15 Temmuz’dan beş gün sonra ilan edilen ve o zaman bazı bakanların “Bir-bir buçuk ayda kalkabilir” dediği OHAL ancak iki yıl sonra kalktı.
Yerine ikame edilen “kısmî OHAL” düzenlemelerinin yol açtığı tedirginliğe rağmen, OHAL’in kalkması bir ölçüde de olsa genel psikolojiyi olumlu etkiledi. Ama OHAL hukukunu dahi hiçe sayan uygulamaların biriktirdiği ağır sorunlar devam ediyor.
Bu enkazın da kalkması için hem yargının, hem siyasetin artık normalleşmesi lâzım.
Yargıtay Başkanı Cirit’in son dönemde verdiği mesajlarla yargıdaki iş yükünün ağırlığından yakınmasını, hukuk eğitiminin yetersizliğine dikkat çekmesini ve erdemli hukukçulara olan ihtiyacı tekrarlamasını, içinde bulunulan durumun vahametini gösteren SOS feryatları olarak okuyoruz.
Malûm davaların epeycesinin “gizlilik” kaydı konularak yürüyor olduğu bir süreçte “Yargı istihbarat kurumu değildir” diyerek ısrarla şeffaflığa vurgu yapmasını da.
Ergenekon davasına bakan heyetin ilk başkanı Köksal Şengün’ün ifadesiyle, bir partinin il genel meclisi üyesi, başkan yardımcısı ve belediye başkanvekili olan avukatların sulh veya ağır ceza hâkimi ya da savcısı yapılıp İstanbul’da siyasî davalara bakan 23, 24, 25 ve 26. Ağır Ceza Mahkemelerine atandığı bir ortamda, Yargıtay Başkanının bağımsız, tarafsız, yetkin ve erdemli hâkim ihtiyacını dile getirmesi de manidar.
Kimi “hâkim”lerin, sanıklara “Getireceğin belgelerin benim için bir hükmü yok, ben MİT’ten gelen Bylock listesine bakarım” diyebildiği bir tabloda, yargının bir istihbarat kurumu olmadığını seslendirmesi de.
Yargının normalleşmesi için, Yargıtay Başkanınca dile getirilen tesbit ve uyarılara diğer yüksek yargı organlarının da destek verip kendi yetki ve görev alanları çerçevesinde gereken katkıyı vermeleri ve beraberce bir yol haritası hazırlayıp siyaset kurumuna takdim etmeleri gerekiyor.
Bu noktada özellikle ve öncelikle neşter atılması gereken yerlerin başında HSK geliyor. Bu kurulun, keyfî, ideolojik ve siyasî saiklerle adalet terazisinin ayarını fena halde bozan müdahalelerine artık bir son verilmeli ki, yargı biraz olsun rahatlayabilsin.
Evvelâ yargı düzelsin ki, hukuk ve adaletin önü açılsın.
***
İzlemek İçin tıklayınız:
Yeni Asya kimliğini koruyabilmek İlahî inayettir