"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sokağın nabzı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
23 Mayıs 2018, Çarşamba
Milletin sekiz yıl boyunca iktidarda kalan 12 Eylül ürünü ANAP hükümetini sandıkta devireceği 20 Ekim 1991 seçimi öncesinden bir hatıra:

O zaman gazete binamız Cağaloğlu’nda. Gün sonunda eve giderken Sultanahmet otobüs durağının yanından geçiyoruz. Durakta bekleyen küçük grup sohbet halinde.

İçlerinden biri diyor ki: “Ben ‘Kel’i sevmem, ama göreceksiniz, seçimi o alacak.”

“Kel” dediği, merhum Demirel. Ve seçim sonuçları açıklandığında, onun partisi DYP’nin sandıktan birinci parti olarak çıktığı görüldü. Sonra Demirel, SHP ile bir koalisyon hükümeti kurarak, 12 Eylül darbecilerinin silah zoruyla elinden aldığı başbakanlığa millet iradesiyle tekrar döndü.

27 yıl önceki durak sohbetini aktarmamızın amacı, seçim tahminlerinde asıl itibar edilmesi gereken kriterin, sokaktaki sesi doğru okumak olduğunu vurgulamak.

O ses, güdümlü anketlerden çok daha doğru ve isabetli mesajlar verebiliyor.

Peki, 24 Haziran seçimine bir ay gibi bir zaman kala sokağın nabzı nasıl atıyor?

Geçtiğimiz günlerde Fatih’in Çarşamba semtinde yoldan geçerken kulak misafiri olduğumuz ilginç bir diyaloğu aktaralım.

Sohbet eden iki kişiden biri diğerine, ortak bir tanıdıklarından bahsederken “Adam ölüm döşeğinde, ama İYİ Parti’ye katılmış” diyor. Sonra bir başkası için de aynı şeyi söylüyor. Ve bunları, hakkında konuştukları kişilere çok kızarak aktarıyor.

Belli ki, bunu söyleyen kişi AKP’li.

Bu diyalog, AKP’nin oy tabanında nasıl ve ne yönde bir kaymanın yaşandığı konusunda ipucu veren örneklerden biri olsa gerek.

AKP’nin oy deposu olarak bilinen başka yerlerden bize gelen izlenimler de, iktidar partisinin gerek teşkilât kadrolarında, gerekse bu partiye oy vermiş olan kesimlerde, önceki seçimlerde görülmeyen bir durgunluk ve moralsizliğin hâkim olduğu yönünde.

Görünen o ki, hayli zaman önce ikrar edilen ve dayatmalı başkan değişiklikleriyle bertaraf edilmeye çalışılan “metal yorgunluğu” atlatılamamış ve devam ediyor.

Kurucu kadroların da önemli bir kısmı tasfiye edilerek dayatılan tek adam yönelişi partinin motivasyonunu hayli tüketmiş.

Diğer olumsuz birikimlerle birlikte...

***

- AKP listesinde yer bulamayan isimlerden bazıları: Burhan Kuzu, Aydın Ünal, Mehmet Metiner, Metin Külünk, Şamil Tayyar, Orhan Miroğlu ve Risale-i Nur’a bandrol-tekel kumpasında başı çeken kişi. Kumpasa ortak olan devrin Kültür Bakanı da yok; umudu “başkan”ın kabinesinde yer almak.

 

- Yeni Asya ve siyaset... - http://www.yeniasya.com.tr/video/yeni-asya-ve-siyaset_462147

Okunma Sayısı: 9350
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Tam

    23.5.2018 23:12:07

    Demokratlarin Meclise geri dönüsü cok mühim bir olaydir. Bunu Millet Ittifaki bünyesinde IYI parti himayesinde yapmasi da takdire sayandir. Her secimde oldugu gibi yine DP yi destekliyorum.

  • Gündüz Alp-3

    23.5.2018 12:11:00

    Nabzın atması "yaşıyor olmanın" göstergesidir. Halkın nabzını iyi tutamayan partiler de bir zaman sonra (anap misali) siyaseten ölüme mahkumdurlar. Yok olma sürecine giren partiler de artık ne yaparsa yapsın, sandıkla geldikleri gibi sandıkla gideler. Sandık ve hür seçim hürriyetçi demokrasinin simgesidir. Diktacı rejimlerde de sandık vardır ama dahile ve harice karşı "bakın bizde de demokrasi ve seçim var!" demek içindir ve göstermeliktir. Bugün hâlâ Türkiye'de hürriyet ve adalet, hukuk ve demokrasi, millet hakimiyeti gibi şeylerin konuşulur olmanın ötesinde şiddetli bir ihtiyaç haline gelmesi; sandığı ve seçimi daha kıymetli ve önemli hale getirmiştir. 24 Haziran'da kullanacağımız oylar basit, sıradan bir siyasi tercihin çok ötesinde anlamlar ifade etmektedir. Bu tercih bir şahsın veya partinin iktidarı değil, ülkenin ve milletin geleceğini ilgilendiren bir tercih olacaktır.

  • Gündüz Alp-2

    23.5.2018 11:44:00

    Bugüne kadar defalarca anket yaptırarak "halkın nabzını yoklayan" 16 yıllık tek parti iktidarı artık eskisi gibi ya anket yaptırmıyor (ki bu da mümkün değil) ya da istenen sonucu alamadığı için bunları kamu oyu ile paylaşmıyor (ki en kuvvetli ihtimal budur.) Çünkü açıklasa kendi aleyhine bir algı oluşacak, açıklamasa kendi içinde ciddi anlamda bir moral ve motivasyon kaybı olacak. Her iki hali de iktidar -şu an- yaşıyor olmalıdır. Farklı bahanelerle halka dayatılan tekçi sistemin öne sürdükleri argümanlar, bizzat partili CB'nın seçim manifestosuyla birlikte geçerliliğini yitirmiş durumda. Asıl sebep beka sorunu olmadığı gibi asıl hedef de daha fazla demokrasi değildir. O işin "reklam kısmı" idi. İşin gerçeği, kötü yönetim ve politikaların sonucunda, duvara toslamaya ramak kalmış olmamızdır. Onun için 24 Haziran, köprüden önceki son çıkış olacaktır.

  • Gündüz Alp

    23.5.2018 11:30:07

    Sayın Güleçyüz, ben de bir yakınım ve fanatik derecede iktidar partili olan bir kimsenin bizzat söylediğini aktarayım: (Şehrimizi kast ederek) burada kazanacağımızdan hiç ümidim yok. Oy oranı çok düşük" diyor. Oysa büyük şehir ve iki merkez ilçenin de belediye başkanları kendilerinden ve oy alabilmek uğruna, belediyecilikle alakası olmayan etkinlikleri büyük masraflar yaparak insanların partilerine oy vermesini istiyorlar. Netice yine de istedikleri gibi çıkmıyor. Neden? Baskı, korkunun hakim olduğu OHAL ortamında yapılan "güdümlü anketlere" fazla itibar etmemek gerekir. Hürriyetin olmadığı böyle ortamlarda insanlar çoğu zaman, gerçeğin dışında, ortama ve konjonktüre göre beyanda bulunuyorlar. Böyle beyanlardan oluşan anketler de yanıltıcı olabilir. Bir de anketler çok defa iktidarın elinde bir algı ve manipülasyon aracına dönüşmektedir. Öyle görünüyor ki, bugünkü gidişatın vahameti, öyle güdümlü anketlerle falan gizlenecek gibi değil.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı