"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tweet’lerle 15 Temmuz

Kâzım GÜLEÇYÜZ
17 Temmuz 2018, Salı
Meş’um kalkışma gecesi ve sonrasında attığımız tweet mesajlarından bazılarını, yıldönümü vesilesiyle tekrar hatırlatmakta fayda görüyoruz:

15 Temmuz:

* Her türlü darbeye hayır. Hiçbir darbe çözüm getirmemiş, aksine hem mevcut sorunları daha da ağırlaştırmış, hem yeni sorunlara yol açmıştır.

* Antidemokratik ve hukuk dışı bir gidişatı önlemenin yolu darbe değil, demokrasi ve hukuk içinde verilecek müsbet ve kararlı mücadeledir.

* 2016 Türkiye’si hâlâ darbe kaosu ile karşı karşıya kalabiliyorsa demokrasimizin ne kadar kırılgan bir yapıda olduğu bir kez daha görülüyor.

16 Temmuz:

* Şehitlere rahmet, darbecilere lânet, devlete samimiyet ve ciddiyet, millete feraset ve basiret, ülkeye barış ve sükûnet, demokrasiye selamet.

* Millet ilk kez gösterdiği “darbeye karşı demokrasiye sahiplik” bilincinin başka siyasî hesaplar için kullanılmasına izin vermez inşaallah.

17 Temmuz: 

* Kanlı darbe girişiminin sorumlularından hesap sorulsun. Ama bu hesaplaşma yine kurunun yanında yaşı da yakacak bir cadı avına çevrilmesin.

* Biz 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan’a... nasıl karşı çıktıysak 15 Temmuz’a da karşı çıkıyoruz. Aksini iddia eden müfteridir.

18 Temmuz:

* 15 Temmuz gecesinden bu yana dehşetli bir algı operasyonu kasırgası estiriliyor. Bu süreçte itidal ve hakkaniyeti koruyabilenlere ne mutlu.

* İfrat ve tefritten uzak vasat çizgide hakkı savunma çabasının bir bedeli de her cenahtaki at gözlüklü fanatiklerin hücumuna uğramak. Ne gam!

* Kur’an’ın bize verdiği çok önemli hukuk derslerden biri: Birinin hatasıyla başkası mes’ul olmaz. Kardeşi de, arkadaşı da, partidaşı da olsa.

* Bir cemaat özelinde “devlette kadrolaşma” stratejilerinin nasıl dehşetli fitnelere alet edildiğini son olaylarda bir kez daha görmüş olduk.

* İnançlı nesillerin fıtrî bir süreçte devlette görev alması ile özel bir kadrolaşma stratejisi izlenmesi ayrı şeyler. İşin düğümü bu nüansta.

***

- Pazar günü Ömer Yavuzyiğitoğlu ve İbrahim Şencan’la birlikte, Ödemiş Gölcük’te yapılan 35. Ege pikniğindeydik. Bütün bölge il ve ilçelerinden ailecek yine yoğun katılım oldu. Verimli, istifadeli ve şevkli müzakereler yapıldı. Katılan ve katkıda bulunan bütün okurlarımıza teşekkürler.

Okunma Sayısı: 8808
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp-3

    17.7.2018 12:01:47

    Akıl için yol birdir, derler. Bir hukukçu ve eski AYM raportörü bir Prof. da aynı anlama gelen şeyleri söylüyor: "İktidarın tek elde yoğunlaşması oranında darbe girişimleri cazip ve mümkün hale gelir."(T24, 16.07) Aşırı merkeziyetçi, güç ve yetkilerin tek elde toplandığı yapıların, darbe ve süreç heveslileri için uygun bir zemin olduğunu ifade ediyor. Kaldı ki 15 Temmuz kalkışmasının ardından tesis edilen sistem, daha fazla hukuk daha fazla demokrasi içermeli değil miydi? Zaten melun darbe girişimini canı pahasına halk önlememiş olsaydı, gelecek sistem OHAL olmayacak mıydı? O halde neden darbecilerin heveslerini kursaklarında bırakacak bir sistem değil de onların istekleri doğrultusunda bir sistem? Tıpkı 15 Temmuz gibi sorgulanması gereken bir konu da budur. Aksi halde hep darbe ve süreç hep OHAL yaşamaktan hürriyetçi demokrasi ve hukukun üstünlüğüne sıra gelmez.

  • Gündüz Alp-2

    17.7.2018 11:46:27

    15 Temmuz darbe girişimi, eğer, Türkiye'de hürriyetçi demokrasi ile hukukun üstünlüğünü pekiştirmiş olsaydı, OHAL darbe rejimini getirmemiş ve KHK'lar ile hürriyeti, adaleti, hukuk ve demokrasi askıya aldırmamış olsaydı biz de onlar gibi 15 Temmuz melanetini "lütuf" olarak görür "hayırlı şeylere vesile oldu" diyebilirdik. Şu anda geldiğimiz nokta ve yaşayacağımız yeni tekçi sistem itibariyle bunu söylememiz mümkün değildir. Tıpkı 27 Mayısçıların yaptıkları darbeyi yıllarca Hürriyet ve Anayasa Bayramı olarak kutlaması gibi 15 Temmuz'u da benzeri bir mantıkla kutlamanın hürriyetçi demokrasi ve hukukun üstünlüğüne bir katkısı olmaz. Bir daha 15 temmuz benzeri kalkışmaların olmaması için demokratik bilincin ve kültürün kökleşmesi gerekir. Sivrisinekleri üreten bataklık zeminlerdir. Antidemokratik zeminde hürriyetçi demokrasi ve hukukun üstünlüğü neşv ü nema bulmaz.

  • Gündüz Alp

    17.7.2018 11:32:26

    Sayın Güleçyüz, darbe ve darbecilerle bir türlü hesaplaşma becerisini ve iradesini gösterememiş Türkiye'de, 15 Temmuz darbe girişimi de aynı akıbeti yaşayacak gibi görünüyor. İlk günün ve gecesinin üzerindeki sır perdesi bir türlü aydınlatılmayan 15 Temmuz kalkışmasının ardından ilan edilen OHAL ve çıkarılan KHK'larla toplum, ciddi anlamda travma ve sendrom yaşadı. Bu durumun ilanihaye devamı mümkün değildir. Binler zulüme davetiye çıkaran bu melun girişimin gerçek faillerinin, müsebbiplerinin ve azmettiricilerinin ortaya çıkartılması mutlak surette zorunludur. Böylece zan ve töhmet altındaki kitleler de bundan kurtulacaktır. Bunu yapacak olan da en başta, 15 Temmuz kalkışmasını "lütuf" gibi gören, "hayırlı şeylere vesile olduğunu" söyleyen iktidar cenahıdır. Yoksa 15 Temmuz'un nasıl bir "lütuf" ve hangi "hayırlı şeylere vesile olduğu" hep sorgulanacaktır.

  • HÜSEYİN İLHAN

    17.7.2018 11:01:24

    Niyet halis,duruşda samimiyet,inançta hak-hukuk-adalete riayet esas alındımı aylar değil yıllar asırlarda geçse bu sözler,düşünceler ALTIN dan da kıymetlidir. Cenab-ı Hak CC.sırat-ı müstekimden ayırmasın.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı