Görünen o ki, önce 31 Mart, ardından 23 Haziran, siyasetteki taşları yerinden oynattı.
17 yıllık rakipsiz iktidarın tılsımı, AKP İstanbul’u kaybedince bozuldu. Partide çoktandır devam eden ve tek adam rejimine geçişle birlikte yığılarak kızışan iç kaynama iyice açığa çıktı ve AKP bölünmenin eşiğine geldi.
Ne zamandır “Trenden inenler bir daha binemez, bizden ayrılanlar tarih olur” gibi sözleri tekrarlamaya devam eden Erdoğan, Ali Babacan’a verdiği “Ümmeti parçalamaya hakkınız yok” ültimatomu ile bunu da ikrar ediyor.
Böylece aynı zamanda kendisini “ümmetin lideri” olarak gördüğünü de ifade etmiş oluyor.
Ne var ki, Üstad Bediüzzaman’ın “Bahr-ı umman bir testide sığışmaz” dediği gibi, koca bir ümmet de bugün var yarın yok bir partiye hapsedilemez.
Dahası, “ümmetin lideri” denildiği takdirde birçok şeyin kapağı açılır ve sorgulamaları başlar.
İlk akla gelenlerden bazıları:
Ümmetin kendi ülkesinde yaşayan mensuplarından, kendisine biat etmeyenleri tekelci, dışlayıcı, ötekileştirici ve kutuplaştırıcı söylem ve eylemlere muhatap kılan bir “ümmet lideri!”
Ve İslam dünyasında da güvenilirliği giderek daha fazla sorgulanan bir “ümmet lideri!”
Bir taraftan Filistin’e sahip çıkıyor görünürken, diğer taraftan İsrail’le ilişkileri aynen devam ettiren ve Filistin davasını tamamen bitirme planının sahibi Trump’la samimî pozlar vermekte beis görmeyen bir “ümmet lideri!”
Suriye, Libya, Yemen gibi iç savaş kıskacındaki ülkelerde çözüm için ne yapmak istediği bilinmeyen; buna karşılık konjonktürel rüzgârlara ayarlı değişken ve istikrarsız politikalar izlemeyi sürdüren bir “ümmet lideri!”
“Ortak vizyona sahibiz” dediği Çin’in cenderesindeki Uygur Türkleri için “Mutlu bir hayat sürüyorlar” diyen ve Uygurların maruz bırakıldığı zulümlerin dile getirilmesini “istismar” olarak niteleyen bir “ümmet lideri!”
30’lu yıların şeflik rejimi referans gösterilerek ve “CHP’den öğrendik” diye dayatılan tek adam yönetimiyle birlikte hız verilen antidemokratik ve hukuksuz uygulamalarla Türkiye’nin “Müslüman demokrat bir model ülke” olma ümit ve beklentilerine gölge düşürüp sekte vuran bir “ümmet lideri!”
Kendi partisinin de bölünme noktasına gelmiş olmasında, kaderin böyle bir arkaplanla ortaya çıkan hissesi son derece ibretli.
Görebilen ve okuyabilen için.