"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Suç”umuz depreme “ilahî tokat” demek

Kâzım GÜLEÇYÜZ
01 Eylül 2016, Perşembe
Basın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün basın kartlarını yenilerken 14 yıl sonra “fark” ettiği “suç kaydımız,” İstanbul 3 no’lu DGM’nin 11.3.2002’de verdiği ve aynı yılın 2 Ekim’inde Yargıtay onaması ile kesinleşen mahkûmiyet kararına ilişkin.

Bu kararda, 17 Ağustos depreminden dört gün sonra, 21.8.1999 günü çıkan “İlahî tokat” başlıklı yazımızda “sosyal sınıf, ırk ve mezhep farklılığına dayanarak halkı birbirine karşı kamu düzeni için tehlikeli olabilecek şekilde düşmanlığa alenen tahrik etmek”le suçlanmışız.

Ve bu “suç”tan dolayı,

TCK’nın 312/2. maddesi uyarınca, 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmamıza;

Üzerimize atılı “suç”u yayın yolu ile işlediğimiz anlaşılmakla, cezanın bir kat arttırılıp 2 yıl hapisle cezalandırılmamıza;

Duruşmadaki halimiz, saygılı tutum ve  davranışımız, sabıkasız kişiliğimiz hafifletici neden kabul edilmekle cezanın 1/6 oranında indirilerek 1 yıl 8 ay hapsimize;

“Suç”un işleniş biçimi, kişiliğimiz, geçmişteki halimiz ve “suç işleme” konusundaki eğilimimiz birlikte değerlendirildiğinde, cezanın ertelenmesi halinde ileride bir daha “suç” işlemekten çekineceğimize dair mahkemeye kanaat geldiğinden, cezanın ertelenmesine karar verilmiş.

Ve bu karar Yargıtay’da onanmış.

Sonrasında, yargılamanın ve kararın dayandırıldığı 312. madde defaatle değişmiş. İade-i mahkeme şartları oluşmuş. Aynı maddeden aynı ithamlarla yargılanıp mahkûm edilen Mehmet Kutlular ile Cevher İlhan hakkındaki kararlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden dönmüş.

İnfazı ertelenen ve yeniden yargılama yapıldığında beraate dönüşmesi kuvvetle muhtemel olan, adlî sicil kaydından silindiği halde arşiv kaydında durmaya devam eden karar, 14 yıl boyunca basın kartı için bir engel olarak görülmemiş.

Ama 2016’da durum değişmiş ve depremi “ilahî tokat” olarak değerlendirdiğimiz için 28 Şubat zihniyetince mahkûm edildiğimiz bir yazı, AKP iktidarının 14. yılında basın kartımızı yenilememe işleminin gerekçesi olarak gösterilmiş...

Yarın o yazıyı paylaşalım.

Son dönemde iç kavgalarını bırakıp Bediüzzaman’a saldıran “ilahiyatçı” taifesinin manevî hayatımıza ne gibi bir katkısı oldu, bilen var mı?!

“İlahiyat” satan enaniyet küpleri, ahirzamanda geleceği haber verilen ve ždünya için dini feda eden ulemai’s-sû’un ibretli örnekleri...

Üstad: İslamın bahtının anahtarı meşrutiyetteki şûrâdır. - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/ustad-islamin-bahtinin-anahtari-mesrutiyetteki-suradir_408466 … @yeniasya aracılığıyla

Okunma Sayısı: 5319
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • servet

    1.9.2016 18:14:02

    Suçunuz yalanlar yanlışlar ve zulümler karşısında dik durmanızdır.Küçücük menfaatler için virgül gibi eğilseydiniz şimdi baştacıydınız.Eğilmeyenlerin hali ortada

  • Mustafa BİTER

    1.9.2016 11:20:45

    Muhterem kardeşim , kaderimizde bir benzerlik var. Siz büyük bir suç (!) işleyerek 'depreme ilahi ikaz' dediğiniz için basın kartınızı alamıyorsunuz , naçizane 1999'da idareciliğimiz de 'başörtülü öğretmenleri koruduğumuz ' ve 'tekrar idareci olduğumuzda Allah'ın kanunları ile kul kanunları arasında kalırsam Allah'ın kanunlarına uyarım' dediğim için görevden alınmış , dosyamıza işlenen bu 'büyük suç (!)' sebebiyle 2005'de yeniden atandığımız müdürlük kararnamemiz iptal edilmişti. Demek ki neymiş ;'Böyle büyük suçlar (!) işlemeyecekmişiz.' Hadi canım başka kapıya...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı