"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Soykırım”a karşı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
25 Nisan 2015, Cumartesi
Açıkça görünen o ki, soykırım iddiaları bundan sonra da başımızı ağrıtmaya devam edecek. Şu anda Ermeniler üzerinden yürütülen kampanyayı, Süryaniler, Rumlar ve diğer azınlıklara yayma çabaları da var.

Bu vaziyette ve bu gidişle, yarın başka azınlıkların da işe dahil edilmesi sürpriz olmaz.

Bunun altında, tarihten gelen bir nefret, kin ve intikam duygusuyla Türkiye’ye yönelen husumetlerin yattığı son derece aşikâr.

Ancak Türkiye’yi yöneten zihniyetin, en hafif tabirle “akıl tutulması” olarak nitelenebilecek tavrının, bu husumetlerle sürdürülen amansız taarruzlar karşısında “yumuşak karnımızı” oluşturduğu da bir başka vâkıa.

Zira bu zihniyet herşeyden önce, iddia konusu hadiselerin kendi içimizde serbestçe araştırılıp tartışılmasına engel oluyor. Böyle olunca zihinlerde, “Gizlenip örtbas edilmek istenen birşeyler mi var?” kuşkusu doğuyor.

Oysa tarihî gerçekler olduğu gibi kabul edilip, hatalar olduysa—ki olmuştur—sahiplerine rücu edilerek ortaya konulsa, dürüst ve samimî davranılmış ve kasıtlı saldırıların peşinen önü kesilmiş olur. Ama şimdiki durumda, bütün bir millet “İttihadcıların bozuk kısmı” tarafından gerçekleştirilen cinayetleri savunmaya zorlanıyor. Fanatik Ermenilerin yaptığı Müslüman katliamlarını nazarlara vererek “Ermeni soykırımı” iddialarını püskürtme gayretleri ise yine bu gayri samimî tavır yüzünden neticesiz kalıyor.

Kaldı ki, bu söylemlerin, asıl ulaştırılması gereken dünya kamuoyu ve ilgili dış mahfillere duyurulması noktasındaki noksanlık ve beceriksizlikler de işin ayrı bir ciheti. Dışarıya duyurup kabul ettiremedikten sonra “Ermeni mezalimi”ni kendi kendimize hatırlatıp durmak bize ne fayda getirebilir ki? 

Öte yandan, işin o cihetini bir “kan davası” mantığıyla ortaya sürmenin anlamı yok. 

Yapılması gereken şeylerden biri, soykırım iddialarına karşı, bunları tasvip etmeyen TC vatandaşı Ermenilerden yararlanmak. 

Ve bir başka nokta, mukatele ve tehcir ortamının oluşmaya başladığı bir dönemde “Şu milletin saadeti ve selâmeti Ermenilerle ittifak ve dost olmaya vâbestedir” diyen ve Birinci Dünya Harbinde cephede savaşırken Ermenilerin yaşlı, kadın ve çocuklarına dokundurmayan Bediüzzaman’ın mesajlarının içeride ve dışarıda kitlelere mal edilmesi.

(19.10.06’da çıkan yazımızdan alınmıştır.)

tweet 1- Kişiye, söylemediği sözü ve kast etmediği manayı izafe etmek iftiradır. İftira da kişiyi ağır vebal altında bırakacak büyük günahlardandır.

tweet 2- İmam-ı Rabbani diyor ki: İftirada yalan, bir mü’mini incitmek ve yeryüzünde fesat çıkarıp ortalığı karıştırmak vardır ve üçü de haramdır.

Okunma Sayısı: 1680
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İLHAN

    25.4.2015 08:50:18

    1915 in yıldönümü için küffar planlı çalışırken bizim siyasi iktidarı ve muhalefetin kayıkçı kavgasında zaman öldürmesi affedileb,ilir değil.Zararın neresinden dönülürse kardır sözü gereği BELGESELLER hazırlanmalıdıır,FİLM ve DİZİLER Yapılmalıdır.Basında bugün biri maalesef şahıs üzerinden hala MÜSLÜMAN TÜRK DÜŞMANLIĞI YAPABİLECEK HIYANET VE DALALETTEDİR.gerçi ağzının payını verdim namerdin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı