"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Türk-Kürt kardeşliği

Kâzım GÜLEÇYÜZ
29 Ağustos 2015, Cumartesi 13:00
Herkesin dilinde dolaşan, ama malûm fitne sebebiyle bir miktar zedelenen “Türk-Kürt kardeşliği”ni ihya edip kurtarmanın ve güçlendirmenin en sağlam formüllerinden biri, Üstadın Van’daki Kürt talebesiyle diyaloğundan çıkan mesajla önümüze konuyor.

Aslında onun başından beri Kürtlere ısrarlı tavsiyesi, Türklerle birlikte olmak.

Meselâ, 2. Meşrutiyet döneminde Kürt hamallara hitap ederken, “Altı yüz seneden beri bayrak-ı tevhidi umum âleme karşı ilân eden; ve istibdada şiddet-i itaat (baskıya boyun eğmeleri) ve terk-i âdât-ı milliye (millî âdetlerini terk etmeleri) ile ihtiyarlanan bizim şanlı Türk pederlerimize kuvvet ve cesaretimizi peşkeş ve hediye edelim. 

Ona bedel, onların akıl ve marifetinden istifade edeceğiz” dedikten sonra şu ilginç tesbiti yapıyor: 

“Türkler bizim aklımız, biz de onların kuvveti; mecmuumuz (hepimiz) bir iyi insan oluruz. Hodserâne (ayrı baş çekip serkeşlik) yapmayacağız. Bu azmimizle başka unsurlara (diğer etnik gruplara) ders-i ibret vereceğiz...”

Ve “İyi evlât böyle olur.” deyip devam ediyor: “Hem de istibdat zamanında bir batman itaat etmişsek, şimdi bin batman itaat ve ittihad farzdır. Zira şimdi sırf menfaati göreceğiz. Çünkü hükümet-i meşruta (meşrutiyet hükümeti), hakikî hükümet-i meşruadır (meşru hükümettir).” (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 186.)

Türklerle Kürtler arasındaki irtibatı peder-evlât ilişkisiyle bir tutarak konuyu bir aile sıcaklığı ortamına taşıyan ve böylece ayrılıkçı duyguları besleyen komplekslere gerek olmadığını ima eden Said Nursî’nin, “Türkleri, istibdada aşırı itaat edip millî âdetlerini terk etmeleri ihtiyarlattı” tesbitini dile getirdikten sonra, onların düştüğü bu zaaftan istifade edip ayrı bayrak açmak yerine, “Kuvvet ve cesaretimizi onlara hediye edelim” tavsiyesinde bulunması ayrıca dikkat çekici.

Yapılması gereken, Türklere karşı kuvvet kullanmak değil, o kuvveti Türklerin hizmetine verip onlara yardımcı olmak.

Ve Türklerin de onları kucaklaması.

(“Teröre Said Nursî Çözümü’nden)

Okunma Sayısı: 3339
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • said

    29.8.2015 10:22:39

    Biz kürtler türk-kürt kardeşliği laflarını duymaktan açıkçası iğreniyoruz en büyük zulümlerin yapıldığı dönemlerden beridir söylene gelen bir terimdir ve hiç bir şeyi çözememiştir. İğrenmemizin sebebi kardeş demenin yanına eşitli asla koymamalarıdır eve türk kürt kardeştir yalnız üvey kardeş olmadığının ispatı için türk kürt eşit midir? meselelerinin irdelenmesi gerekir....teşekkürler...mesela üstad bir yerde onların dillerini onlara unutturduktan sonra diyertek cümleye başlıyor...mesela başka bir yerde lisan-ı yörelerinde eğitim verilmesi gerektiğinden bahsediliyor...v.b tam eşitlik istiyoruz işte o zaman kardeş olabiliriz...çünkü yıllardır kardeşiz hala eşit olamadık demek eşitlikten kardeşliğe gitmek gerekiyormuş...teşekkürler

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı