"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yargı da partili tek adama bağlanıyor

Kâzım GÜLEÇYÜZ
14 Nisan 2017, Cuma
Paket ne getiriyor, ne götürüyor? (3)

SINIRSIZ YETKİYE SIFIR MECLİS DENETİMİ

Getirilmek istenen sistemde Meclisle sorumluluk ve denetim anlamındaki ilişkisi neredeyse tamamen kesilen CB’nın, bu durumla ters orantılı olarak yetkileri alabildiğine genişletilirken, oylanacak pakette yargıyla ilgili olarak da kritik bir madde yer alıyor:

YARGIYI ŞEKİLLENDİRME YETKİSİ DE CB’NDA

Adı Hâkimler ve Savcılar Kurulu olarak değiştirilen ve 2010 referandumundan geçen pakette 22’ye çıkarılmış olan üye sayısı 13’e indirilen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerinin Adalet Bakanı ile Müsteşarı dahil 6’sını CB, 7’sini Meclis seçiyor.

Böylece yüksek mahkeme üyelikleri dahil, hâkim ve savcı atamalarını yapan bu kurul üzerinden yargıyı şekillendirme inisiyatifi CB’na veriliyor.

Meclisteki iktidar çoğunluğunu oluşturan vekillerin CB tarafından uygun görülerek aday listelerine konulmuş kişiler olduğu dikkate alındığında, kalan 7 üyenin çoğunun belirlenmesinde de CB’nın dolaylı şekilde etkili olacağı bir sistem bu. 

Sonuçta adalet mekanizması CB’nın inisiyatifiyle yeniden şekilleniyor ve daha da artan bir siyasî etki altında kalıyor. Kabulüyle Hâkimler Savcılar Kurulu, Anayasa Mahkemesi üye sayıları, yapıları ve seçimlerine ilişkin değişiklikler hemen yürürlüğe giriyor. 

ASKERÎ YARGI KALKIYOR, AMA YARGININ TÜMÜ CB’NA BAĞLANIYOR

Bu durum, paketteki diğer maddelerde yer alan ve tek başına bakılınca olumlu gözüken “yargının tarafsızlığı” ve “askerî yargının kaldırılması” gibi düzenlemelerin olumlu anlam ve sonuçlarını kaybettiren bir sonuç doğuruyor. Zira yargı tamamen CB’na bağlanmış oluyor (m. 14).

PARTİLİ CB İLE TEK ADAM REJİMİ

CB seçilenin partisi ile ilişkisini kesmesi zorunluluğu kalkıyor. CB aynı zamanda parti üyesi ve genel başkanı olabiliyor. 

Yarın bitirelim inşaallah.

Nur’un ve onun gibi olan bütün masum ve mazlumların Üç Aylarda Arş-ı Àlâya yükselen dualarıyla kara bulutlar dağılacak inşaallah.

 

Nur, oyuncu Turgay Tanülkü  ile cezaevlerini konuşmuştu: http://www.yeniasya.com.tr/roportaj/baris-kardelen-gibi-filizlenecek_391474 … 

 

“Yeni çağda devleti ancak meclis, meşveret ve fikir hürriyeti taşıyabilir” - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/yeni-cagda-devleti-ancak-meclis-mesveret-ve-fikir-hurriyeti-tasiyabilir_428926 … 

Okunma Sayısı: 4725
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    14.4.2017 15:43:26

    (4) Kampanyanın absürd ve aldatıcı söylemlerinden biri de-mealen - "16 Nisan'da 'evet'çıkarsa Türkiye uçuşa geçecek olması "şeklindeki uçuk söylem. Nitekim bir Başbakan Yardımcısı da "Evet çıkarsa 4. sanayi devrimini yapacağız!"demiş (Gazete Duvar, 14.4 ) Sonra "sorunlar çözülecek, Türkiye zenginleşecek"imiş. Güzel sözler fakat bir vatandaş olarak ben de iktidar cenahina soruyorum :15 yıldır tek başına iktidardasınız ve istediğiniz her şeyi yapma güç ve yetkiniz varken niye 16 Nisan'ı beklediniz? OHAL ve KHK'lar ile ülkeyi zapt u rapt altına ve hukuku da askıya alırken 16 Nisan'ı beklemediniz. Demek her şeyi yapma güç, yetki, kuvvetiniz var. O halde "4.sanayi devrimi"için 16 Nisan'ı beklemek gerekmezdi değil mi? Doğru, dürüst ve samimi olalım lütfen. Millete IQ'su düşük "balık hafızalı"insanlar muamelesi yapmayalım. Olmadığımızgara inşâallah "Hayır"diyerek göstermek istiyoruz. Hadi "Hayır"lısı. ....

  • Özcan Erkiş

    14.4.2017 15:18:20

    (4) Tıpkı Üstad Hz.lerinin "Ben dindar bir cumhuriyetçiyim!" dediği gibi tek şahsa istinat eden ve istibdatı netice verecek, suistimal ve istismara her vakit açık bulunan ve müsait olan bir sistemi, yine Üstad Hz.lerinin "Riyaset-i şahsiyenin katiyen aleyhindeyim!" sözleriyle reddediyor, kendi hür irâdemizle "Hayır!"diyoruz. İslâm coğrafyasında elan hükmünü icra etmekte olan cehalet, sefalet ve tefrikanın, 21'nci asırda bile giderilememiş olması, bu tek adamlık sistemleri yüzünden değil mi? Niçin bu gerçeği bir türlü görmek istemiyoruz? Menfi siyaset taraftarlığı bu kadar mı gözlerimizi kör etti Allah aşkına? Artık gözlerimizi açalım, hak ve hukukumuza, hürriyet ve şahsı manevi olan millet Meclisine, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye sahip çıkalım. Tek adamla idare olunan çevremizdeki İslâm ülkelerinin perişan hâlinden ibret alıp ders çıkaralım. Bu ülke ve millet deneme tahtası değil ki "olmazsa 3- 5 sene sonra değiştiririz!"diyelim. Yâni "Hayır!"dememiz için yüzlerce sebep var.

  • Özcan Erkiş

    14.4.2017 14:57:47

    (3) Daha tek adamlık sistemi gelmeden kampanyası bile milleti kamplara ayırmaya yetti. Kampanyanın daha ilk gününden "Hayır!" diyecek muhalif ve muarızları suçlayan, itham eden, hedef gösteren, yaftalayan söylemlerle vicdanları baskı altına almaya çalıştılar. Kendi hür iradesiyle "Hayır! "diyecek vatandaşları "küfür" ile itham edecek derecede absürd ve müfritâne sözlerle, bilhassa iktidar cenahı, adaveti netice veren nifak tohumları attılar. Sırf 'evet ' demeleri için kullanılmadık dinî-millî hiç bir şey bırakmadılar. Netice? Birbirine hasım hâle gelen aynı dili konuşan aynı ülkenin insanları. Tek adamın üç günlük dünya iktidar ve saltanatı için değil mi? Değer miydi? Referandumdan sonra yine birlikte yaşamayacak mıyız? Bölen değil birleştiren olmak için "Hayır!"diyeceğiz inşâallah. Zira mesele katiyen şahıs ve parti meselesi değildir. Millet ve memleket, hak ve hukuk, adalet ve hürriyet, hukukun üstünlüğü ve meşveret, Meclis ve demokrasi meselesidir.

  • Özcan Erkiş

    14.4.2017 14:38:22

    Köprü Dergisinin de Güz /2016, 136 'ncı sayısında "Başkanlık Demokrasi "başlığıyla ele aldığı tek adamlık sistemi her cihetten mukayeseli olarak bizleri hem tenvir hem ikâz etmek noktasında dikkat nazarlarımıza sunulmuştu. İnşâallah bu tenvir edici bilgiler doğrultusunda sandığa gider "Hayır!" istikametinde oyumuzu kullanırsak, millet için hayırlara vesile olacak hayırlı bir iş yapmış olacağız. Kampanya sürecinde de ortaya çıktı ki, getirilmek istenen tek adamlık sisteminin, demokratik hukuk devletiyle uzaktan yakından katiyen alâkası yoktur. Zaten tek adamlık sisteminin küçük bir numunesini şu anda OHAL, KHK ve mağduriyetlerle yaşamaktayız. Daha büyüğünü ve şumüllüsünü talep etmek akıl kârı mıdır? Hem de kendi elimizle. Asrın ruhuna da hususiyetine de ters bir vaziyet alarak içinde adaletin, hürriyetin, meşveretin, hukukun, şahsı manevi olan meclisin ve demokrasinin olduğu Parlamenter sistem varken niye tek adamın iktidar ve iradesine istinad eden bir sistemi tercih edelim ki?

  • Özcan Erkiş

    14.4.2017 14:19:08

    (1) Sayın Güleçyüz, herkese hayırlı cumalar diliyorum. Adını bile tam koyamadıkları fakat netice itibariyle tek adamlık sistemi olup istibdata dönüşmesi kuvvetle muhtemel olan bir yönetim tarzını bir gün sonra onaylatmak için sandığa gideceğiz. Yeni Asya ve değerli kalemleri, paketin meclise oradan kamuoyuna gelinceye kadarki süreçte tarihî vazifesini hakkıyla yerine getirmiştir. Allah edebeden razı olsun. Nesl-i bu tarihî vazifeyi hayırla yâd edecek ve alkışlayacaktır. Millet ve memleket hesabına, demokratik hukuk devletine sahip çıkma adına, hak ve hakikat için, hakkın ve haklının, mazlumve mağdurun hak hukuku için sandığa gidecek ve inşâallah "Hayır! " demek suretiyle tarihî, vatani, vicdani görevimizi yapacağız. Duâmız, neticenin hayırlara vesile olmasıdır.

  • ayşe

    14.4.2017 10:47:43

    kazım bey bu işi sonu ne zaman???

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı