Nur Ener’in gece vakti evi basılıp gözaltına alınmasıyla başlayıp üç gün sonra tutuklanmasının üzerinden geçen süre üçüncü haftasında.
Baştan sona, en temel hak ve özgürlüklerin ağır ihlalleriyle dolu bir süreç bu.
Asılsız bir ihbar mektubu ve hukukî geçerliliği çok tartışmalı istihbarat bilgileri esas alınarak “silahlı terör örgütü üyeliği” ile suçlanıp özgürlüğünden mahrum edilmek; işinden, sevdiklerinden ve hayattan koparılmak, itibarsızlaştırılmak...
Hukuku ve yargıyı alet ederek insan onuruyla oynamak bu kadar kolay mı?!!
Olayın ve sürecin tamamında yaşanan son derece ağır ihlallerin yanı sıra, tutuklama kararı verilirken gözlenen aceleciliğin, itirazı inceleme aşamasında yerini, işi çok ağırdan alan bir yavaşlığa terk etmiş olması da ayrı bir hukuk skandalı.
İhbar mektubuyla bylock iddiasının hiç incelemeye dahi gerek görülmeden ve Nur’un yaptığı açıklamalara itibar edilmeden “somut delil” olarak kabul edilip tutuklamaya gerekçe gösterilmesi gibi.
Tutuklama kararına itiraz süresi 7 gün ve avukatın tam 3 gün tecritte tutulup ondan sonra koğuşa alınan müvekkiliyle görüşmesine ise ancak 6. günde izin veriliyor.
Böyle bir sıkboğazla ucu ucuna yetiştirilen itiraz dilekçesi verildikten sonra ise gayet “aheste” bir inceleme süreci başlıyor. Tahliye talebi değerlendirmeye alınırken, tutuklamada bakma ihtiyacı duyulmayan “gizli” dava dosyası isteniyor.
Bizlere adeta “dokuz doğurtan” inceleme süreci olanca yavaşlığı ile devam ederken kendimizi tahliye talebinin tutuklamada olduğu gibi “otomatik” bir kararla reddedilmeyip incelemeye alınmış olması ile “tesellî” ediyor ve sabırla bekliyoruz.
Ama bu süreç işlerken, özgürlüklerin haksız yere gaspıyla demir parmaklıklar arkasında geçen süre uzadıkça uzuyor.
Gazetede yaptığımız bunca tahşidata ve avukatımızın ilk andan itibaren sergilediği yoğun çabaya rağmen durum bu.
Bunlar da olmasa kimbilir ne olacak?
Ki, aylardır itiraz ve savunma hakkı kullandırılmayıp mahkemeye çıkarılmadan içeride tutulan on binlerce insan var.
“Herşey hukuk içinde yürüyor,” öyle mi!
Uzun yıllar Kütahya-Tavşanlı temsilciliğimizi yapan Ahmet Bali’ye Allah’tan rahmet, ailesine ve camiamıza sabır dilerim. Mekânı Cennet olsun.
Adalet, hemen şimdi! http://www.yeniasya.com.tr/video/adalet-hemen-simdi_426338 … @yeniasya aracılığıyla
Nur’la 9.5.16’daki periscope yayınımız: Başkanlık dayatılırken hak ihlalleri gittikçe artıyor http://www.yeniasya.com.tr/video/yasananlarin-izahi-yok_396372 … @yeniasya aracılığıyla