Adalet, İçişleri, Dışişleri ve Hazine-Maliye Bakanlarından oluşan Reform Eylem Grubunun son toplantısından sonra yapılan açıklamada “Katılım müzakere sürecimiz her ne kadar siyasî olarak engellense de Türkiye, Avrupa Birliği standartlarına uyum için çalışmalarını kararlılıkla sürdürecektir. Önceliğimiz, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinin denetiminden çıkmaktır” denildi.
Belirlenen takvime göre önümüzdeki süreçte enerji, ulaştırma ve ekonomi konulu yüksek düzeyli diyalog ve Karma Parlamento Komisyonu toplantıları kısa aralıklarla peş peşe yapılacak.
Bu temaslar, gündemin yine AB’ye dönmesi ve Brüksel’le hayli zamandır donmuş olan ilişkilerin tekrar canlanması açısından son derece önemli.
Daha da önemli olan ise reformlar.
Bu çerçevede bilhassa son dönemde gündeme gelen Yargı Reformu Stratejisiyle ilgili çalışmalar çok özel bir önem ve önceliğe sahip. Ki, bunun için yapılan toplantıda yüksek mahkeme başkanlarıyla Adalet Bakanı ve Müsteşarının, yargıda yaşanan sorunlara dair özeleştiri niteliğindeki acı tesbitleri, bu alandaki vahim tablonun ikrarı niteliğindeydi.
Bunlar içinde özellikle öne çıkan ve yaygın mağduriyetlere yol açan “tartışmalı tutuklamalar” konusunda Denge ve Denetleme Ağının gazetemize manşet olan takdire şayan çalışmasındaki tesbit ve teklifler çok önemli.
Makul gerekçeden yoksun ve orantısız tutuklulukların yargıya olan güveni azalttığını ve uzun vadeli sorunlara yol açtığını belirten DDA, bu sorunun aşılması için yasama, yürütme ve yargıya “ciddî bir reform” çağrısı yapıyor.
Bu teklifin bir ayağında yargıyı kurumsal ve malî açıdan bağımsızlaştırmak suretiyle siyasî kavgaların dışına taşıyacak âcil ve kapsamlı bir yargı bağımsızlığı reformu öngörülüyor.
Diğer ayağı ise hâkim ve savcılara anayasa yargısı ve uluslararası insan hakları hukukuna ilişkin içtihadı öğrenmelerinin zorunlu kılınması ve haksız tutukluluk sürelerinin sebep olduğu kayıpların sorumluluğunu paylaşmalarını sağlayacak düzenlemeler.
Bunun için hem yargı sisteminin yönetim kademelerinde, hem de yasama ve yürütme organlarında çözüme yönelik samimî, kuvvetli ve kararlı bir iradenin oluşması gerekiyor.
Umarız, yakında açıklanacağı ifade edilen reform stratejisi bu beklentiye cevap verir.
***
Yargı mağduriyet değil, adalet üretmeli