"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Terör ve seçim

Kâzım GÜLEÇYÜZ
21 Haziran 2018, Perşembe
Terörün siyasî proje ve hedefler için kullanıldığı ülkelerin başında her halde Türkiye geliyor. Öncesi ve sonrasıyla darbe süreçlerinde yaşananlar ve güncel gelişmeler bunun örneklerinden.

12 Eylül darbesinin en önemli gerekçesi anarşi ve terör olaylarıydı. Birçok ilde ilan edilen sıkıyönetime rağmen terörün niye arttığı, bilâhare yapılan itiraflarla anlaşıldı.

Darbe ortamı olgunlaşsın diye bilerek olaylara müdahale edilmediği ortaya çıktı.

Dönemin Başbakanı merhum Demirel’in “11 Eylül günü akan kan 13 Eylül’de nasıl bir anda durdu?” suali böyle cevap buldu.

Bunaltılan halka, “Seçilmiş sivil hükümetin önleyemediği terörden ülkeyi asker darbe yaparak kurtardı” dedirtmeyi hedefleyen derin bir plan uygulandığı belli oldu.

Ancak tek gerekçesi ve dayanağı terör olan 12 Eylül, birkaç sene bile geçmeden PKK terörünü memleketin başına belâ etti.

PKK terörünün başlıca işlevlerinden biri Türkiye’nin demokratikleşmesini önlemek için de kullanılması oldu. “Güvenliğimiz tehdit altındayken ve terörle mücadele devam ediyorken demokratikleşme adımı atamayız” denildi. Bu durum, ne yazık ki günümüzde dahi hâlâ geçerliliğini koruyor.

Bu arada, “çözüm süreci”nde yaşananlarla bugün karşı karşıya olunan tablo arasındaki uçurum, günübirlik siyasî hesaplarla yürütülen politikaların samimiyetsizliğini açık şekilde gözler önüne seriyor.

O süreçte örgütün alan hakimiyetini pekiştirmesine, şehirlere tahkimat yapıp silâh yığmasına göz yumulmuş; terör kadrolarıyla yoğun pazarlıklar yürütülmüş; övgüler düzülen İmralı sakininin mektubu Diyarbakır meydanında okutturulmuştu.

Şimdi ise terörle mücadele yeniden askere ihale ediliyor, mücadelenin başarısı “etkisiz hale getirilen terörist” sayısıyla ölçülüyor; seçimle gelen insanlar terör suçlamasıyla derdest ediliyor; terör iddiasıyla tutuklu cumhurbaşkanı adayına cezaevi şartlarında kampanya yaptırılıyor; dahası meş’um 15 Temmuz kalkışması gerekçesiyle öne sürülüp PKK’dan daha tehlikeli gösterilen f.ö üzerinden ülkenin tamamı hukuksuz bir OHAL cenderesine sokuluyor.

Ve son olarak, sınırötesi operasyonlara hız veriliyor. Tam da seçim öncesinde!!!

***

- Sınırötesi terör operasyonlarını hele seçime sayılı günler kala iç siyaset malzemesi olarak kullanmak en başta şehitlerimize saygısızlıktır. Ve benzeri hiç görülmemiş bir haddini bilmezliktir. Bu sorumsuzluğa, sandıkta niyet ve maksadının tam aksiyle karşılık verilmesi gerekir.

- Risale-i Nur Tekelleştirilemez isimli eserimiz https://youtu.be/YYJI4yS88ms

Okunma Sayısı: 5637
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp-3

    21.6.2018 11:13:55

    Safları sıklaştırma hesabına ve fakat hürriyetçi demokrasiye hiç bir katkısı olmayan "dindar iktidar" veya "milli ve yerli" gibi yerel argümanları kullanan iktidar en son "beka sorunu" ve "terör ve güvenlik" gerekçelerini kendi ikbal ve iktidarlarının devamına alet ve basamak yapmaktadır. Demokratik parlamenter sistemi gözden çıkaran, kendileri için ayak bağı gören siyasal anlayış ve yönetim tarzıyla, ülkeye toplumsal barış ve huzurun gelmesi, hürriyetçi demokrasinin tesisi, imkansız denecek derecede zordur. Hiç bir argüman ve gerekçe, hürriyetçi demokratik parlamenter sistemin rafa kaldırılmasına mazeret ve bahane olamaz. 24 Haziran, bütün bu argüman ve gerekçelerin geçersiz olduğunu ve hürriyetçi demokrasiyi tercih ettiğimizi göstermek bakımından son derece önemli ve kıymetli bir tarih bir fırsattır. Bu fırsatı vatan, millet ve geleceğimiz adına kaçırmayalım.

  • Gündüz Alp-2

    21.6.2018 09:49:41

    Darbecilerin ve süreç sevdalılarının üzerinden "ekmek yedikleri" en kullanışlı ve fakat bayatlamış argüman "terör ve güvenlik" konusudur. Ellerinde imkan ve fırsat varken bir türlü bitirmedikleri, binler cana ve mala kasteden terör, her seferinde seçim öncesi hatırlanır, gündeme gelir, iç siyasete malzeme yapılır. Yani taktik: Önce halkı bunalt sonra süreci başlat. İnsanların canı ve malı, siyasete alet ve malzeme yapılacak kadar ucuz mu? Ve böyle bir siyaset anlayışı müspet ve doğru bir siyaset tarzı mıdır? Ve böyle bir siyaset ve yönetim anlayışından ülkeye toplumsal barış ve huzur gelir mi? Gelmediği ortada değil mi? İşte 24 Haziran bu çarpık anlayışa ve yönetim tarzına son vermenin tarihi olacaktır diye ümit ediyoruz. Çare de çözüm de parlamenter sistem ve hürriyetçi demokrasidedir.

  • Gündüz Alp

    21.6.2018 09:28:12

    Sayın Güleçyüz, Türkçemizde "takke düştü kel göründü" diye güzel bir deyim vardır. Millet İttifakının kurulmasıyla, iktidar cenahının temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp milletin önüne koyduğu bütün bahane, argüman, mazeret ve gerekçeler temelden bir bir sarsıldı ve çöktü. Hele "terör" bahanesi. Darbelerin ve süreçlerin demirbaş gerekçesidir. Önce "şartları olgunlaştırmak" için yol verirler sonra gelsin darbe, başlasın süreçler. Artık yemiyoruz. Meselâ, seçime yaklaşırken, bir ay evvelinden davul-zurna ile ilan ettikleri "Kandil'e bayrak dikme" söyleminin ardından, Kandil boşaltıldıktan sonra yapılan operasyon ve "ekibi hallettik" ilanı. Acaba öyle mi? Bu iktidar döneminde, siyasette alet olarak kullanılmadık bir şey kaldı mı? Terör ve güvenlik, iktidarın devamı için en elverişli ve kullanışlı argümandır. Maksat terörü bitirmekse, 16 yıl az bir süre midir?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı