlı çıkar. Lakin YANILMA-YANILTMA metoduyla olunca hep zarar hep zarar. KÖRFEZ KÖPRÜSÜ,HAVAALANLARININ İŞLETİŞ VE İMALAT ŞARTLARI,MADENLER,hepsi bunun delilidir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı