"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tahliyenin tehirindeki hayır ve hikmetler

Kâzım GÜLEÇYÜZ
07 Mayıs 2017, Pazar 16:00
Nur’un haksız tutukluluğu için şimdiye kadar iki defa dosya üzerinden yaptığı değerlendirmelerde “devam” kararı vermiş olan mahkemenin, ilk duruşmada Nur’u bizzat görüp savunmasını dinledikten sonra tercihini tahliyeden yana kullanmasını bekliyorduk.

Ama yine olmadı. Bir kez daha tekrarlanan “tutukluluğa devam” kararıyla Nur, 7 günlük gelin olarak, kendisini mahkemeye getiren üç jandarmanın eşliğinde yine demir parmaklıkların arkasına gönderildi. Haliyle üzüldük ve canımız sıkıldı.

Tesellîyi yine risale satırlarında aradık ve haksız mahkûmiyet kararının temyizde bozulmasına rağmen, hükmedilen ceza süresinin oyalama taktikleriyle içeride tamamlattırıldığı Afyon hapsinde bu keyfîliğe Üstadın yaptığı yorumlarda bulduk.

İşte bunlardan biri: “Mahkemelerin tehirinde hayır var. Şimdiye kadar Nura ve Nurculara verilen zahmetler rahmetlere dönmesi gösteriyor ki, bu tehirde de hayırlar var.” (Emirdağ Lâhikası, s. 662)

Bu tehiri, zihinlerde oluşabilecek “Nurcular riyakârlığa mecbur olmuşlar, zaaf gösteriyorlar” şüphesinin izalesiyle ve “Bu tehir o evhamları izale eder. Ve ispat ediyor ki, otuz seneden beri İslamiyetin şiarına muhalif şeylere baş eğmiyorlar” hakikatiyle değerlendiriyor Üstad.

Bir başka mektupta da şu ifadeler var:

“Bu mahkememizin tehiri gerçi onların planıyla aleyhimizdedir. Fakat hakikatte Nurun hiçbir şeye alet olmadığını, hakaik-ı imaniyeden başka bir maksat bulunmadığını göstermek ve ehl-i imanın tam itimad ve kanaatlerine vesile olmak, bu tarafgirane, garazkârane seçimler zamanında kader-i İlâhî hakkımızda bu tehire müsaade verdi.” (Gayrimünteşir)

Yeni Asya bayrağı altında hizmete devam eden Nur Talebelerinin haktan yana ve hakikatleri hiçbir şeye alet etmeyen tavizsiz tavır ve duruşlarını örnek bir kararlılıkla sürdürdükleri bir ortamda ve yaşadığımız sıkıntılı süreçte bu manalar farklı şekillerde geçerliliğini yine koruyor.

Ve zahmetler yine rahmetlere dönüyor.

Bir diğer mektupta konunun bir başka manidar boyutuna daha dikkat çekiliyor ki, onu da bilâhare yazalım inşaallah.

***

Nur’u ve diğer masumları hâlâ içeride tutmaya devam edenlere tek bir sorumuz var: Bunun cevabını vicdanınıza verebiliyor musunuz?!!

BB: “Önemli olan, tutuklanma mağduriyeti yaşayanların yüreğini ferahlatacak kararın çıkması.” Topbaş’ın damadıyla sınırlı kalmamak kaydıyla.

26 Mart’taki muhteşem İstanbul buluşmasından sonra bugün de Ankara’da düzenlenen “Genç Said’ler buluşuyor” programında kucaklaşalım inşaallah.

Okunma Sayısı: 10816
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hamza

    7.5.2017 22:27:19

    İstikbâlde İslâm’ın gür sesi haykırsın. Ülkenin geleceği kararmasın. inşallah

  • Özcan Erkiş

    7.5.2017 12:47:11

    ( 4) 17-25 Aralık'ta başlatılan ve 15 Temmuz kalkışması ile zirve yapan ve OHAL ve KHK'l arı netice veren, binlerce insanın haksız hukuksuz mağduriyetlerine sebebiyet veren şu zulumatlı sürecin (bilhassa müslüman fertler arasında )menfi bir tesiri de Üstad Hz.lerinin Hutbe- i Şâmiye'de bahsettiği 6 hastalıktan üçüncüsü olan "Adâvete muhabbet" illetini netice vermiştir. Yaptığımız aile ziyaretlerinde öncelikli konu, "f..ö" ve siyaset üzerinden hasmane duygu ve düşüncelerin dile getirilmesidir. Demek, Üstad Hz.lerinin bir asır evvel haber verip uyardığı bu içtimai hastalık yeniden, menfi ve menfaatçi siyaset eliyle yeniden hortlatılmıştır. Bu millete zulüm ve yazık değil mi? İhtiyacımız uhuvvet, muhabbet, ittihad ve tesanüttür. Düşmanımız cehalet, sefalet ve tefrikadır. Ey iktidar mensupları! Maharetiniz ve varsa reçeteniz, bunların hâlli için say'u gayret ediniz lütfen! Vesselâm.

  • Özcan Erkiş

    7.5.2017 12:28:15

    ( 3 ) Siyasal İslâmcıların 15 yıldır tek başına yönettiği Türkiye'nin ahvâlini göstermesi açısından, Birgün Haber'de 06 Mayıs'ta çıkan bir haber: Türkiye'nin Suç Atlası! Adalet Bakanlığı Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğü 2016 yılı suç Atlasına göre (60 ilde ) 1'nci sırada "vücut dokunulmazlığına karşı işlenen suçlar" yani " cana kast." 2 'nci sırada (20 ilde ) "mala karşı işlenen suçlar " yani "malı gasp " yer almaktadır. "Dindar nesil "iddiasıyla yola çıkan fakat "maneviyatta sınıfta kaldık! "itirafiyla geldiğimiz ibretâmiz bir nokta. "Suç Atlası" bile, yanlış gidişatın delil ve bürhanıdır. İnkâr ederek yahut görmezden gelerek problemleri çözemeyiz. Zira "gündüz vakti gözünü kapatan yalnızca kendine gece yapar." OHAL ile dünya nazarında bir üçüncü dünya ülkesi seviyesine düştük...

  • Aykan

    7.5.2017 12:15:49

    Eğer mahpus, zulmen mahkûm olmuş ise farz namazını kılmak şartıyla her bir saati, bir gün ibadet hükmünde olduğu gibi o hapis onun hakkında bir çilehane-i uzlet olup eski zamanda mağaralara girerek ibadet eden münzevi salihlerden sayılabilirler. (Şualar, Risale-i Nur)

  • Özcan Erkiş

    7.5.2017 12:08:03

    ( 2 ) Nur Hanım ve emsâli binlerce mağdur, maalesef, medrese-i Yusufiye'den tahliye, mahkemeden-inşâallah- beraat edecekleri günü bekliyorlar ve bizler de bu kardeşlerimiz için duâ ediyoruz. Onlar hakkında bu tehir rahmet olurken, adâleti geciktirip tehir ettirenler, buna sebep olanlar için de bu durum vizr ü vebaldir. Her iki tarafta bu mânâda imtihan sürecindeler. Fakat netice itibariyle birisi için rahmete inkılâp edecek, diğeri için vizr ve vebal olacak bir sınav. Yâni topyekûn millet olarak bir sınav dönemi yaşıyoruz denebilir. Yeni Asya câmiası gibi mağduriyetlere karşı duyarlı davranıp onların tercümanı olanlara mukabil 3 Maymunu oynayan kesimlerde vardır. Şu zulumatlı süreç, toplum için tam bir turnusol kağıdı vazifesi görmüştür. Kıvam ve keyfiyetimizi bizzat müşâhade ettik.

  • Özcan Erkiş

    7.5.2017 11:51:28

    (1) Sayın Güleçyüz, elbette "Kader- i ilâhî adalet, beşer zulmeder" hakikatinden hareketle, adaletin gecikmesi, tutuklamaların uzaması vs. zahiren zahmetlidir. Altında ve neticesindeki rahmetleri tam bilemediğimiz ve göremediğimizden çok defa (hasbel beşer )zahire göre hükmediyoruz. Çünkü adaletten beklediğimiz; fertlerin temel hak ve hürriyetlerininin muhafazası ile bunların insanlara tam ve zamanında teslim edilmesidir. Ehlince mâlumdur ki, geciken adâlet, adâlet değildir. Bir de dirhem dirhem verilen adâlet(!) var ki o da bir başka zulüm şeklidir. Meselâ bugün tahliye edip 2 gün sonra tekrar tutuklama, gözaltı gibi. Yeni Türkiye'nin "Türk tipi" adâleti desek, mübalağa olmaz. Şaşırmıyoruz çünkü, "çocuklar ölmesin!" diyen öğretmene, "barış istiyoruz! " diyen akademisyene referanduma "hayır" diyeceğini beyan eden vatandaşa "gücenmek yok!" diye sopa gösteren, ceza kesen bir yargı sistemimiz var. Ne diyelim, hayırlısı olsun.

  • özdemiroğlu

    7.5.2017 08:54:03

    Nur Kardeşimize dua da berdevamız.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı